aa
Oluşturulma Tarihi: Kasım 01, 2005 09:54
Türkiye'de her yıl yaklaşık 154 bin bebeğin düşük doğum ağırlığı ile doğduğu bildirildi.
Dünyada her yıl doğan altı bebekten biri 2500 gramın altında ve düşük doğum ağırlığı ile doğuyor. Bu oran Türkiye'de yüzde 10-12 arasında değişiyor.
Her yıl yaklaşık 1 milyon 400 bin doğumun gerçekleştiği Türkiye'de düşük doğum ağırlığının en önemli nedenlerinden biri, hamile kadınlarda görülen beslenme bozukluğu olarak gösteriliyor.
Gebelik öncesi ve gebelik dönemindeki beslenme şekli ile bebeğin doğum ağırlığı, beyin gelişimi ve sağlığı arasında yakın bir ilişki bulunuyor. Türkiye'de beslenme bozukluklarına bağlı olarak, hamile kadınların yüzde 58'inde demir yetersizliği anemisi (kansızlık), kan hücrelerinin yapımında gerekli olan folik asit, fiziksel ve zihinsel gelişimde etkili iyot ve kemik gelişiminde rol oynayan kalsiyum yetersizlikleri görülüyor.
ANNE VE BEBEK ÖLÜMLERİ
Açıklamaya göre, gebelik döneminde kadınların enerji ve besin öğeleri gereksinimini artıyor. Bu ihtiyaç karşılanmadığı takdirde bebeğin gelişebilmesi için gereksinim duyulan besin öğeleri anne adayının dokularından sağlanıyor. Bunun sonucunda da anne adayında çeşitli hastalıklar ortaya çıkıyor ve enfeksiyonlara karşı direnci azalıyor.
Gebelik öncesi ve gebelik döneminde yetersiz ve dengesiz beslenme, anne açısından doğum risklerini de beraberinde getiriyor. Bu da gebelik zehirlenmesi ve anne ölümlerine yol açabiliyor.
Yetersiz ve dengesiz beslenme, bebeklerde ise zihinsel ve fiziksel gelişim geriliğine, hastalıklara yakalanma riskinde önemli oranda bir artışa ve ölü doğuma zemin hazırlıyor.
SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ BOLCA TÜKETİLMELİ
Sorunsuz bir hamilelik süreci ve sağlıklı bir doğum yapabilmek için şunlara dikkat edilmesi gerekiyor:
“Normal zamanda yenilen yiyeceklere ek olarak, her gün en az 2 su bardağı kadar süt veya yoğurt tüketilmeli. Bu besinlerin yerine 2-3 kibrit kutusu kadar peynir veya 1-2 kaşık çökelek de tüketmek faydalı. Çiğ süt ve bundan yapılan peynirler zararlı mikropları içerdiğinden pastörize süt ve bu sütlerden yapılan peynirler tercih edilmeli.
Bir yumurta veya yumurta kadar et, tavuk, balık, bu besinler tüketilemiyorsa kurubaklagil yemekleri, mercimekli veya nohutlu çorbalar tüketilmeli. Vitaminler açısından zengin olan taze sebze ve meyveler her öğünde düzenli olarak yenmeli. Azar azar ve sık aralıklarla beslenilmeli, uzun süre aç kalınmamalı.
Yemeklerde sıvı yağlar tercih edilmeli ve gün içinde zeytinyağı tüketilmesine özen gösterilmeli. Fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagillerin yanında, C vitamini açısından zengin bol limonlu salata, taze soğan veya meyve
yemek ihmal edilmemeli.
Bebeği guatr hastalığı ve zeka geriliğinden korumak için yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanılmalı. İyodun kayba uğramasını engellemek için tuz, koyu renkli cam kavanozda, ışık, güneş ve nemli ortamdan uzakta saklanmalı.
Yüksek tansiyon (hipertansiyon) varsa yemekler tuzsuz veya az tuzlu pişirilmeli ve aşırı tuzlu besinler tüketilmemeli.”
Gebelikte sıvı gereksinimi arttığı için daha fazla su veya süt, ayran, taze sıkılmış meyve suları içerek sıvı alımı artırılmalı. Her gün en az 10 bardak su içmeye özen gösterilmeli.
GEBELİKTE ANEMİ
Anemiden korunmak için yumurta, kırmızı et, kuru baklagiller, pekmez ve taze meyve-sebze gibi yiyecekler daha fazla tüketilmeli. Çay ve kahve tüketimi en aza indirilmeli. Yemeklerden bir saat önce ve bir saat sonrasına kadar çay veya kahve içilmemeli, açık çay tercih edilmeli.
Tarım ürünlerindeki zararlı olabilecek kalıntıları uzaklaştırmak için özellikle sebze ve meyveler tüketilmeden önce çok iyi yıkanmalı. Bu besinler, su dolu bir kapta 5-10 dakika bekletilmeli, bu işlem birkaç kez tekrarlanmalı ve sonra çeşme altında bol suda yıkanmalı.
Bu arada gebelikte aşermenin hormonal etkiler sonucu gerçekleştiği belirtilen açıklamada, hamilelere istedikleri her şeyi yememeleri uyarısında bulunuldu. Hamilelerin, canlarının her çektiği yiyeceği değil, vücutları için gerekli olanların ölçülü şekilde tüketilmesi gerektiği önerildi.
Gebelik boyunca her ay 1-1.5 kg olmak üzere, toplam 7-14 kg alacak şekilde ağırlık artışının yapılması gerektiği belirtilen açıklamada, sigara ve alkolün kesinlikle kullanılmaması, sigara içilen ortamlardan uzak durulması gerektiği kaydedildi.