Bana yaşattığı mutluluk 100 yaşıma kadar yeter

Güncelleme Tarihi:

Bana yaşattığı mutluluk 100 yaşıma kadar yeter
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 19, 2004 01:20

Tartıştığı komşusu tarafından öldürülen İsmail Hakkı Sunat'ın eşi Deniz Uğur Sunat, "Çekül'le birlikte bir orman oluşturarak onun adını yaşatacağız. 20 milyon lira bağışlayan için 7 fidan dikeceğiz" dedi.

Yazlık komşusu tarafından öldürülen tiyatro oyuncusu İsmail Hakkı Sunat, geride oyuncu bir eş ve 6 yaşında bir oğul bıraktı. Deniz Uğur Sunat, eşinin yokluğuna oyun yazarak ve Çekül Vakfı ile başlattığı ‘İsmail Hakkı Sunat Ormanı Kampanyası’yla ilgilenerek alışmaya çalışıyor.

Hayatında ilk kez sevdiklerini yalnız bırakmak zorunda kaldı İsmail Hakkı Sunat. Yaşamı boyunca onurla taşıdığı ismi artık kendisi gibi oyuncu olan hayat arkadaşı Deniz Uğur Sunat ve dostlarının çabalarıyla yaşayacak.

Acısını kalbine gömen Deniz Uğur Sunat, tek varlığı olan oğulları Engin Deniz için yaşadığını söylüyor ve Çekül Vakfı tarafından İsmail Hakkı Sunat adı verilen korunun, 20 bin ağaç sayısına ulaşarak ‘İsmail Hakkı Sunat Ormanı’na dönüşmesi için sabırsızlanıyor.

Deniz Uğur Sunat, aşklarını hala taze tutmaya çabaladığı eşinin ölümünün ardından yaşadıklarını, oğlunu geleceğe nasıl hazırladığını Kelebek’le paylaştı.

CENAZEYE KATILAMADIM

Benim sadece eşim değildi, her şeyimdi. Çocuğumun babası, sevgilim, hayatımın aşkı, partnerim, eş arkadaşım... Bütün projelerimizi birlikte yaptığımız bir insan, en iyi arkadaşımdı.

Onunla konuştuğum şeyleri hayatta başka kimseyle konuşamam. Ben cenazeye katılamadım, ağlayamıyordum bile, kilitlenmiştim. Şok geçiriyordum.. Hala da geçmiş değil, sürekli doktor kontrolündeyim.

İstanbul’a döndükten sonra, iki kısa oyun yazdım. Çünkü benim kendimi terapi yöntemim bu. Korkunç bir şok yaşadım. Normalde rahat ağlayan bir insandım, ağlayamadım da. Acı gözyaşı olarak çıkamıyor. Kalbim sıkışıyor, ölme hissi geliyor, nefes alamamaya başlıyorsun. Ama başka bir pencereden bakıp, güçlü ve dik olmam gerekiyor. Bana nasıl dik durulacağını da o öğretti.

Hukuk her şeyden üstündür ve Türk adaleti gereken cezayı verecektir, buna inanıyorum. Eğer buna inanmazsam tüm değer yargılarım sarsılır, altüst olur. Alınan ceza benden alınanı geri getirmez ama Türk adaletine güveniyorum.

ÇOCUĞU BENDE ÇOK BÜYÜK BİR GÜÇ

Onun çocuğunu dünyaya getirmiş olmak beni güçlendiriyor. Oğlum olmasaydı, ben de yaşayamazdım. Ama benim böyle bir hakkım yok. Oğlumuz onun bana emaneti ve onun parçası.

Bir erkek çocuğu için babası güç demek. Gücü sembolize ediyor, kendine güveni sembolize ediyor. Engin Deniz, altı yaşında.. Büyüdükçe ormanı görmesi ve ‘Benim babam var, hala burada ve dimdik ayaktayım’ diyebilmesi benim için çok önemli.

Oğlumuz her gece yatarken babasının resmini öpüyor ve ‘İyi geceler babacığım’ diyor. ‘Babam şimdi cennette’ diyor, ben de ona ‘Yıldızlardan seni seyrediyor ve seni çok seviyor’ diyorum.

Medeni insanlar olarak psikologlarla, psikiyatristlerle görüşüyoruz. Seneye okula başlayacak. Armut dibine düşermiş, benim annem balerin, babam opera sanatçısı, eşim Devlet Tiyatrosu sanatçısı, ben tiyatrocuyum, aynı zamanda senaryo yazarıyım. Müzikle de ilgilenmişliğimiz var, eşimle beraber.

