Güncelleme Tarihi:
Şu sıralar Ferhan Şensoy'la birlikte kamera karşısına geçtiği "Son Ders" filmiyle gündemde olan Birce Akalay, oyunculuk yolunda en büyük desteği Özcan Deniz'den aldığını söyledi. İlk dizi projesi "Kader"de Özcan Deniz ile başrolü paylaşan Akalay, "Bu dizi benim için çok iyi bir başlangıçtı. Özcan da kafamdaki işle ilgili tüm soru işaretlerini yıkan insan oldu. Onu burnu havada biri sanıyordum, tam tersi çıktı. Zor zamanlarımda verdiği pozitif enerji, bana destek olması çok güzeldi" dedi.
Henüz üç buçuk yaşındayken bara tutunup, klasik müzik eşliğinde bale adımlarını öğrenmeye başlamış Birce. Çocukluğunda, haftanın beş gününü bale salonlarında geçirmiş. Ta ki 16 yaşında sakatlanana kadar. Konservatuvar sınavlarına hazırlanırken, yaşadığı sakatlık yüzünden baleyi bırakmak zorunda kalmış. Geçirdiği bu sakatlık, ona başka bir sanat dalının, tiyatronun kapılarını aralamış. Pera Güzel Sanatlar Lisesi Tiyatro Bölümü’nden mezun olduktan sonra, bu kez bir güzellik yarışması için podyumda bulmuş kendisini. Miss Turkey 2004 Güzellik Yarışması’nda
"Kader" dizisi kaderinizi değiştirdi mi?
- Dediğiniz gibi, bu dizi benim için kader oldu. Halep’teki çekimler çok güzeldi. Benim için iyi bir başlangıçtı. Çöl kumu yutmuş oldum.
Diziye başlamadan, Özcan Deniz’in sizin bakışlarınıza vurulduğu söylendi. Gerçekten etkili bakışlarınız var mıdır?
- Herkesin en değerli yeri gözleridir. Ne renk olursa olsun, bakmayı bilmek gerekir. Ama böyle bir egom yok. Benim için böyle düşünüyorlarsa, ne mutlu bana. Her zaman iyi yönde bakmak isterim. Asla kötü gözle de bakmam kimseye!
Bir röportajınızda, "Özcan Deniz’in varlığı bana güç veriyor" dediniz. O güç neydi?
- Özcan işine áşık bir adam. Benim işle ilgili tüm soru işaretlerimi yıkan insan oldu. Çünkü bizimle yemek yemez, konuşmaz, burnu havada biri sanıyordum. Bunun tam tersi çıktı. İlk projemde, "Yapamıyorum, edemiyorum" diyordum. Özcan bana güç veriyordu. Halep’te 40 gün yaşadık. Bu 40 gün hiç de kolay değildi. Bu zor zamanlarımda verdiği pozitif enerji, bana destek olması çok güzeldi.
"Kader" dizisinde canlandırdığınız Lamia gibi gözü kara mısınızdır?
- Kafama koyduğum her şeyi yaparım. Fakat her şey dozunda olmalı. Yani başarıya giden her yol mubah değildir.
KEŞKE 1970’LERDE YAŞASAYDIM
"Son Ders" filmine nasıl dahil oldunuz?
- O da bir tesadüftü. Herhalde benim tüm hayatım tesadüfler üzerine kurulu. Film için "su gibi" bir kız arıyorlarmış. Bu da ajansımın kulağına gitmiş. Bana söylediler. Ben de görüşmeye gittim. Yönetmenimiz Mustafa Uğur Yağcıoğlu beni gördü. "Evet, sensin" dedi. Ve kadroya dahil oldum.
Ya rolünüz?
- Ferhan Şensoy’un áşık olduğu Sevim adlı bir kadını canlandırıyorum. Daha ne isterim ben (gülüyor).
Filmin avantajı ne oldu size?
- Keşke o yıllarda (1970’ler) yaşasaydım, dedim. Çünkü şu an hayat o kadar suni ki, kimsenin değeri yok. İnsanlar soğuk ve tedirgin artık bu devirde. Ama o zamanlarda insanlar daha sıcak ve canlılar...
Bu arada Ersin Düzen’le bir birlikteliğiniz vardı...
- Evet, üç yıl sürdü. Çok güzel ve düzeyli bir ilişkiydi. Ben normalde özel hayatım hakkında konuşmayı sevmem. Burada çok samimi bir ortam olduğu için söylüyorum bunları.
Kendimi harcamak istemiyorum
- Yeni projeniz var mı?
Şu an başka bir proje düşünmüyorum. Sinema filmi çok güzel geçti. Ferhan Şensoy gibi bir duayenle çalıştım. Şu an o heyecanı kenara itmek istemiyorum. Zaten yüzümün de dinlenmeye ihtiyacı var. Daha 24 yaşındayım. Kendimi çok harcamak istemiyorum. Oyunculuk benim için ekmek kapısı değil, áşık olduğum iş.
- Dublaj da yapıyorsunuz...
Yavaş yavaş başlıyorum. Sesimi tam olarak doğru kullanmayı öğrendiğimde, buna kendimi adayacağım. Tek hayalim çizgi film seslendirmek. Çünkü çocukları çok seviyorum.