‘Bana sahip çık’

Güncelleme Tarihi:

‘Bana sahip çık’
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 10, 2005 00:00

‘DOĞAYI Hayvanları Koruma Derneği (DOHAYKO)... 12 yıl önce Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak’ın öncülüğünde bir araya gelmişler; hayvanlara uygulanan vahşeti ve kötü muameleyi durdurmak için...DOHAYKO İstanbul şubesini 8 ay önce kurmuşlar. Başkanlığına Ebru Elgöç seçilmiş, yönetim kurulu da Nilüfer Atalay, Yasemin Yanbay, Asuda Ustaoğlu, Berrin Olcay, İnci Kutay, Serkan Koç, Sema Mandev, Lizi Behmoras, Pervin Davulcu ve Filiz Esen’den oluşuyor.Elgöç’le konuşurken ‘Hayvanlara çok kötü muamele yapılıyor. Hayvanlar ya öldürülüyor, ya işkence ediliyor ya da hayvan barınaklarında bırakılıyor. Bu nedenle sokak hayvanlarının sorunu için yeni bir proje öneriyoruz’ diyor.‘Ben olarak çare bulamıyorum, gelin dostlar BİZ olalım’ sloganıyla yola çıkarak projenin önce İstanbul’da, daha sonra da ülkenin tamamında uygulanmasını hedefliyorlar. DOHAYKO İstanbul Başkanı Elgöç, projeyle sokakta yaşayan hayvanların eğitimli bir kadro (hayvan koruyucusu) tarafından yakalanması, tam donanımlı bir araca yerleştirilmesi, merkeze getirilmesi, kısırlaştırılma ve gerekli tüm aşıları, tedavileri tamamlandıktan sonra ‘mikroçip’ uygulaması sonucu, alındığı yere, o mahallede önceden belirlenmiş, eğitimli-gönüllü hayvan koruyucusuna, kayıtlı teslim edilmesi öngörülüyor.İlk olarak İstanbul’da hastane merkezleri olarak Tuzla, Kadıköy, Alibeyköy, Küçükçekmece ve Sarıyer’de var olan toplama merkezleri çağdaş bir yapılanmaya dönüştürüleceğini söyleyen Ebru Elgöç’e, yeni çıkarılan Hayvanları Koruma Kanunu’nun uygulamasının ne durumda olduğunu soruyoruz:‘Yasa çıkmasına rağmen ihtilaflar daha da arttı. Barınakların durumu ise aynı kaldı ve iyileştirme çalışmaları bir türlü tamamlanamadı. Ancak biz tür ayırt etmeden tüm canlılara saygı gösterilmesini ve onlarında en az bizim kadar yaşama hakkı olduğunu unutmamalıyız’ diyor.Projeyi, bir hayvansever olarak bilinen İstanbul Valisi Muammer Güler’le görüşüp hayata geçireceklerini söyleyen Elgöç, belediyeler ve özel kuruluşlardan katkı bekliyor.www.dohayko.com 0535-418 76 76(Biz bu yazıyı yazarken Yılmaz Kasapoğlu’ndan bir e-posta aldık; E-posta da, Zekeriyaköy, Çarşı Meydanı’nda, yapılan çeşitli uyarılara rağmen gizli gizli, aşılı ve kısırlastırılmış köpeklerin zehirlenerek öldürüldü bildiriyor ve ‘Gerek Belediye, gerek Jandarma bu Allah’tan korkmaz insanlarla başa çıkamıyor’ deniliyordu.)Korkunç sayılarDÜNYA Sağlık Örgütü’ne göre, İstanbul’da 100 bin dolayında sokak köpeği var. Yani 1000 kişiye 8.4 sokak hayvanı düşünüyor.HER altı ayda bir bütün dişilerin doğurması halinde (sokak köpekleri ortalama 7-8 yavru yapar) 350 bin üstünde köpek doğar. (Artış logaritmiktir.)BİR sağlıklı dişi müdahale edilmediği taktdirde 6 yılda 67.000 köpeğe ulaşacak kadar üretkendir.Doğu’da gazeteci olmakPKK’lı teröristlerin Tunceli’de kaçırdıktan 24 gün sonra serbest bıraktığı jandarma eri Coşkun Kırandi olayını izlerken üç gün süreyle gözaltında kaldık. Beş kişilik İHD heyeti, iki köylü ve onları izleyen biz dört gazeteci ile birlikte...İlgililer, bizlerin ‘arabuluculuk’ yaptığını düşünüyorlar. Ama bizler gazeteciyiz, olayı takip eder, haber veririz.Doğu ve Güneydoğu’da gazeteci olmak sahipsiz olmak demektir. Bizler kritik bölgede zor şartlar altında görev yapmaya çalışıyoruz.Fransa’daki Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Reuter Ajansı ve çalıştığım DHA’nin sorumluları, Başbakanlığı, Dışişleri Bakanlığı’nı ve Adalet Bakanlığı’nı arayarak gözaltına alınmamız üzerine bizlere sahip çıktılar.Ancak hiç sesleri çıkmayan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Basın Konseyi gibi mesleki kuruluşları ‘Bu arkadaşlarımız görevlerini yapmışlardır’ diye bir tepki de gösteremezler miydi?Halbuki bu dernekler, İstanbul’da bir gazeteciye bir şey olduğu zaman hemen kınama bildirisi yayınlıyorlar.Ama bizlere sahip çıkan yok. Böyle bir günde bizlere sahip çıkılmazsa, mesleki kuruluşlarımızın varlığının anlamı kalır mı?Bu eşitsizliğe ve haksızlığa isyan ediyorum.Ferit DEMİR-Gazeteci TUNCELİCook’u örnek almakLONDRA’da ‘Açıkgazete’ isimli internet sitesinde Faruk Eskioğlu, İngiliz siyasetçi Cook’un ölümü üzerine şunları yazıyor:‘İngiltere aydın geleceğinin öncüsü Robin