Banyoda basıldılar

Güncelleme Tarihi:

Banyoda basıldılar
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 09, 2005 00:00

Yönetmen Mustafa Altıoklar, eylül ayında vizyona girecek üç filminden ilki Banyo’yu tamamladı. Altıoklar, Banyo’yu ilk kez Kelebek okurlarına anlatırken, O Åžimdi Mahkum ve Abdullah OÄŸuz’u da eleÅŸtirdi. Son filmi Banyo’nun çekimlerini tamamlayan Mustafa Altıoklar, eylül ayına yetiÅŸtireceÄŸi diÄŸer iki filmi Pisuvar TedirginliÄŸi ve Beyza’nın Kadınları’nın hazırlıklarını sürdürüyor.Altıoklar yeni projeleri ve O Åžimdi Asker’de birlikte çalıştığı Abdullah OÄŸuz için ÅŸunları söyledi.Buraya kanımla geldim Yönetmen Mustafa Altıoklar, eylül ayında üç filmini birden vizyona sokacak. Hiçbir zaman ‘sürüden biri’ olmadığını söyleyen Altıoklar, bulunduÄŸu yere tırnaklarıyla kazıyarak, kendi kanıyla geldiÄŸini anlatıyor: ‘Kısa film çalışmalarım sırasında kan bulunamamıştı, kendi damarımdan kan çekerek filmi tamamlamıştım. Yani ben filmlerimi böyle çektim’ diyor. Yönetmen Mustafa Altıoklar, eylül ayındaki sinema sezonuna üç yeni film ile girecek. Bu filmlerden ilki olan ‘Banyo’nun çekimlerini 15 günde tamamladı. Altıoklar, karakterler arasında baÄŸlantı bulunan ve üç ayrı banyoda yaÅŸanan bir ihaneti konu alan filmini aylardır herkesten saklıyor. Ä°ÅŸte Mustafa Altıoklar’ın ‘Banyo’ ve sinema sektörü hakkında ilk kez Kelebek’le paylaÅŸtığı düşünceleri... - Bütün hikayenin üç banyoda geçtiÄŸi, ‘Banyo’ adlı bir film çektiniz. Neler oluyor o banyolarda?Birbirleriyle baÄŸlantılı ihanet hikayelerini anlatıyor. Hikayelerin baÄŸlantılarıyla birlikte kahramanların da birbirleriyle baÄŸlantıları var. Yedi kiÅŸi arasında geçen bir hikaye. Zaten filmin de yedi ana karateri var, yan kadro yok. 15 günde tamamladık Banyo’nun çekimlerini. Eylül’de de vizyona girecek. Finali, müthiÅŸ oldu. Seyirci koltuÄŸunda oturup kalacak...- Neden? Burada girdabı oluÅŸturan, o girdabın içinden çıkamayarak, ortasındaki karanlık deliÄŸe sürüklenenlerin hepsi, aynı kiÅŸiler. Ayrıca bu filmin kurgusal anlamda da bir farkı var. Bir yerde akan zamanı dondurup, geriye sararak, eÅŸ zamanlı olarak diÄŸer mekanda, diÄŸer kiÅŸiler arasında aynı anda geçenleri iÅŸledik. Ve bütün bu hikayeler de birbirleriyle baÄŸlantılı. Ben her filmimde mutlaka bir yenilik, bir ilki denerim. - Zaten yaratıcılıkta da cesaretli olunmalı.Kesinlikle! Bir takım yeniliklere cesaret edemezsen, bir çok arkadaşımın yaptığı gibi, mevcut olanı tekrar etmekten öteye geçemeyiz. Özellikle son dönemde Türkiye’de ikinci el yönetmenler türedi. BaÅŸkalarının yaptıkları, baÅŸarıya ulaÅŸtırdıkları projeleri alıp, kendileri yapmış gibi filmler yapıyorlar. Bir takım imaj deÄŸiÅŸiklikleri yapsalar da ne yazık ki bu yönetmenler her defasında kafa üstü çakılıyorlar. Ben taklitçilere ‘ikinci el yönetmen’ diyorum. - Kim bu yönetmenler, isim verir misiniz?Ä°sim de veririm ama gereksiz yere, mahalle çocuÄŸu gibi polemiÄŸe girmiÅŸ oluruz. SÄ°NEMA SEKTÖRÃœ HAKKANÄ°YETLÄ° DAÄžILIM YAPMADI - Kültür Bakanlığı’nın sektör adına oluÅŸturduÄŸu havuzdan bir para dağılımı yapıldı. O dağılım hakkında ne söylemek istersiniz? Ben çok fazla almadım, bu yüzden de çok kızgınım. Ama kızgınlığım Kültür Bakanlığı’na deÄŸil sektöre. Kültür Bakanlığı elinden geldiÄŸince sektör için pozitif ve olumlu davranışlar sergiledi. Son sinema kanunu, havuz meselesi, teliflerin dağıtılması gibi. Ama ondan sonra projeleri seçmek, kime ne kadar para verilmesi gibi görevi sektöre bıraktı.