Güncelleme Tarihi:
Son dönemde pek çok şarkıcı ve müzik adamının eleştiri okuna hedef olan Demet Akalın, "Bana laf atanlar aslında gizli hayranım" dedi.
"Dans Et" adlı albümüyle 2008 yazına damgasını vuran Demet Akalın, Kelebek’e bomba gibi açıklamalarda bulundu. Son zamanlarda Bengü’den Asuman Krause’ye kadar birçok ünlünün sözlü saldırısına maruz kalan Akalın, "Buradan duyrulur, Demet Akalın PR şirketini Sezen Aksu’nun isteğiyle kapattım. Üzgünüm, kimseye yardımcı olamayacağım" diyerek, bundan böyle hiçbir polemiğe girmeyeceğini belirtti.
- Allah’a şükür süperim... Tabii bir yorgunluk var ama bu keyifli bir yorgunluk. Bildiğiniz gibi konserlerim devam ediyor. Alişan bu aralar beni çok yordu. Çünkü albümüyle yakından ilgilendim. Sonra onun için dargın olduğum klip yönetmeni Tamer Aydoğdu’yla da barıştım. Tabii bütün bu koşuşturmalarımın karşılığında kıymet biliniyor mu, hayır!
Bu arada kendinize yeni bir ev almışsınız, hayırlı uğurlu olsun...
- Teşekkür ederim... Şehrin dışında bir ev aldım. Biraz daha huzurlu bir ortamda yaşamak istiyorum. Şu sıralar vakit buldukça evimin dekorasyon işleriyle uğraşıyorum...
Kendinizle ilgili en büyük şikayetiniz nedir?
- Herkesi memnun etmeye çalışmak... Artık insanları mutlu etmekten yoruldum. Sanırım biraz daha bencil olmayı öğrenmem gerek. Öğreneceğim de, kararlıyım...
Aslında ben bu soruyu Diyarbakırlılar ile ilgili gafınız için sormuştum...
- Büyük devlet adamları bile nice gaflar yapıyorlar. Her insan hata yapar. Mühim olan hatalardan çıkarılacak derslerdir. Ben de bu olaylardan sonra dostlarımı tanımış oldum. Sanat dünyası sahte tozdan bir pembe dünya. Bunu ancak boğulunca anlıyorsunuz.
Meslek hayatınızda belki çok üzücü, can sıkıcı şeyler yaşadınız ama en çok bu gaf sizi yaraladı sanırım... Diyarbakır halkından özür dilediniz, orada okul yaptıracağınızı söylediniz falan... Peki bu çabalarınız karşısında sizi affettiler mi, yoksa hálá gelen tepkiler var mı?
- Gelen herhangi bir tepki yok. Onlar da benim gaf yaptığımın farkındalar. Hatta kandil gecesi Diyarbakır turizm başkanı Nedim Çizmeci ile kandilleştik. Her şey yolunda. Ben de daha dikkatliyim, özenliyim artık. Susmasını öğrendim... Bundan böyle fazla konuşmak yok...
Peki bir zaman makinesi olsa ve geçmişe gidebilseniz, kendinizle ya da ailenizle ilgili neyi değiştirmek isterdiniz?
- Bundan 10 sene önce dedem şeker hastalığından vefat etmişti. 10 yıl öncesine gidip onu son bir kez daha görürdüm. Ama elimde bir şeyleri değiştirme imkanım olsaydı, babamın yaşamını yitirdiği o trafik kazasını engellemek isterdim. Çünkü ben babamı hiç görmedim, onun kokusunu hiç bilmiyorum. Bir dakikacık bile olsa onu görmek ve kokusunu içime doya doya çekmek isterdim. Babamı çok özlüyorum. O yaşasaydı benim en büyük gücüm,
2008 nasıl geçiyor?
- Süper geçiyor... Son birkaç yıldır olduğu gibi 2008 de benim yılım. Çok fazla konser veriyorum ve vicdanım da rahat, çünkü vergimi ödüyorum. Hatta geçtiğimiz hafta Beşiktaş Vergi Dairesi beni takdirname ile ödüllendirdi. Bundan daha güzel bir mutluluk olabilir mi?
"Dans Et" albümünüz için kimileri "yılın albümü" derken kimileri de beğenmediğini söylüyor. Neredeyse her albümünüzde bunu yaşıyorsunuz. Bir kabullenmeme mi söz konusu?
