Yeşim ÇOBANKENT
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 27, 2011 00:00
Ağacın, bitkinin, çiçeğin, taşın ve toprağın dilinden iyi anlıyor İtalyan Ermanno Casasco. Bu güzellikleri takdir edenlerle de arası iyi, onlara nefis bahçeler yeşertiyor. Türkiye’den Sabancı, Komili ve Amram Aileleri’nin de bahçelerini tasarlayan ünlü peyzaj tasarımcısı, bahçelerini kadınlara benzetiyor
Sürekli açık havada toprakla haşır neşir olduğu için midir nedir, Ermanno Casasco’nun 67 yaşında olduğuna bin şahit ister. “Mükemmel bahçe yoktur, öylesi cennette olur ancak” dese de tasarladığı bahçeler dillere destan. Kimya okuduktan sonra estetik bir iş yapma kaygısıyla peyzaj tasarımı eğitimi için San Francisco’nun yolunu tutmuş. Milano’ya döndüğünde de ülkesinin ünlü mimarlarıyla çalışmaya başlamış. Onlar evi inşa etmiş, Casasco da bahçelerini bayındır bir hale getirmiş. Zamanla ünü çizme sınırlarını aşmış. Los Angeles’ta, Kaliforniya’da, Fransa’da, İspanya’da hatta Antigua’da bile bahçeler tasarlamış. Hem park gibi kamusal alanlar için de hem de zenginlerin şaaşalı evlerine...
Peki buralara yolu nasıl düşmüş? “Ünlü mimar Stefano Parodi ile çalışıyordum. 1995’te Büyükada’da Amram Ailesi’ne ev yaptığında, bahçe tasarımını ben üstlendim. Kapodokya ve Pamukkale’ye de gelip, bayılmıştım.”
Sabancı Ailesi için Atlı Köşk’ün, Sabancı Müzesi’nin ve Türkan Sabancı Parkı’nın bahçelerini düzenlemiş. Komili Ailesi’nin Ayvalık’taki bahçesini de o yeşertmiş. Son olarak da Güral Ailesi’ne ait Side’deki Alibey Resort’ta Zeynep Fadıllıoğlu ile çalışmış ve sıfırdan bir bahçe yaratmış. Bunca insan arasında en canlı hatıralar Sakıp Sabancı hakkında: “Bana özgürlük tanıyan, parlak zekalı bir adamdı. Çocuk gibi coşkulu, harika bir insandı.”
Casasco’nun Türkiye sevgisi sadece başkalarının bahçesini düzenlemekten ibaret değil. Bodrum Gölköy’de küçük bir ev almış. “Sizden kazandığımı yine size yatırdım” diye gülüyor. “Yıl boyu ülke ülke şehir şehir, bahçelerimi kontrole gidiyorum. Haberim olmadan tek bir çiçek bile dikilse, hemen fark ederim. Bahçe minik bir bebek gibi bakım ister. Bazen de kadına benzer, nasıl davranacağını kestiremezsin. Ancak nezaket ve saygı gösterdiğinde karşılığını alırsın. İyi davranmazsan küser. Çalışmadığımda Bodrum’da yaşıyorum artık. Küçük bir bahçem var ama pek ilgilenemiyorum. İtalyancada bir deyim vardır, ‘Ayakkabı tamircisinin oğlu yalınayak gezer’, o hesap.”
Kendi deyimiyle ‘manikürlü’ ve asker gibi bahçelerden haz etmiyor. Onları ‘nörotik’ buluyor. Tabiatla ve mimariyle uyumlu, nefes alan bahçeler tasarlıyor: “Belli bir stilim yok. Mutlu, kullanışlı ve yaşayan bir yer olsun yeter. Bir bahçeyi asla bugüne göre düzenleyemezsin. En erken 20-30 yıl sonrasını düşünmek zorundasın. Bitkilerin dilinden anlarsan tepkilerini de bilirsin. Büyük alanlar daha heyecan verici çünkü özgürsünüz. Öyle minik bahçeler düzenledim ki, her santimi hesap etmek durumunda kaldım.”
DOĞA HİYERARŞİ DİNLEMEZ Kendini ‘sanatçı’ addetmiyor Casasco: “Abartmayalım, nihayetinde Mikelanj değilim . Olsa olsa bir zanaatkarım. Hem güzel bir bahçe için pek unsur gerekli: İklim, rüzgar, toprak, bitkilerin uyumu, parfümü, geometrisi ve daha pek çok şey... Doğa bildiğini okur ve hiyerarşi tanımaz. Ayrıca mimar da her şeye karışmamalı. İtalya’dakiler kendilerini Leonardo sanıyor, buradakiler daha iyi.”
AKDENİZ SICAĞINDA BİR VAHA
“Zeynep Fadılloğlu, Side’deki Alibey Resort’un bahçesini düzenlememi önerdiğinde başta biraz tereddüt ettim. Daha önce de Antalya’da çok lüks bir otelin bahçesini yapmamı istemiş fakat aşırı müdahale etmişlerdi. Bu yüzden içime sinmemişti ve yarım bırakmıştım. Bu araziye geçen yıl el attığımda şok geçirdim, adeta bir çöl gibiydi. Fakat işin zorlayacılığından zevk almaya başladım. Bir kilometreden daha geniş bir bahçede iki ay boyunca günde 15 saat çalışarak, resmen hastanelik oldum! Çamlar dışındaki her şeyi biz diktik. Akdeniz florasına alışık olduğum için iklime uygun bazı bitkileri de dışarıdan getirdik. Burada küçük bir dere bulunuyor, düzenlemeyi onu da içerecek şekilde yaptım. Büyük binalar sanki Büyük Kanyon’muş gibi bir fantezi yarattım. Bitkilerin hem binaları ayırarak separatör olmasını hem de gölgelik alanlar yaratmasını istedim.”