ANKA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 14, 2008 15:04
Denizbank Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan Ateş, bankacılıkta karlılığın son 3-4 yıldaki gibi “rahat” olmayacağını, bankaların artık daha seçici, daha sağlam ve daha yaygın riski olan kredilere yöneleceği öngörüsünde bulundu.
Ateş, 2008 yılı ilk çeyrek sonuçlarının bankacılıkta karlılığın iyi olduğunu ortaya koyduğunu, Denizbank’ın ilk çeyrek sonuçlarının da hedeflerinin üzerinde gerçekleştiğini ifade etti.
Hakan Ateş, bankalarının 15 Mayıs-30 Ağustos tarihlerinde düzenleyeceği “Tarım Şenliği”ne ilişkin düzenlenen tanıtım toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“ÇİFTÇİ VARLIK MÜCADELESİ VERİYOR”Ateş, TOBB Başkanı Rİfat Hisarcıklıoğlu’nun “İç piyasa ve Anadolu S.O.S veriyor” sözlerini değerlendirirken, Denizbank’ın 22 milyar YTL kredisi içinde küçük çiftçiye verilen tarım kredilerinin payının 1 milyar YTL olduğunu söyledi. Türkiye’de tarım kredileri alanında ciddi bir potansiyel bulunduğunu ve diğer bankaların da bu alana yönelmeleri gerektiğini vurgulayan Ateş, “Türk bankacılık sektörü artık puslu camlar arkasından tarım sektörüne bakmayı bırakmalı” dedi. Güney Doğu Anadolu’da kurak bir mevsim yaşandığını ve bunu yakından izlediklerini dile getiren Ateş, bazı üretim alanlarında zaiat bulunduğu, ancak ülke genelinde ürün kaybı yaşanmadığına işaret etti. Ateş, “Çiftçi varlık mücadelesi veriyor. Çiftçi geçen yıl da S.O.S veriyordu” diye konuştu.
Ateş, tarım kredisinin toplamda 7-8 milyar YTL olduğunu, bunun 3-3.5 milyar YTL’sinin Zıraat Bankası, gerisinin de değişik özel bankalar tarafından sağlandığını kaydetti. Tarımda 2012 yılında 70 milyar dolar üretim, kredilerin de 25-30 milyar YTL olmasının öngörüldüğünü vurgulayan Ateş, “Biz de burada
aslan payına talibiz” diye konuştu.
“İPOTEKLİ KREDİ İDDİALARI ASILSIZ”Denizbank’ın çiftçiye kredi verirken evini ipotek ettiğine yönelik aralarında bazı milletvekillerinin de bulunduğu bir kesimin söylemlerini hatırlatarak konuşmasını sürdüren Ateş, “Çiftçimiz, köylümüz hizmetimizi biliyor. ‘İpotek alıyoruz, başkalarına peşkeş çekiyoruz’ deniliyor. SMS ile çiftçiye kredi veriyoruz, ipotekle kredi vermediğimiz ortada. Bunlar komik ötesi iddialardır. 2002 yılında Tarişbank’ı satın aldık, bu işi öğrendik. Milletvekili titri olan kişiler bunu söyledi. Tarıma sen ne yaptın gel onu söyle, saçma sapan iddialar bunlar” diye konuştu.
“FİNANS SEKTÖRÜ EKONOMİYİ POMPALAMAYA DEVAM EDİYOR”Küresel krizin Türkiye’ye yansımasının doğal olduğunu, Türkiye’nin bu yıl büyümesinin yüzde 3’ler düzeyinde çıkmasını başarı olarak nitelendireceklerini kaydeden Ateş, küçülmenin beraberinde sıkıntıları da getirdiğini söyledi. Ateş, Türkiye’nin herhangi bir kriz senaryosuna gereksinimi olmadığı, yaşanabilecek olası krizi atlatabilecek güçte olduğunu savundu. Ateş, Türkiye’nin dünyadaki krize olabilecek en iyi koşullarda yakalandığına dikkat çekerken, Türkiye’de bankacılık sektörünün sağlam olduğunu ve hala ekonomiyi pompalamaya devam ettiğini söyledi.
FAİZLERİN İNMESİ KOLAY OLMAYACAKBu sürecin bankaların maliyetlerine etkisine ilişkin olarak da Ateş, Türkiye’de reel faizlerin hala yüksek olduğu ve enflasyonun 7-8 puan üzerinde bulunduğu değerlendirmesini yaparak, “Enflasyonla birlikte faizin düşme beklentisi vardı. Merkez Bankası Başkanının açıklaması düşmenin kolay olmayacağı sonucunu çıkardı. Belki faizin yükselme eğilimine girebileceği söyleniyordu” dedi.
Ateş, bankacılıkta kaynak maliyetlerinin arttığını, karlılık oranının ise “oransal” bazda düştüğünü ifade etti.
“BANKACILIKTA KARLILIK RAHAT OLMAYACAK”Yaşanan süreçte tüketici kredilerinde önemli bir değişiklik görülmediğini dile getiren Ateş, yurt dışı kaynaklı kredilerde libor artı 1-1.5’ler konuşulurken, şimdi 2.5-3’lerin konuşulduğunu söyledi. Ateş, kriz ortamında sorunlu kredilerin arttığına işaret ederken, bankacılıkta karlılığın son 3-4 yılda olduğu gibi “rahat” olmayacağını ifade etti. Ateş, bankaların artık daha seçici, daha sağlam ve daha yaygın riski olan kredilere yöneleceği öngörüsünde bulundu.
İLK ÇEYREK SONUÇLARI OLUMLUAteş, kriz ortamlarında aktif kalitesinin bozulduğunu, böyle olunca da karlılığın düştüğünü belirtirken, 2008’in ilk çeyrek sonuçlarının ise böyle bir sonucu göstermediğini kaydetti. Denizbank’ın ilk çeyrek sonuçlarının da hedeflerinin üzerinde gerçekleştiğini, hızlı bir bilanço büyümesi olduğunu dile getiren Ateş, karlılık göstergelerinin ise beklentilerine paralel çıktığını ifade etti.
Ateş, ilk çeyrek sonuçlarının Türkiye’de bankacılıkta karlılığın iyi olduğunu ortaya koyduğunu vurgularken, “Kriz genelde Türkiye’deki bankaları etkilemiş değil. Bu giderek kaynak maliyetlerine yansıyacaktır” değerlendirmesi yaptı.
FAİZ İNDİRİMİNDE ENFLASYON KORKUSU VARAteş, “Krizde dibi gördünüz mü?” sorusuna yanıt verirken, krizin dünyada büyük çöküntüye düşmediğinin ortaya çıktığını, herkesin “yarası ve beresi” neyse onları açıkladığını ve finanse edebildiğini kaydetti. “Şu an rahatlık var” diyen Ateş, hem temin riski, hem vade ve fiyat riskinin olumsuz yönde devam ettiğini belirtti. Ateş, “Herkes faizleri indirdi ama 2000’lerde olduğu yere kadar indirdi mi? Hayır. Çünkü enflasyon korkusu var. Çürük unsurların ekonomiden ayıklanması lazım. Bu da acı süreç. Kurunun yanında yaş da yanabilir. Ama beklenen risk olmadı” dedi.