Yazarın "Dünya Isınıyor Bahçem Değişiyor" adlı kitabı İnkıláp Kitabevi tarafından yayımlandı. "Dünyamız, tehlikeli boyutlara ulaşan küresel iklim kriziyle karşı karşıya. Her yaz bir öncekinden daha kurak ve sıcak geçiyor. Kötü gidişi durdurmak, geriye çevirmek ve gelecek kuşaklara yaşanır bir dünya bırakmak yine biz insanlara düşüyor. Hava kirliliğiyle başlayan ve su tüketimiyle devam eden bir dizi önlem almalıyız. İlk olarak da çevremizdeki bitkilerden başlamalıyız."
İşte böyle söylüyor Gülnar Önay. Bugüne kadar, su tüketimini azaltmak için birçok önlemden söz edildi, ancak kimse evlerde ve bahçelerde yetiştirilen bitkilerin türlerine dikkat çekmemişti. Bitkiler, ev dekorasyonunun tamamlayıcı unsurları. Bulundukları yere hareketlilik kazandırıyor, istenmeyen objeleri gizliyor, gürültüyü filtre ediyor, akustik kontrolü sağlıyor, oksijen üreterek havayı temizliyorlar. "Ama şimdi devir kuraklık devri" diyor Gülnar Önay. Bu nedenle dekorasyonda kullanılan bitki ve çiçeklerin az sulamayla yaşamlarını devam ettirebilecek olanlarını seçmekten başka çare yok. Artık devir hortumla veya
kova kova çiçek sulama devri değil. Yanı başımızda yetişen, kendi başının çaresine bakan zengin bitki çeşitleri var. Bu türlerin de iyi tanınması ve seçilmesi gerek. Bu küçük önlem bile doğanın korunmasında çok önemli.
BAHÇIVANDAN YAZ İÇİN ÖĞÜTLER
Ev bahçe hobileri dergisi EvBahçe’nin haziran sayısında, bahçelerde yaz coşkusu başlarken, bazı pratik tavsiyeler verilmiş:
Güllere bu ay içinde yaprak bitleri, kabuklu bit türleri, taze sürgün yapraklarını kemiren bozkurtlar, telkurtlar dadanabilir. Külleme hastalığı baş gösterebilir. Bu nedenle, ıslanabilir kükürtlü ilaçlar ya da külleme ilaçları kullanın.
Gül tomurcuklarının tam açılmadan solduğunu görürseniz, bakır, mangan, bor eksikliğinden şüphelenebilirsiniz. Bu maddeleri toprağa ilave edin. Yapı marketlerde satılan ve bu maddeleri içeren kuru gübreleri kullanabilirsiniz. Aşırı azotlu gübre vermeyin. Yoksa, topraktaki dengeyi bozabilirsiniz. Bu takdirde temmuz ayında gül ve diğer bitkilerinize aşırı akar hücumu da olabilir.
Bitkilerinizin yaprakları çepeçevre sararıp daha sonra kahverengiye dönüyorsa, potasyum eksikliğinden, genel sararma varsa demir eksikliğinden kuşkulanmalısınız. Ama kesin teşhis koymadan önce, toprak koşullarının uygunluğundan, sulama suyunuzun kalitesinden, uygun aralıklarla sulama yaptığınızdan, sulamada aşırıya kaçmadığınızdan emin olmalısınız.
Bahçede mevsimlik çiçek yetiştirmek istiyorsanız, güneş seven veya yarı gölge-güneş seven bitkilere yer verin. Güneş sevenler arasında papatya türleri, çanta çiçeği, gazanya, guzmanya, yaz karanfilleri, şebboylar, yarı gölge sevenler arasında da petunya, begonya, küpe çiçeği, aslanağzı, katmerli begonya veya yıldız çiçeğini sayabiliriz.
DİKKAT! ÇİM ÇOK SU İSTERÇim, çok fazla su istediği için bahçenin sadece bir bölümüne, ideal olarak da eve en yakın olan, sürekli kontrol edilebilecek bir alana dikmek en iyisi. Her yıl kuraklığa daha dayanıklı, daha az su isteyen yeni çim türleri geliştirildiğinden,
seçim yaparken buna dikkat etmeli.
