OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 28, 2003 00:00
Yayın hayatında ilk yılını kutlayan mizah dergisi Penguen, kendisiyle birlikte genç ve baÅŸarılı isimleri de mizah dünyasına kazandırdı. 22 yaşındaki Ersin Karabulut ve 26 yaşındaki YiÄŸit Özgür bu dergiyle yıldızı parlayan çizerlerden. Aynı kareye 12 balon sığdıran Özgür ve başından geçenleri çizdiÄŸi köşesiyle tiryakilik yaratan Karabulut ‘‘Şöhret beklentisiyle mizaha girenler silinir, geriye çizer olmayı çok isteyen ve buna mecbur olanlar kalır’’ diyor.n Karikatürcülük hobi mi, meslek mi? - Ersin: Buna çoktan karar verdik aslında. Daha ortaokulda, ‘‘21 yaşında MSÃœ'de grafik okurum, biri aylık, biri haftalık iki dergide çalışırım. O dergi Taksim'de olur, okuldan yürüyerek çıkarım’’ diyordum. Aynen oldu. Çok eskiye dayanan bir istek bu. Ancak çok istersen, meslek gibi görürsen gerçekleÅŸiyor. Zorunlu olanlar galiba daha baÅŸarılı oluyor. BaÅŸarıyı sürdürüyor. - YiÄŸit: Hedefe ulaÅŸmada planlamanın yanında ‘‘zorunda olmak’’ çok büyük etken. Grafik bölümünden mezun oldum ama reklam ajansına giremedim, staj bile yapamadım. Elimden gelmedi. O yüzden ‘‘bunlar kötü espriler’’ dedikleri zaman kabul edip çizmeyi sürdürdüm. Karikatürü bırakıp dükkan açmaya çalışmadım. Her hafta çizme zorunluluÄŸu üretkenliÄŸimizi saÄŸladı.n Genç çizerin ustaların arasından sıyrılması eskisi kadar zor mu?-Ersin: Okur deÄŸiÅŸti. Mizah dergileri belki de kendini tekrarlıyor. Zaten az adam yetiÅŸiyor. Amatörlerin yüksek tirajlı dergilere girmesi, köşe bulması çok zor. Çizmek isteyenler, bir de çizer olmak isteyenler var. Ä°kinciler belki dergilerde gördüğü marjinal hayatı yaÅŸamak için, şöhretin beklentisiyle geliyor. Tabii siliniyorlar. Gerçekten çizmek isteyip baÅŸka bir ÅŸey yapamayacağını düşünen mecburen baÅŸarılı oluyor.- YiÄŸit: Ustalar ‘‘yeni çizer çıkmıyor’’ diyordu. Gerçekten böyle bir sıkıntı var. Kendi adıma çok memnunum.n Okurlarla iliÅŸkileriniz nasıl?- Ersin: Okurlar belki de bizde bir zeka görüyorlar ve bizi gözlerinde kahramanlaÅŸtırıyorlar. Bazen söyleÅŸilere gittiÄŸimizde bakıyorlar ‘‘aa bunlar mıymış’’ diye. Aslında tanınmak, takdir edilmek istiyorsunuz. Yoksa çizdiklerimizin etkisini nerden duyacağız ki. Sadece dergideki arkadaÅŸlar ‘‘güzel çizmiÅŸsin’’ diyor.-YiÄŸit: Tebrik e-mail'leri geliyor. Bu röportaj bile bir alkış bizim için. SöyleÅŸiler dışında normal insanın ötesinde çok uçlarda bir sosyal hayatımız yok. Ä°nsanlar bizi tanımak istiyor. Sürekli konuÅŸan insanlar bekliyorlar. Biz de genellikle soru gelmediÄŸi zaman duruyoruz. Bazen söyleÅŸi sonrasında ‘‘Niye hiç konuÅŸmadınız’’ diyorlar. Ben de ‘‘soru sorulmadı ki’’ diyorum. Bir de ordan eve dönmesi kötü oluyor. Eve bir dönüyorsunuz ‘‘Aaa aynı. Hani ne oldu o kadar insan, gösterilen ilgi?..’’n Türkiye'den neden bu kadar çok mizah malzemesi çıkıyor?