- Peki sektörden kimler yaptı bu dağıtımı?Bu son komisyona sinema sektöründeki çeÅŸitli derneklerden temsilciler girdiler. Ve birden hem dizi yapımcıları, hem de televizyon konusunda ahkam kesen, sektör ile uzaktan yakından alakası olmayan insanlar da komisyona giriverdiler. Ä°ÅŸte onlar, kime ne kadar verilmesi gerektiÄŸine karar verdi.- Neden size az ödeme yapılmış peki, sordunuz mu?Söyledikleri tek ÅŸey, ‘Biz kararlarımızı sübjektif verdik’ oldu. Burada bir devletin parasını, o havuzu dolduranlara ya da o havuzun etrafında duranlara dağıtılmasından bahsediyoruz. O zaman sübjektif deÄŸil, objektif olmak zorunluluÄŸunuz vardır. Bu, sizin kiÅŸisel düşüncelerinizle dağıtalacak para olmaktan çıkıyor. Belki bu komisyon kötü niyetli deÄŸildi. Ama verilen kararlar iyi niyetli olsa da, sonuçta ortaya çıkan tabloda bir hakkaniyet bozukluÄŸu söz konusu. Gelen açıklamalarda bir takım yalanlar da görüyorum. Burada ‘yalan’ kelimesini açıkça kullanabilirim.- Ne gibi yalan mesela?Diyorlar ki, ‘O tarihi bir proje, o yüzden bu bütçeyi verdik.’ Ama bir baÅŸka tarihi bütçe için ne yazık ki aynı bütçeyi vermiyorlar. Böyle çifte standart bir uygulama var. Mesela Ömer Faruk Sorak’ın, ‘Derin Su’ isminde, Dumlupınar’ın batmasıyla ilgili tarihi bir proje var. Bu projeyi düşük desteklenen projelerden birisi olarak seçtiler. Ama bunun karşısında Derviş’in filmi için, ‘Bu tarihi projedir’ diyerek fazla bütçeliler arasına soktular. KENDÄ° KANIMLA FÄ°LM ÇEKTÄ°M - Nedir sizin iddianız?Hiçbir zaman sürüden biri olmadım. ‘Armut piÅŸ, aÄŸzıma düş’ diye bekleyen biri ya da reklam dünyasından gelen yönetmenler gibi şımarık prens de olmadım. Tırnaklarımla kazıyarak bu yerlere geldim, kendi kanımla film çektim. Burada kendimi övmek istemiyorum ama çektiÄŸim her filmde Türk sinemasının çıtasını biraz daha yükseltmiÅŸtir. Sevilmiyorsam da bu özelliklerim yüzünden sevilmiyorumdur. Yani tamamen kıskançlık! - Sırada yeni projeler var galiba... ‘Pisuvar TedirginliÄŸi’ ve ‘Beyza’nın Kadınları’ var. Önce ‘Beyza’nın Kadınları’nı çekeceÄŸim. Bu film, bir seri cinayet hikayesi. KiÅŸilik bozukluÄŸu olan Beyza adında bir kadın var. Beyza, farklı kimliklere bürünebilen bir kadın. Ağır yosma da olabiliyor, dinsel motiflerle bezenmiÅŸ bir kadın da olabiliyor ya da bir anda çocuk kadına da dönüşebiliyor. Asıl kahraman Beyza ise dominant bir karakter gibi gözüken, zayıf bir karakter. Ä°ÅŸte bütün bu karakterler arası transferler sırasında hafıza boÅŸlukları var. Bu hafıza boÅŸlukları ile ÅŸehirde iÅŸlenen cinayetler arasında da bir paralellik söz konusu. Bir seri katil var. Seri katil imzasını, boÄŸaza bir bacak bırakarak atan birisi. Beyza’yı ‘Banyo’da oynattığım Demet Evgar canlandıracak. Seri katili ise Mehmet Ali oynayacaktı. Ancak dili sürçüp, ‘Seri katil olacağım’ dediÄŸi için, yani filmin sonunu ilan ettiÄŸi için onunla çalışamayacağım. Bu durumdan kendisinin haberi var, konuÅŸtuk. Dolayısıyla ÅŸu an görüşmelerimizin devam ettiÄŸi yeni katilin kim olduÄŸunu açıklamayacağım! Abdullah OÄŸuz projemi kirletti- Abdullah OÄŸuz ile aranızda bir gerginlik var. Abdullah Bey, ‘O Åžimdi Asker’in montajını geç bitirdiÄŸinizi, bir daha sizinle çalışmayacağını söyledi. ‘O ÅŸimdi Asker’de bir uzama olduysa, bu yönetmenden deÄŸil yapımcıdan kaynaklanan meseledir. Apdullah OÄŸuz, yönetmen olarak beceriksizliÄŸini gösterdiÄŸi gibi, yapımcı olarak da gösterdi. Ben, çekimler sırasında, çok önceden bildirmiÅŸ olduÄŸum planları çekeceÄŸim yerde, oturup saatlerce bekledim. Çünkü yapımcının yapması gereken prodüksiyon desteÄŸi, zamanında yapılmadı! Filmde oynayan bütün starlardan, kiminin reklam çekimi, kiminin konseri, kiminin dizi çekimleri vardı. Ali PoyrazoÄŸlu bir telden esti, diÄŸeri baÅŸka telden. Ve yapımcı onları bir araya toplayamadı. Halbuki yapımcıdır bütün bunlarla ilgilenecek olan. Yönetmen oyuncunun peÅŸinden koÅŸmaz ki! Ayrıca ‘Filmin montajına ben girdim’ gibi ukalalıklar da etmiÅŸ. Girdi ama filmin en güzel sahnesini de attı.