Cook’u yitirmekten büyük üzüntü duyuyoruz. Cesur politikacı, bütün yetki ve makamını ülkesini ateşe atan yanlış politikalara karşı çıkmak için terk etti. Evrensel düşündü ve dünyanın çıkarları için yalnız kendi parlamentosundan değil ulusal basın aracılığı ile de muhalefetini sürdürdü. Cook’un ölümüyle savaş ve nükleer silah karşıtları, gerçek bir liderini yitirdi. Onu hep saygıyla anacağız.Türkiye’de bu geleneğin yeşermesi için de Cook’u örnek göstereceğiz.’Bilindiği gibi İşçi Partisi milletvekili, eski Dışişleri Bakanı ve Meclis Başkanı olan Robin Cook, geçenlerde bir kalp krizi sonucu ölmüştü. Cook, 2003’te Irak savaşına karşı çıktığı için Meclis başkanlığından ayrılmıştı.SSK’nın tuhaf uygulamasıSSK Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü, ‘SSK’nın ayıbı’ (4.8.2005) başlıklı yazıya şu açıklamayı yaptı:‘Kurumumuzdan babası Halil Gökerti’den dolayı yetim aylığı alan Mehmet Gökerti’nin aylığının 19.4.2005 tarihli rapor gereği hayatını kazanamayacak derecede malul sayılamaması nedeniyle kesildiği, Mehmet Gökerti’nin hem zihinsel özürlü, hem de şeker hastası olması sebebiyle SSK’nın bu hatasının düzeltilmesinin gerektiği belirtilmektedir.506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 68. maddesine göre; sigortalının çalışamayacak durumda malul bulunan SSK’ya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan erkek çocuklarına aylık bağlanmakta, çalışamayacak durumda malül durumda oldukları için aylık bağlanan erkek çocukları yine 506 sayılı Kanunun 101. maddesi gereğince malullük durumlarının devam edip etmediğine ilişkin tespitlerin yapılabilmesi için kontrol muayenesi sonunda tespit edilecek malullük durumuna göre bağlanan aylıklar kesilebilmektedir.Habere konu, 3320121746 tahsis numaralı Mehmet Gökerti hakkında yapılan incelemede; kontrol muayenesi sonucunda Tedavi Hizmetleri ve Maluliyet Daire Başkanlığı’nın malüliyet birimince yapılan incelemede çalışamayacak derecede malul durumda bulunmadığı anlaşılmıştır.Bu durumda Kurumca yapılan işlemde herhangi bir hata bulunmamaktadır.’Geçmişteki uygulamalarla ‘batık’ noktaya gelen SSK’nın hem zihinsel özürlü, hem de şeker hastası olan gence yaptığına bakın. Bu genç 12 yıldan beri, ayda 350 milyon lira alıyor. Aradan 10 yıl geçtiği için SSK yönetimi, heyet raporunun güncelleştirilmesini istiyor. İzmir’deki SSK Hastanesi’nin verdiği heyet raporunda yine ‘Zihinsel özürlü, iyileşme şansı yok, çalışamaz ve başkasının bakımına muhtaçtır’ deniyor. Hatta ‘kontrol muayenesi’ne gerek olmadığı da bildiriliyor. Buna karşılık SSK Maluliyet Daire Başkanlığı ‘Hayır, çalışamayacak malul durumda değildir’ kararını veriyor.SSK, kendi kurumunun verdiği rapora inanmıyor. Gariplik burada. Bu genç ölüme mi terk edilsin?Şimdi özürlü genç, hakkını alabilmek için yargı kapılarında sürünecek, AKP de sakat ve özürlüler için Meclis’e iki vekil gönderdim diye övünmeye devam edecek.Yazık.Bu ülke sahipsiz miBU ülkenin bir vatandaşı olarak düşünmeden edemiyorum. Bu ülke sahipsiz mi? Bu ülkede bir şeyler oluyor. Vatandaş olarak hep beraber izliyoruz; ülkemizin toprakları, kár eden kurumlar ve güzelim Kıbrıs satılıyor ve yabancılara peşkeş çekiliyor, ama kimse kılını bile kıpırdatmıyor.IMF şunu yap diyor, yapıyoruz. AB şu kanunları çıkart diyor, biz çıkartıyoruz.Merak ediyorum, bizi IMF mi adam edecek yoksa AB mi? Bizim öz benliğimiz yok mu? Biz bütün öğütleri kapısında dilence gibi beklediğimiz AB’den mi almak zorundayız.Türk’e ve Türkiye’ye başı dik olmak yakışır.Murat DEMİRTAŞ-MUĞLAMesaj panosuANKARA Yücetepe Emekli Subay Evleri Mahallesi sakinlerinden: Yüzüncüyıl yüzme tesisleri içinde faaliyet gösteren Reyhan adlı aile bahçesinde her akşam yüksek ölçekli müzik ve davul-zurnalı düğünlerden rahatsız olduğumuzu ilgililere iletmek istiyoruz.Biliyor musunuz2000 yılında Nobel Ekonomi Ödülü’ne aday gösterilen, Dünya Hidrojen Enerjisi Konseyi Başkanı ve Miami Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Nejat Veziroğlu’nun, Beylerbeyi Rotary Kulübü’nde hidrojen sisteminin geleceğini ve hidrojen enerji sisteminin Türkiye için önemini anlatırken, özel bir düzenek yardımı ile ‘su’dan hidrojen enerjisinin nasıl elde edileceğini gösterdiğini...GÜNÜN SÖZÜ‘Bir şey her şey için, her şey bir şey için vardır.’(Goethe)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!