- YiÄŸit: Ä°nsanların sıcaklığından ve çeÅŸitliliÄŸinden... Patates burunlu adamlar, sivilceliler... Bunlar çok güzel, inÅŸallah hiç bitmezler. Ayrıca herkesin farkında olmadan girdiÄŸi komik halleri vardır. Çok yakışıklı bir adamı televizyona ‘‘Aaa’’ diye bakarken yakarlarsanız oturun çizin iÅŸte.- Ersin: Bence Türkiye'deki aksaklıklardan, insanların mizaha karşı bir yeteneÄŸi oluÅŸuyor. Bir de çeÅŸit zenginliÄŸinden. Gençlere çaÄŸrım mizah dergilerini okusunlar. Çok özeller ve insanın geliÅŸimini çok etkileyen ÅŸeyler. Mizah dergileri terapi gibidir.YİĞİT ÖZGÃœRKonuÅŸma balonu mühendisiHacettepe Ãœniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik bölümü mezunu YiÄŸit Özgür ‘‘çok ödüllü’’ bir genç karikatürist.‘‘Ben karikatür yarışmalarıyla iÅŸe baÅŸladım. Üçü uluslararası 17 ödül kazandım. Ama bir süre sonra canım sıkılmaya baÅŸladı. Gidiyorsunuz Japonya'dan ödül alıyorsunuz, Japonlar ve sizin dışınızda kimse bilmiyor. Anladım ki aslında yanıbaşımda duran insanları güldürmek istiyormuÅŸum.’’İlk çizerlik tecrübesi ise iki sene önce Leman dergisinde olmuÅŸ. ‘‘Leman'a girdikten 1.5 sene sonra, ekipten ayrılanlar Penguen'i kurdu. Ben de onlara katılmak istedim ama dergiye giremedim. Çünkü ÅŸimdikilerle ilgisi olmayan karikatürler yapmıştım. Ãœslubu bana ait olmayan, 'Bu komiktir herhalde' diye çizdiÄŸim ÅŸeylerdi. Ama komik deÄŸilmiÅŸ. Çizdiklerimi beÄŸenmeyip beni gönderdiler. Ä°ki ay sabredebildim. Sonra bir gün dergiye geldim ve 'Bir karelik de olsa bana yer vermek zorundasınız, mutlaka çizmem gerekiyor’’ dedim. Esprimi buldum ve sil baÅŸtan baÅŸladım. Sekiz aydır da devam ediyor. Çizdiklerimin bu kadar çok paylaşılabileceÄŸini tahmin etmiyordum.''Bu arada tekniÄŸi açısından büyük deÄŸiÅŸimler yaÅŸamış YiÄŸit Özgür: ‘‘Bende ‘artistik bilek' vardı. Yani anatomik çizen, gerçeÄŸe sadık kalan bir teknik. Onu bırakmak zaman aldı. Espriyi alelacele anlatmak için kullanılan bir eskiz çizgisi vardır. O çizginin espri tarzımla örtüştüğünü fark ettik hep beraber. Aslında hálá uçuyorum biraz, ayaklarım yavaÅŸ yavaÅŸ yere basıyor. Uzun zaman espri açısından içgüdüsel bir ÅŸeyler yaptım, ÅŸimdi onları biraz formüle etmeye çalışıyorum. Belli izlerin üzerinden gitmeye çalışıyorum. ’’YiÄŸit Özgür’ün karikatürlerinde diyaloglar çok dikkat çekici. ‘‘Mizah dergisinde balon okumayanlardan biriydim. Selçuk Erdem'in yalınlığını, az balonları filan tercih ederdim. Böyle bir yola gireceÄŸimi hiç tahmin etmezdim. Beni sevindiren nokta kendini okutuyor olması. Aynı karenin içine son olarak 12 tane balon sığdırdım. Belki de rekordur. Balon mühendisi gibi oldum. Aslında bu pek istenmeyen bir ÅŸey. Eski Gırgır'da OÄŸuz Aral, üçüncü balona bile yasak koymuÅŸ.’’ERSÄ°N KARABULUTMütevazılık uÄŸruna kendini yakışıklı çizmiyor‘‘21 yaşındayım, yok yok aslında hazirandan beri 22 yaşındayım da, daha alışamadım. Çok güzel bir yaÅŸtı.’’ Mizah dergisi Penguen'in baÅŸarılı çizeri Ersin Karabulut'un 21'i çok sevmesinin nedeni, belki de o yaÅŸta kendi görmek istediÄŸi yere gelmiÅŸ olması. Karabulut, Lombak dergisinde ‘‘Yeraltı öyküleri’’, Penguen'de ‘‘Sandıkiçi’’ köşesinin çizeri. Köşeleri, hem çizgisi hem de içeriÄŸiyle göz dolduruyor. Karikatürlerinde çocukluÄŸunu, korkularını, hayallerini tecrübelerini anlatıyor Ersin Karabulut. Ama hepsi öylesine tanıdık ki... Ä°lkokuldaki sınıf arkadaşı Birsen'i son anda ezilmekten kurtarıp ilanı aÅŸk ediyor, anne babası ona kavga etmemeyi, alttan almayı öğretirken o sinirden patlayıp yumruklarını sıkıyor mesela. Ãœzülüyor, yeniliyor ama hayat kadar gerçek duruyor karşımızda.Ersin Karabulut, Mimar Sinan Ãœniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü öğrencisi. 16 yaşında PiÅŸmiÅŸ Kelle'de çizmeye baÅŸlamış. ‘‘O zaman karikatür çiziyordum. Sonra karikatür çizemeyeceÄŸimi anladım, komik olmuyordu yani. Çizgi roman yapmam gerektiÄŸine karar verdim. 2000 yılında Lombak açıldı, ben de oraya geçtim. Ardından Lombak ekibi Penguen'i yayımlamaya baÅŸladı. Dördüncü sayıdan itibaren Penguen'de baÅŸladım. Sandıkiçi diye bir köşe yaptım. Dört hafta sürecekti. Ama beÄŸendiler ve devam et, dediler.’’HİÇ ATMASYON YOKPeki 22 yaşında bir çizer, geçmiÅŸinde anlatacak bu kadar çok ÅŸeyi nasıl bulabilir? ‘‘Çizdiklerimde bir tane bile atmasyon yok. Aslında herkesin sandığı dolu. Her hafta bir ÅŸeyler çizmek zorunda olduÄŸum için çıkıyor. YaÅŸadığım travmalar filan, herkeste var olan ÅŸeyler. Zaten artık köşede ilk baÅŸta beynimde çizikler bırakan anılarım varken, ÅŸimdi daha sosyal konular da yer almaya baÅŸladı. Bir konu üzerinden örnek vererek baÅŸka bir ÅŸeyi anlatıyorum.’’Ersin Karabulut, yılların tecrübesini yansıttığı izlenimi veren usta iÅŸi çizgisine sabrı ile ulaÅŸmış. Haftalık derginin hız gerektiren temposunda bile her karikatürle sabırla uÄŸraÅŸtığını söylüyor. Köşesinde kendini çizerken mütevazı. Nedeni samimi olma isteÄŸi. ‘‘Kendimi yakışıklı sportif filan çizsem, okuyucuyla kurduÄŸum samimiyet yok olur. Zaten kendinle dalga geçebilmen önemli. Dalga geçeceksin, yerden yere vurabileceksin. Gerçi onun da sınırını iyi belirlemek gerekiyor ama bunu iyi ayarladığımı düşünüyorum. Köşe artık otomatik olarak dengeyi buluyor.’’Â
button