Bahçesinde kahve içilen, salonunda konser dinlenen tıp merkezi

Güncelleme Tarihi:

Bahçesinde kahve içilen, salonunda konser dinlenen tıp merkezi
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 30, 2004 00:00

Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’nun son döneminde Prens Sabahattin’in yakın çevresinden ve dönemin en zenginlerinden Satvet Lütfi Tozan’ın TeÅŸvikiye Hüsrev Gerede Caddesi’ndeki köşkü bugün modern bir tıp merkezi olarak hizmet veriyor. Harabe halindeki köşkü kiralayan Dr. Murat Dinçer, aslına sadık kalarak restore ettirip saÄŸlık merkezi haline getirdi. Merkezin özelliklerinden biri de herkese açık klasik müzik ve caz konserlerinin düzenlenmesi. Merkezin bin metrekarelik bahçesinde, mayıs ayından itibaren sadece hasta ve yakınları deÄŸil, dileyen herkesin yararlanabileceÄŸi bir kafe de kullanıma açılıyor. Öğle saatlerinde Ä°talyan yemekleri veriliyor. Satvet Lütfü Tozan siyasi kimliÄŸinin yanında silah tüccarı ve ajan diye de biliniyordu. Bazı gizli örgütlerin kurucuları ve üyeleri arasında yer alan Tozan, Zeynep Hanım ile evliydi ve çocukları yoktu. Tozan çiftinin, TeÅŸvikiye’de mimarı bilinmeyen köşklerinin arkasındaki geniÅŸ bahçede Yahya Kemal Beyatlı gibi edebiyat dünyasının ünlü isimlerinin de katıldığı davetler verdikleri anlatılıyor. Çevrenin belki en büyük ve en güzel bahçesi diye bilinen bu alan, ÅŸimdi havaların ısınmasıyla farklı etkinliklere sahne oluyor. Burası Satvet Lütfi Tozan’ın tek mülkü deÄŸildi. 1930’lu yıllarda Emirgan Korusu’nu içindeki üç köşkle birlikte satın almıştı. Ancak, dönemin Ä°stanbul Belediye BaÅŸkanı ve valisi Lütfi Kırdar’ın ‘Bir adam için büyük bahçe’ demesi üzerine koruyu belediyeye devretmiÅŸti. Satvet Lütfi Tozan, çocuÄŸu olmadığı için TeÅŸvikiye’de 1940’ların başında yapılan ve kendi adıyla anılan bu köşkü Darüşşafaka Cemiyeti’ne bıraktı. Tozan 1971’de vefat etti. EÅŸyaları ünlü baba-oÄŸul müzayedeciler Aret ve Raffi Portakal’ın 1974’te düzenlediÄŸi müzayedede yeni sahiplerini buldu. Marmara Ãœniversitesi’nin Sultanahmet’teki rektörlük binasının yanması üzerine bir süre Atatürk Devrimleri Enstitüsü’nün faaliyet gösterdiÄŸi bina, daha sonra Darüşşafaka Cemiyeti tarafından satıldı. Nihayet Dr. Murat Dinçer tarafından üç yıl önce kiralandı.SABANCI HAYRANLIKLASÃœTUNU ÖPMÜŞTÃœMedica Tıp Merkezi Genel Koordinatörü Alev Öztaş’ın verdiÄŸi bilgiye göre, köşk aslına sadık kalınarak restore edildi: ‘Gelen hastalar ve yakınları, büyük bir incelikle yapılan tavan ve tarihi atmosfer içinde kendilerini tıp merkezinde hissetmiyorlar. Hastane kokusu almıyorlar. Tedirgin gelen hastaların bu ortamda rahatladıklarını gözlüyoruz. Günümüz dünyasıyla tarihin kaynaÅŸtığı atmosfer onları oyalıyor. Bazı sıkıntılı ve heyecanlı beklemeler keyifli hale geliyor.’ Merdiven başındaki ahÅŸap bir sütunun işçiliÄŸinin sanata düşkün iÅŸadamı merhum Sakıp Sabancı tarafından çok beÄŸenildiÄŸini anlatan ÖztaÅŸ, ‘Bunu yapan ustanın elleri öpülmeli dedi, sütunu hayranlıkla öpmesini unutamam’ diye anlatıyor. Köşkün ikinci katındaki, işçiliÄŸi hayranlık uyandıran iki ahÅŸap sütunun arkasındaki yatak odasında ölüm korkusu nedeniyle, Tozan’ın kendini demir parmaklıklar arkasına kilitleyerek uyuduÄŸu söyleniyordu. Tozan’ın ÅŸahsi eÅŸyalarından giriÅŸ ve bekleme salonundaki iki ahÅŸap büyük ayna, bir koltuk, bir konsol ve avize kalmış. Tozan’ın belki de hiçbir zaman rahat kitap okuyamadığı yatak odasında ise bugün eforlu EKG ile sintigrafi aletleri bulunuyor. Köşkün diÄŸer bölümlerinde PET, BT gibi geliÅŸmiÅŸ tıp cihazları yer alıyor. Geçen bir yılda sekiz klasik müzik konseri düzenlenen merkez, ‘Yaza Merhaba’ partisi için de ÅŸimdiden hazırlanıyor. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!