Bahçeye ağaç dikmeyi düşünüyorsanız, çevrede doğal olarak yetişenleri örnek alın. Örneğin salkım söğüt, çok su ister, serin bir ortam sever. Bu ağacı kurak bir bölgede de yetiştirebilirsiniz ama bunun için çok fazla su tüketmeniz gerekecektir.
Begonvil, Ege ve Akdeniz bahçelerinin vazgeçilmez bir bitkisi. Üstelik az su ister. Diğer az su isteyen çiçeklere birkaç örnek de şöyle: Yasemin, acemi borusu, lanicera japonica (hanımelinin bir türü).
KURAKLIK PEYZAJININ KURALLARI
Bilimsel araştırmalar kurak dönemin olumsuz etkilerinin giderek artacağını söylüyor. Alınan ilk ciddi önlemlerden biri, 1981 yılında ABD’de Denver kentinde Su İşleri Departmanı tarafından uygulamaya konuldu. Şehir içindeki peyzajlarda tasarruflu su kullanımına yönelik bu önleme Yunanca kuru anlamına gelen "xeros" ile peyzaj anlamına gelen İngilizce "landscape" sözcüklerinden oluşmuş bir isim verildi: Xeriscape. Buna Türkçe’de Kurakçıl Peyzaj Düzenleme deniyor. Ana kuralları şöyle:
Çim alanlarına az yer verilmeli. Sulamayı en az gerektiren uygun planlama ve tasarım yapılmalı.
Toprak analizi yaparak toprak koşulları iyileştirilmeli. Suya en az gereksinim duyan ve kuraklığa dayanıklı bitki türleri seçilmeli.
Etkin sulama sistemi oluşturulmalı.
Düzenli bakıma dikkat edilmeli.
MEYVE SEBZE YIKAMA SULARI BİLE SAKSIDA KULLANILABİLİRÇok değil iki yaz önce bahçe dekorasyonu denilince benim aklıma her mevsim yaprakları parıldayan bitkiler, ağaçlar, çalılar, bol çiçekli saksılar gelirdi. Ancak 2007 yazı susuzluk ve çevre konusunda SOS verdi. Geçen yaz bu konuda bir milat oldu. Tek çare az su isteyen bitkiler yetiştirmek değil. Özellikle balkon ve teraslarda evde kullandığımız atık suları değerlendirmemiz gerek. Meyve ve sebze yıkama suları, daha doğrusu, deterjan içermeyen tüm sular, saksı bitkilerinde değerlendirilebilir. Sofrada bardaklarda artan sular bile bir iki saksı sular.
KURAK İKLİM BİTKİLERİ HANGİLERİAfrika zambağı, zakkum, Anadolu karanfili, aslanağzı, mine çalısı, fırça çalısı ve gazanya az suyla yetinen çiçekli ve dayanıklı bitkiler.
Süs bitkisi ya da şifalı ot sınıfına giren adaçayı, lavanta, kekik, mercanköşk, biberiye gibi çalı görünümdeki bitkiler az suyla yetindikleri için bahçe, balkon ve teraslarda, hatta pencere önlerinde yetiştirilebilir. Bu bitkilerin tümü ılıman iklim bahçelerine dikilebilir.
Ev içinde yetiştirilecek bitkilerin başında kaktüs türleri gelir. Bunlar çok az suyla yetinir.
Çok dekoratif bir görüntüsü olan nolina bitkisinin kalın gövdesi su biriktirir. Zamanla şekil alır, bir bonsai gibidir. Yaz aylarında balkon ve bahçelere çıkarılabilir.
TOPRAKTAKİ SUYU KORUYUN MALÇLAMA YAPINKuraklık sırasında bitkilerin daha az suya gereksinim duymaları için alınan önlemlerden biri de malçlama. Yani, bitki ve çiçeklerin kök çevresinde uygun sıcaklık ve nem koşullarını sağlamak ve toprak nemini muhafaza etmek amacıyla toprağın kuru yaprak, saman gibi malzemelerle kaplanması. Malçlama, buharlaşmayı en aza indirerek daha fazla miktarda suyu toprakta tutuyor. Toprak sıcaklığını kontrol ediyor. Erozyonun önlenmesine de faydası oluyor. Malçlamada ağaç kabuğu yongaları, odun talaşı, çam ibreleri, fındık ya da ceviz gibi meyvelerin kabukları, küçük boyutlu çakıl ve ince kıyılmış budama artıkları kullanılıyor.