- Hangi sahneyi?Bizim şımarık paralı askerler, kenarda çimenlerin içinde manda gibi yatarken, yanlarında, üzerlerinde fanila, güneÅŸ yanığı izleri olan çelimsiz çocuklar, gerçek Mehmetçikler, son derece ciddi bir ÅŸekilde talim yapıyorlardı. Ä°ÅŸte bu Mehmetçikler, bizim şımarıkların yanından geçerken, bizimkilerin suratlarındaki gerçeÄŸi görmek, kendileriyle yüzleÅŸmek gibi bir sahne vardı. Abdullah Bey, ‘Bu ne ya, kara kuru çirkin çocuklar geçiyor burada. Güzel erkekler görelim’ diyerek o sahneyi kesip atmış mesela. ‘Montaja girdim’ dediÄŸi ÅŸey de bundan ibarettir! Mesela, müzik yaptı çocuklar. ‘Mustafa gel, dinle, tamam diyorsan çocuklara akustik çaldıracağız’ dediler. Ama akustik çaldırmanız için de bütçe gerekli. Hemen gittim çocukların yanına, Abdullah da gelecek, yapımcı olarak müziÄŸi dinleyecek diye bekliyoruz. Telefon açtı, ‘Ben gelmesem olmaz mı?’ dedi. Ben de, ‘Gelmesen olur... Ama para gerekli. Müzik beklemesin, film beklemesin, montaj beklemesin. Aç kesenin aÄŸzını’ dedim. Sen gelmesen olur tabii ki... Ben filmi çekeceÄŸim, yaratacağım, sen de oturup paranı kazanacaksın. Ama o, önce ‘Hayır ben de dinlemek istiyorum’ dedi. Sonra yine vazgeçti. MeÄŸer onun bana bozulduÄŸu konu, ‘Aç kesenin aÄŸzını’ dedim ya orasıymış. ASMALI KONAK EFSANESÄ° BÄ°TTÄ°- ‘O Åžimdi Mahkum’u seyrettiniz mi?Evet... ‘O Åžimdi Asker’in Türk sinemasında özel bir yeri vardı. Åžimdi bir serinin parçası oldu. Adam, ‘Asmalı Konak’ gibi bir efsaneyi yok etti. Ä°kinci el yönetmenlikten bahsettim ya. ‘O Åžimdi Mahkum’ gördüğüm en kötü filmlerden biridir. Ne oyuncularda oyunculuk var, ne yönetmeninde yönetmenlik var. ‘O Åžimdi Asker’deki karakterlerin devamlılığı yok bu filmde. - Serinin yapılacağını biliyor muydunuz?Bunun serisi yapılabilir deniyordu ama ‘O Åžimdi Mankum’ için benden yazılı ya da sözlü herhangi bir izin almadılar. Bu da çok ağır bir suçtur. - Dava mı açacaksınız?Bakalım, geliÅŸmeler neticesinde bakacağız.REKLAM SEKTÖRÃœNDEN HOÅž-LAN-MI-YO-RUM Reklam piyasasında yer alan ajanslardaki çok bilmiÅŸlerden hoÅŸlanmıyorum. Onların, ‘Biz her ÅŸeyi biliriz’ edasıyla çıkıp, üçüncü sınıf reklam filmlerini, ‘şahane’ diye adlandırmalarından hoÅŸlanmıyorum! Oradaki yeni yetmelerden hoÅŸlanmıyorum... O sektörde dönen çarkların dönüş biçiminden, aralardaki müşteri temsilcilerinden, ÅŸirket sahiplerinin altındaki kurmaylarından, o kurmaylar arasında dolaÅŸan dalaverelerden ise hiç hoÅŸlanmıyorum. Kısacası ben o sektörden hoÅŸlanmıyorum! Ne sanattan, ne insan psikolojisinden anlamayan, elini göğsüne kavuÅŸturmuÅŸ, çekilen filmi seyreden dangalaklara, dert anlatmaktan da hoÅŸlanmıyorum. Aslında reklam filmi çekmek çok zevkli bir iÅŸ. Yabancı reklam filmlerine baktığım zaman kısa film tadında olaÄŸanüstü anlatımlar var. Bu tür çekimlere bizim reklam kuÅŸaklarında rastlamıyoruz. Bu söylediklerim, tabii ki hiç çekmeyeceÄŸim anlamına gelmiyor. Bütün reklam sektörünü de ilgilendirmiyor. DoÄŸru dürüst insanlarla bu iÅŸi yapabilirim. Aklı başında olan insanlar var tabii ki! Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!