Bana deli dedikleri için sloganım iyi bayramlar!

Güncelleme Tarihi:

Bana deli dedikleri için sloganım iyi bayramlar
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2012 00:00

15 yıldır aynı mekanda sahneye çıkan ve sloganı da ‘İyi Bayramlar’ olan Soner Olgun, elinde sigarası, sakalı ve şairane sözleriyle sizi kendine çeken modern bir ozan. Olgun, sekiz yıl aradan sonra çıkarttığı ‘Sevda Diye Bir Kuş’ albümü ekseninde hayata bakışının şifrelerini verdi.

Haberin Devamı

- Farklı türleri içinizde barındırıyorsunuz. Nelerden beslenirsiniz?
- Türkiye’nin iklimini, coğrafyasını çok iyi tanırım. Üç büyüklerim; aşkı ulvileştiren Yunus Emre, bireyselliğiyle Karacoğlan ve yiğit bir asi olan Pir Sultan Abdal’dır. Onları bilmeyen, türküyü, şarkıyı algılayamaz. Yıllardır içinde bulduğum kültürde flamenko ya da  New Orleans Blues’u yapmam kadar aptalca bir şey olamaz. Esas gücüm bu miras. Amacım hep etnik olmak, senfonik bir tadımın olmasıydı. Ve elbette rock olması önemli çünkü o da benim günlük hayatımdaki duruşumu belli ediyor. Etnik senfonik rock benim hayalimdi. İlk defa bir albümde bunu elde ettim.
- Letafet, hem ilk albümün ismi, hem de yeni şarkılarda geçiyor...
- Latif olmak, hoşluk, güzellik ve zarafet. Hayatın giderek azalan tek şeyi şiiriyettir. Düşünsene bir kadınla sevişirken şiiriyetin yoksa pornoya döner. Pornoyla erotizmi ayıran şey bu. Kendi hayatımdan yola çıkarak söyleyeyim, bir kadının saçının okşamasını bilmiyorsan bir erkek
olarak bir kereliksindir, önemin yoktur. Erkek de sırtı kaşınsın ister. Düşünsene hem aşıksın hem sırtın kaşınıyor.
Hiçbir makyaj bir kadının, seven bir erkeğin gözlerinden daha güzel gösteremez. ‘Sevmekle ilgili derdi var hayatın, sevdikçe sevesin gelir’ şarkısı buradan geliyor.

Haberin Devamı

- 15 yıldır aynı mekanda sahne alıyorsunuz Bu sizin tercihiniz mi?
- Evet, bu bir tercih. Piyasanın kurallarının dışında, bağımsız olabilmek istedim. Patika benim laboratuvarım. Hatta tek gücüm ve bağımsızlığım. Yıllardır her hafta farklı mekanlardan teklif gelir. “Burada mutluyum” deyip kaçarım. Daha iyi bir para için huzurumu kaçırmam. Hayatımda da hiç sevgilimi daha güzel bir kadın için terk etmedim.
- Bunca sene aynı yerde sahnede kalabilmenizin sırrınız ne?
- İçtenlik, samimiyet ve tabii ki en az 4 bin şarkılık repertuvarım. Elazığlı misafire onun yöresinden, isteyene çocuk şarkısı isteyene de The Beatles veya Pink Floyd’la karşılık verebiliyor olmam.
- Peçeteyle gelen isteğin yanında konyak da gönderilmesi de sizin raconunuz. 100 istek gelse o kadar saat o kadar içkiyle nasıl ayakta kaldığınız merak konusu...
- Sahne günleri içerim ama içmeyi bilirim, etrafta sarhoş adam da görmek istemem. Programımın yarısında şiir okurum deneme olsun diye...  Eğer sarhoşsan okuyamazsın.
- Sekiz yıldan sonra albüm çıkarmanız  sizi 15 yıldır haftada iki gün ve en az yedi saat sahnede izleyen Patika takipçilerini etkiler mi?
- Beni en iyi anlayanlar onlar. İstediğimde dönüp arya oradan da The Beatles söyleyeceğimi bilirler. Deli derler bana. ‘İyi Bayramlar’ da bu yüzden sloganım. Bu albümde TSM şarkısı da var rock öğeleri de.
- Tuvalete bile gitmeden sahnede içip söyleyerek 6-7 saat sizin için nasıl geçiyor?
- Sahneye ayine çıkar gibi çıkarım. Sonra da inmek bilmem. Tüm sahnelerden yaka paça indirildim. Hiç saat kullanmadım. Saatim yok.
- Neden?
- Bir insanın mesaili iş yapması dünyada en ayıp saydığım şeylerden biri. Tabii ki konsantrasyonum bittiğinde inerim sahneden ama bunun belirleyicisi saat olmaz. Saatle yaşamak, yaşamamaktır.
- Kariyerinizi nasıl şekillendirdiniz?
- İnsanı, insan gibi yaşatmayan kariyer, kariyer değildir; o, adamı yer. Ben çok şükür, kafamdaki insan gibi yaşıyorum. Bakkal, çakkal, esnaf olduğu kadar işadamlarıyla da muhabbetim var.  Ama girişken değil sıkılganımdır.
- Ciddi bir görüntünüz var. Ama burnunuzla flüt çaldığınız görüntünün internette paylaşılmasından sonra karizmanızın dağıldığını düşünen de oldu...
- Haklıdırlar, ama onlar görüntüyle ilgileniyorlar. Bütünüyle ilgilenseler çocuklara müziği sempatik hale getirmeyi amaçladığımı anlarlardı. Her haziranda Kırım Tatarları’nın bahar bayramı Tepreş’e katılırım. Her konserin birkaç saatini çocuklara şaklabanlığa ayırırım. Burnumla flüt çalıp kafama vurarak müzik yaparım.
- Çocuklara bu kadar düşkün olmanızın özel bir nedeni var mı?
- Milliyet’in müstakil çocuk ekini çıkarttım, 1980’lerde ‘Genç İnsan’ gençlik dergisi yayımladım. Nedeni de içimdeki çocuk.
- Kızınız Elif’le nasıl vakit geçiriyorsunuz?
- Tatlı tatlı oynuyoruz. Baba olarak otoritem sıfırdır çünkü arkadaşıyım. Bir de çok güzel masal uydururum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!