- Vallahi söz konusu olan nedir bilmiyorum ama ben çok başarılıyım ve bu başarım da ne yazık ki kıskanılıyor. "Dans Et" albümü tabii ki yılın albümüdür. Albümü yeni çıkanlar için reklam malzemesiyim, bunun da farkındayım, ama bu lüzumsuz insanlara cevap vermemeyi kendime daha çok yakıştırıyorum. Çünkü sevgili Sezen Aksu bana şöyle dedi: "Taşlar konuşsun ama sen ne olur konuşma." Bu kez Sezen’in sözünü dinleyeceğim. Eğer Türkiye Cumhuriyeti’nde müzik adına konuşacak biri varsa, o da Sezen Aksu’dur. O bu ülkenin kraliçesi ve duayeni ise onun sözünü dinlerim, onun söylediklerini ciddiye alırım. Başkalarınınkini değil!
Öyle ama bazı sözler var ki gerçekten çok ağır. Eski yeni bütün ünlü isimler size bir şeyler söyledi, söylemeye de devam ediyor. Kim sizin için ne demiş, işte birkaç örnek: Asuman Krause, "Sesi kötü, ben onun yerinde olsam çıkmam"... Bengü, "Ortada 3-5 tur atmakla bu işler olmuyor"... Ayça Tekindor, "Onun birkaç yıllık ömrü kaldı"... Güllü, "Diyarbakırlılar’a böyle hitap eden gerizekalıdır..."
- Dediğim gibi bu komik açıklamalara cevap vermek istemiyorum. Bunları okumuyorum bile. Eğer ben cevap vermezsem, onlar da benim üzerimden prim yapamaz. Benim konuşmam onların işine yarayacak. Ama şunu söylemek isterim ki, bunlar benim onbinlerce hayranım olduğunu unutuyorlar. Benimle ilgili söyledikleri kötü söz, olumsuz cümle, bana değil sevenlerime karşı yapılan bir saygısızlıktır. Aslında bakmayın, hepsi benim gizli hayranımdır. Çünkü bunlar gidip benim yıllardır çalıştığım fotoğrafçı Lara Sayılgan’a fotoğraflarını çektirirler, bana sahnede eşlik eden aranjörüm Erhan Bayrak’a aranje yaptırırlar. Bu arada bir şey daha söylemek isterim ki, Demet Akalın PR şirketini Sezen Aksu’nun isteğiyle kapattım. Yani çenemi kapattım. Konuşmayacağım. O yüzden üzgünüm kimseye yardımcı olamayacağım. Herkes tek başına mücadele edecek artık...
Tabii sizin yanınızda olanlar da var, mesela Ayşe Hatun Önal... O bir açıklamasında "Demet’i eleştirme cehaleti içine girmem" demiş...
Şu sıralar bir başka yakın arkadaşınız da sanırım Gülşen...
- Gülşen’le birlikte Hürriyet Gazetesi’nin Kars gezisinde beraberdik. Öyle kanka falan değiliz ama Gülşen yüreği güzel bir insan. Samimiyetine inandığım için de görüşüyorum.
Kendinize kimi rakip görüyorsunuz?
- Türk Hava Yolları’nı! O da jet uçağı çıktıysa...
Sırada neler var?
- "Dans Et"e klip çekeceğim... Yaz turnem devam edecek. Ve eylül ayında da Amerika’ya gitmeyi planlıyorum.
Ülke gündemini takip ediyor musunuz?
- Tabii ki takip ediyorum, ama siyasete karışmam... Ben daha çok müzik adına neler yapılıyor, onları takip etmeyi tercih ediyorum. Öyle dünya müzik trendine uyup, kendimi değiştirip de Türk insanından uzaklaşmaktansa, kendi yarattığım stili korumak gibi bir derdim var benim. Sonuçta dışarı çıktığınız zaman, her arabadan bir başka şarkımı duymak, bu işi ne kadar doğru yaptığımı gösteriyor.
Oğuz Kayhan’la son durumunuz nedir? Kaç kaz ayrılıp barıştınız bilmiyorum ama geçtiğimiz hafta yine kavga ettiğinizi, hatta parmağınızdaki ’Oğuz’ dövmesini sildirmeye bile karar verdiğinizi duydum, doğru mu?
- Son durum Allah’a şükür mutluyuz. Öyle dövme sildirme mildirme yok, ama benim sağım solum hiç belli olmaz biliyorsunuz. Sema’cım evlilik uzmanları tarafından sürekli olarak ’en tutkulu çift’ seçiliyoruz. Sanırım bu her şeyi gösteriyor. Bizi ayakta tutan bu tutku. Kavgalarımız da aşkın tuzu biberi... Biz bugüne kadar ayrılmadıksa, bundan sonra da ayrılamayız. Bizi birbirimize bağlayan tuhaf bir ilişkimiz var...