Bambu hastalarına yüzme önerisi

Güncelleme Tarihi:

Bambu hastalarına yüzme önerisi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 02, 2004 00:19

Ankilozan spondilit, (AS) ‘bambu’ diye de bilinen ve özellikle omurgayı etkileyen kronik, ilerleyici, ağrılı ve nedeni henüz bilinmeyen romatizmal bir hastalık. Deprem Dede Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, sanatçı Suna Pekuysal’ın da hastalığı olan AS’de, ağrı hareketle azalır, hatta yok olabilir.

Uzun süre oturmakla, dinlenmekle artar. Hastalarda ağrı ve hareket kısıtlılığı daha çok sabah saatlerinde görülüyor. Günün ilerleyen saatlerinde ağrı ve kısıtlılık azalır. Türkiye’de 300-500 bin AS’li olduğu tahmin ediliyor. Öte yandan Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Tuncay Duruöz hasta ve yakınlarıyla Ankilozan Spondilit Hasta Derneği’ni (ASHAD) kurdu. Bu dernek Türkiye’de ilk ve tek AS hasta derneği. Uluslararası AS federasyonun (ASIF) web sayfasında da tanıtılıyor. (http://www.asif.rheumanet.org/). Bu web sayfasında ‘national AS societies’ bölümüne girip oradan ‘Turkey’ i tıklayabilirsiniz.

AS’nin belirtileri nedir?

AS’de ilk belirtiler bel, kalça ve topuk ağrısı olabilir. Hastalık gerektiği gibi tedavi edilmezse ileri dönemlerde omurgada bozulmalar, kamburluk ortaya çıkar.

Görülme sıklığı nedir?

Görülme sıklığı genellikle yüzde 0.1- 1.4 arasında değişir. Japonlarda yüzde 0.04, Haida kızılderililerinde yüzde 6 oranında görülür. Türkiye’deki sıklık oranı bilinmemekle birlikte ortalama yüzde 0.5 sıklıkta olduğunu düşünüyoruz.

İklim, yaş, cinsiyet gibi faktörler etkili mi?

Hastalık erkeklerde kadınlara göre 3 kat daha sık görülüyor. İklim ve çevre şartlarının ağrı, hareket kısıtlılığı gibi belirtileri etkileyebileceği söylenir. Ama bunlar AS’nin nedeni değil.

Genellikle erken (genç) yaşta çıkıyor. Neden?

AS’nin 8- 45 yaş arasında başlayabileceği biliniyor. Yine de genellikle 15-30 yaş arasında, en sık olarak da 24 yaşında başladığı belirlendi. Niçin genç yaşlarda başladığı ise bilinmiyor.

Tedavisi var mı? Durdurmak mümkün mü?

Hastanın tamamen iyileşmesi mümkün değil. Mevcut tedavi yöntemleriyle hastalık aktivitesi azaltılıp gelişimi yavaşlatılabilir. Erken tanı önemli. Tedavide steroid olmayan antienflamatuar (anti romatizmal) ilaçlar mutlaka kullanılmalı. Düzenli egzersizler mutlaka yapılmalı. Son tedavi yöntemlerinden olan ve ülkemizde de uygulanmaya başlanan anti TNF alfa tedavisi hastalığın ilerlemesinin durdurulmasında büyük ümit.

Hastalarda en çok hangi bölümler tutuluyor? Hayatı nasıl etkiliyor?

AS en çok omurgayı (her düzeyde) ve sakroiliak eklemi (omurganın leğen kemiğiyle yaptığı eklem), daha sonra kalça ve omuz gibi büyük eklemleri tutar. El ve ayak eklemlerini tutması çok nadir. Göğüs kafesinin genişlemesinin azalması nedeniyle solunum problemleri olabilir. AS’de kas iskelet sisteminin yanı sıra göz, böbrek, aort gibi eklem dışı tutulumlar da olabilir. AS de hastalığın gelişimi kişiden kişiye değişse de ağır bedensel iş yapanlar, sürekli yük taşıyanlar hastalıkları hafif olsa bile çalışma tarzlarını düzenlemeleri, eğer işleri öne eğilmeyi ve ağır kaldırmayı gerektiriyorsa işlerini değiştirmeleri gerekir. AS’li kadınların hamilelik döneminde ilaç kullanma sakıncası ve vücut ağırlığının birden artması, hareketlerindeki kısıtlılığı ve ağrıları artırabilir.

Deformiteleri engellenebilir mi? Nasıl?

Erken tanı, düzenli tedavi ve egzersizlerle deformiteler önlenebilir. Yani kamburluk AS’linin kaderi değil. Haftanın en az 3 günü yüzmek omurga hareketlerinin korunmasında ve deformitelerin önlenmesinde çok etkili ve yaşam kalitesini ileri düzeyde artırır.

Hazırlayan: Mesude ERŞAN
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!