Bak beyim, sana iki çift lafım var

Yakışır mı sana internetle oynamak? Yakışır mı bunca kullanıcıya, yaşlıya, gence, karda kışta sansür uygulamak, internetsiz bırakmak? Ama nasıl yakışmasın! Sen değil misin öz milletvekiline bile sansür uygulayan, birkaç megabyte’lık interneti çok gören. Anlamıyor musun beyim, bu gençler interneti seviyor. Ama ben boşuna konuşuyorum. İnterneti kullanmayan adama, interneti anlatmaya çalışıyorum. Hıh, sen, büyük patron, başbakan, milletvekili, parti sahibi Tayyip Bey! Sen mi büyüksün? Hayır, ben büyüğüm! Ben, Odun Herif! Sen benim yanımda bir başbakansın, anlıyor musun, sadece başbakan! Gözümde bir cumhurbaşkanı kadar bile değerin yok. Ama şunu iyi bil, ne internetimize ne de tweet’imize hiçbir şey yapamayacaksın. Çünkü biz birbirimize internetle, minternetle değil, sevgiyle bağlıyız. Biz bir aileyiz. Biz takip edeni takip eden bir aileyiz. Bunu sansürlemeye gücün yeter mi sanıyorsun? Dokunma artık internetimize! Dokunma tweet’imize! Dokunma Facebook’umuza! Dokunma Youtube’umuza! Eğer bu sitelerin kılına zarar gelirse, ben, ömründe bir Justin Bieber hayranını bile incitmemiş olan ben, Odun Herif, hiç düşünmeden gıdıklarım seni! Anlıyor musun, gıdıklarım ve dönüp arkama bakmam bile!

Hayalimdeki internet

Kaan Sezyum

Acaba ben başbakan olsam, interneti nasıl bir hale getirirdim?

Her vatandaşa ücretsiz iki mbps hat bağlanacak, internet erişimi bir insanlık+vatandaşlık hakkı olarak kabullenilecek, çevredeki eş dost, konu komşu ülkelere de örnek olunacak.
Şu andaki 5651 Sayılı Yasa’dan beslenen ‘güvenli internet’ palavrasındaki (Sloganı da ‘Seçmek Özgürlüktür’) önce bazı noktaları güzelce iptal ediyoruz. Mesela Türkiye’de bir sitenin kapanması için internetin sekiz şartından birini yerine getirmesi yeterli. Bir tanesi (bence en saçmalarından biri) ‘intihara yönlendirme’... Bir siteye girdiğim zaman, intihara nasıl sürükleniyorum, yıllardır anlamaya çalışıyorum. Hürriyet.com.tr beni intihara sürüklüyor o zaman. Gün geçmiyor ki Başbakan’ın ya da valilerin ya da emniyet amirlerinin ya da güç sahiplerinin bir açıklaması, bana “Allahım artık ölem de kurtulayım şu memleketten” dedirtmesin.
Şu andaki kanunlara göre internette bir site ‘müstehcen’se kapatılabiliyor. Tabii neye göre, kime göre? Bu maddeyi toptan atıyoruz ve yok ediyoruz. Dileyen istediği gibi istediği şeye baksın. Anneniz babanız size 35 yaşınıza geldiğinizde “Evladım şunları izleme” dedikten sonra TV’nizi kapatabiliyor mu? 18 yaşından sonra, istersen Başbakan gelsin, herkes izlediğinde ve izlemek istemediğinde özgürdür.
Benim yeni internetimde çocukların cinsel istismarı da yasak olacak. Evet, bu konuda devletimizle ben de tamamen aynı fikirdeyim. Ama zaten dünyada çocuk pornografisini Türkiye’nin kurutması gibi bir olay da olamaz. FBI’ı, Mi5’i bu insanlık dışı işlere karışanları çıktığı an tespit ediyor. Biz önce toplu tecavüze uğrayan, köylerde genç yaşta evlendirilen kızlarımızı, töre kurbanı olup sekiz çocuk doğurduğu eşi tarafından kevgire döndürülen kadınları kurtarmalıyız.
Ben hakarete inanmıyorum. Bir kimse, diğerinin dediği ya da öne sürdüğü bir şeyle ne daha kötü ne de daha iyi olur. Benimle aynı fikirde olmayanlar diledikleri gibi küfür edebilmeli. Yani illaki küfür etsin demiyorum ama kimsenin de küfürüne engel olmak istemem.
Şimdiki patates önermede, devlet iki yıl boyunca tüm kullanıcı verisini elinde tutacak ve zamanı geldiğinde vatandaşının kafasına bu bilgilerden yaptığı balyayla vuracak. Dünyanın en tehlikeli şeyi vatandaşını korkutarak adam etmeye çalışan bir iktidar bence... Devlet internet ortamında vatandaşına dair hiçbir bilginin kaydını mahkeme emri olmadan elinde tutamayacak.
Devlet olarak Twitter’a ya da diğer iletişim kanallarına karışamayacağımı bir kanunla yasallaştırırım. Böylece, yanlış bir şey yaparsam herkes bundan daha rahat haberdar olur, çözüme daha hızlı ulaşırız ya da çok yanlış yaptığımı düşünürsem de çekip giderim.
Ülke olarak tüm devlet dairelerinde Windows ya da İnternet Explorer değil, kendi geliştirdiğimiz ve yazdığımız Linux tabanlı işletim sistemlerini kullanırdım. Hem lisansa para vermem hem de kendi yazılımcılarıma iş alanı yaratırım. Örneğin Anadolu Kaplanı Pardus...
İnternet üzerinden işlenen nefret ve insanlık suçları için de bir şeyler düşüneceğim. Ama insanların beyinlerinin içine girip ‘Beyaz bere takma düşüncesi’ni yasaklarla değil, eğitimle silebileceğimi düşünüyorum. Bu yüzden her türlü bilgiye herkesin açık olduğu, hatta başbakan olduğum için haftada bir Youtube üzerinden halkımla konuştuğum, gerektiğinde özel günlerde (Cumhuriyet Bayramı gibi) Steam üzerinden girip oyun oynayacağım bir internet hayal ediyorum.