Güncelleme Tarihi:
Rıdvan Dilmen, Cengiz Çandar’la; Ahmet Ümit, Vedat Türkali ile; gazeteci Ahmet Hakan ise Cahide, Al Jamal, Joke, Perestroyka gibi mekânların işletmecisi İzzet Çapa’yla konuştu.
Ahmet Hakan, “Hep merak etmişimdir. İzzet Çapa’nın büyüsü nereden kaynaklanıyor? Yaratıcılık mı? Sosyal zekâ mı? Gelişmiş bir içgüdü mü? Yoksa hepsinin birleşimi mi? Tempo için yaptığım bu söyleşi, merakımı gidermek için çok iyi bir fırsat oldu” diyor. İşte o keyifli röportajdan satır başları.
* İçinde bulunduğun dünyaya ne diyeceğiz? Eğlence dünyası mı?
- Servis sektörü denilebilir. Eskilerin deyimi ile “âlem” bu.
* Senin mekânların o akılan âlemlerden mi?
- Benimki başlangıç. Toplandığı nokta. Buradan çıkarken pil bitmek üzeredir. Sonra zaten kurt adam olmaya başlıyor.
* Geçtiğimiz yaz Perestroyka diye bir yer açtın. Bir sürü masraf yaptın. Popüler oldu. Aradan altı ay geçti hemen konsepti değiştirip yine çok para harcıyorsun. Neden?
- Ben efsanelerin yaşaması için önce ölmeleri gerektiğine inanıyorum. Ancak zirvedeyken bazı şeyleri öldürmek, onları efsane haline getirebilir. Al Jamal, Perestroyka da böyle.
* Âlemde trendler ne kadar sürede bir değişir?
- Papermoon gibi bir yer klasikleşmiştir. Trendi de böyledir. Ama insanların İzzet Çapa’dan beklentisi var. Biraz fazla mı megaloman olacağım bilemiyorum, ama Allah vergisi bir damak tadı, göz zevki var. Seçebiliyorum. Mesela bu sene doğa ön plana çıktı. Ben bir doğa savaşçısı değilim. Ama mesela Longtable’da satmak istediğim şey doğa. Burayı doğa ile ilgili bir trende dönüştürüyorum.
2010’UN EĞLENCE TRENDİ POORISM YANİ SEFALETÇİLİK
* 2010’da ne moda olacak?
- Bana göre 1960’ların geri dönüşü. 1960’larda ne var? Kasap dükkânları, bakkal dükkânları, tostçular vardı. Bunu nereden çıkardım? Bir moda dergisinde, önümüzdeki dönemin moda trendinin sokaktan, sefaletten çıkacağı (poorism) yazıyordu. Ayrıca 2010’un en önemli trendi 2012 olacak. Önümüzdeki yıl
2012, Maya takvimi, Marduk falan konuşulacak. Ama buradan ne çıkarılabilir, henüz bilmiyorum.
* Sokak kültürü senin “A Plus” mekânlarına nasıl yansır?
- Dünya sokaklarından bir seçim olabilir. Geçen hafta Lübnan’daydım; sokak yemeklerini araştırdım. Bayramda Pekin’in sokak yemeklerini araştıracağım. Ne çıkar bilemiyorum. Tüm dünyanın sokak yemekleri ortaya çıkabilir. Herkes kendine göre sadeleşecek. Mesela bizde ne vardı? Simit. Kafelerde değişik simitler sunulabilir. Ama yoksulluk trendi dilenci ruhu ile dolaşmak değil. Çapa Marka kendine göre yoksullaşacak.
* Çeşitli mekânların var. Joke College, Longtable, Perestroyka... En çok hangisi içine siniyor? En çok para kazandıran mekânı mı seversin?
- En çok henüz açmadığım mekânı seviyorum. Açıp, noktalayacağım. Belki hayatımdaki en önemli değişim. Bana hep ‘Gece hayatının dâhi çocuğu’ dediler. Dönüp baktım, dâhi çocuk aslında kendine çok cahil. Kendime hiç zaman ayırmamışım. Bundan sonraki dönemde Cahide’yle son noktayı koyacağım.
* Her yeri kapatıp bir tek Cahide mi kalacak?
- Evet, son nokta. Cahide ile uzun bir süre kendi köşeme çekileceğim. Bu bir 40 yaş meditasyonu olabilir. Ama dağlara çıkıp, Ferrari’mi satıp, yoga yaparak değil; yine kurtlar sofrasında, şehrin göbeğinde bir meditasyon.
TOSTUN YANINA ŞARAP
Cahide’nin içine bir pavyon açmayı düşünüyorum. Adı ‘The Pavyon’ olacak. Cahide iç içe üç mekândan oluşacak. Bir tostçu: Sokak kültürü. 20 liraya tostun yanında şarap da içebileceksin. Sonra oradan Cahide’ye giriyorsun... Herkesi şaşırtacak bir otel gibi. Her loca bir otel odası olarak tasarlanacak. Cahide Palas Oteli! Oradan çıkınca da küçük bir gece kulübü... Ailelerin gittiği, detone sesli, eski bir pavyon kültürünün olduğu bir yer. Bana bunca zaman gece hayatının dâhisi dediler, en sonunda ‘Pavyoncu İzzet’ diyecekler.