Oğlumuzun da sanata eğilimleri olduğunun farkındayım. Uzmanlar müzik konusunda bir dahi olduğunu söylediler. Çok özel bir şekilde, çok doğru bir şekilde eğitim almasını istiyorum. Babası gibi mert, cesur, içi dışı bir, iyi bir adam olmasını istiyorum. İsmail de sanata ilgisi olduğunu bildiği için, oğlunun bu yönde gelişmesini istiyordu.

FİLMLERİNİ HENÜZ SEYREDEMİYORUM

İkimiz de 17 Ekim doğumluyuz ve bunu mucize olarak adlandırdık her zaman. Her şeyi 17 Ekim’de kutlardık. Seneler önce bir dizide sevgili rolü yazmışlar bize. ‘Yalan Dünya’ adlı bir diziydi, kısa bir süre oynadı.

Bütün sevdiklerimin, bütün iyi insanların böyle bir aşk yaşamasını isterim. Çünkü hep duyarız aşk biter sevgiye dönüşür, evliliklerde alışkanlığa dönüşür diye. Hayır yedi yıl her günü ilk gün gibi yaşadık biz. Telefonda sesini duyduğum zaman kalbim atardı..

Bu yüzden kimsenin benim için üzülmesini istemiyorum. Çünkü İsmail Hakkı’nın benim hayatıma girmiş olması, ondan bir çocuğumun olması, onun eşi olmam, böylesine bir aşk yaşamam o kadar büyük mutluluk ki...

Ben 100 yaşına kadar yaşasam bile bana bol bol yeter. Sesini duyamamak, oğlumla iskelede baş başa verip balık tutmalarını seyredememek... Fizik olarak ortadan kaldırıldığı için saymakla bitmez, yokluğunu hissettiğim şeyler.

Birlikte yazmadığımız, oynamadığımız bir şey yoktu. Şu anda o olmadan herhangi bir sete gitmeyi düşünemiyorum. Filmlerini izleyemiyorum ama izleyeceğim.

18 Ekim’de Devlet Tiyatroları’nın Taksim Sahnesi’nde anma gecesi değil de ‘İsmail Hakkı Sunat’la Buluşma Gecesi’ düzenleyeceğiz. Benim yazdığım ve çok değerli sanatçıların rol alacağı tiyatro oyunları içeren farklı bir gösteri sunulacak.

Barış Dönmez ile ormanları yan yana olacak

İnsanı fiziksel olarak sekiz kurşun sıkıp öldürebilirsiniz ama aşkı öldüremezsiniz. Şu anda bizim İsmail Hakkı Sunat ekibi dediğimiz ekibin arasındaki dostluğu da öldüremezsiniz. İsmail arkasında büyük bir ekip bıraktı. Sürekli onun için projeler üretiyoruz. Biz İsmail Hakkı Sunat ekibi olarak bir araya geldik dostlarımızla. Çekül ile İsmail Hakkı Sunat’ın adını yaşatacağız, bir orman oluşturarak.

Bu 7 ve 7’nin katları olmak üzere ağaç kampanyası. Bizi etkileyen başka şey ise Barış Dönmez Ormanı’yla yan yana olması. Cinayete kurban giden, gencecik, hiç ölmemeleri gereken bir anda, en verimli çağlarında ölen iki insan...

Orman Sarıyer Kilyos arasındaki Kısırkaya mevkiinde olacak. Bu bizim acımızı dindiremese de yüreğimize su serpiyor, çünkü isimleri yaşayacak.

ÇEKÜL(Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı) na 20 milyon lira bağış yaptığınızda İsmail Hakkı Sunat adı verilen koruya 7 fidan ekilecek.

Kampanya’ya internet yoluyla www.ismailhakkisunat.org sitesinden ya da 0212 249 64 64 numaralı telefondan (ÇEKÜL VAKFI) Sevinç Hanım’a ulaşarak katılabilirsiniz.

Gürültü kavgası ölüme götürdü

38 yaşındaki İsmail Hakkı Sunat, 14 Temmuz 2004’te, Gelibolu’daki yazlığında, gürültü yüzünden tartıştığı komşusu Prof. Dr. M.İhsan Özgen’in yüksek lisans öğrencisi oğlu İhsan Fuat Özgen tarafından öldürüldü. Sunat, yüksek sesle müzik dinleyen 25 yaşındaki sİhsan Fuat Özgen’le gürültü yaptığı gerekçesiyle tartışmış, daha sonra kurusıkı tabancasını alıp yeniden bahçeye çıkmıştı. Bunun üzerine evindeki ruhsatlı tabancayı alan İhsan Fuat Özgen, tiyatro sanatçısını 8 kurşunla öldürmüştü. Özgen hala cezaevinde.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!