Güncelleme Tarihi:
Hepimizin her zaman güçlü bir bağışıklık sistemine ihtiyacı var.
Özellikle kış enfeksiyonları grip, nezle ve bronşitle sağlam bir bağışıklık sistemi olmadan mücadele etmek çok zor. ıyi beslenmek güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmanın ilk adımı, en önemli belirleyicisi. Ayrıca bazı besinler diğerlerine göre daha güçlü bağışıklık desteği sağlıyor. Eğer besinleri bağışıklık sistemine verdikleri güç bakımından gruplandırmak gerekirse ilk 10’a şunlar giriyor...
YOĞURT: Probiyotik bakteriler, hayvansal proteinler, D ve B vitaminleri, kalsiyum ve diğer vitaminlerden zengin yapısı, içindeki omega-3 gibi süper yağlarla birleşince, yoğurt otomatik olarak birinci sıraya yerleşiyor.
KEFİR: Kefir tam bir “probiyotik bombası” gibi çalışıyor. Denilebilir ki; “bilinen en güçlü, en etkili bağışıklık güçlendirici içecek” o! Kefirin tadı başlangıçta güzel gelmese de ısrar edin, tekrar tekrar deneyin. Zamanla alışacaksınız. Meyveli kefir içeceklerinden de faydalanmayı düşünebilirsiniz.
BALIK: Omega-3 yağlarından zengin yapısı, kaliteli proteinlere sahip oluşu, D vitamini, fosfor ve kalsiyum zenginliği “bağışıklık dostu besinler” sıralamasında balığı üçüncü sıraya yerleştiriyor. Özellikle küçük (bebek değil) ve soğuk sularda yetişen balıkları tercih edin.
SEBZELER: Bağışıklık güçlendirici sebzelerin en önemlileri sarımsak ve soğandır. Bu ikiliyi mantar, ıspanak, maydanoz ve kırmızı pancar izliyor. Listeye lahana, karnabahar ve turpu da mutlaka ilave edin.
MEYVELER: Bağışıklık sistemine güç veren meyvelerin ilk sırasında portakal-limon-greyfurt-mandalina, yani “turunçgiller takımı” var. Bu listenin yeni yıldızı ise “nar”. Listede muz mutlaka olmalı. Karpuz da yer almalı ama şimdi karpuzun mevsimi değil! Bu listenin uluslararası yıldızları “elderberry” ve “açai” meyveleri bize yabancı. Ayrıca listede elmaya da mutlaka yer açmanızı tavsiye ederim.
KURUYEMİŞLER VE YAĞLI TOHUMLAR: Bağışıklığı güçlendiren kuruyemişlerin birinci sırasında badem var. Listeye fındık ve cevizi de eklemeniz uygun olur. Ancak kalori yüklü olduklarından dikkatli tüketilmelerinde fayda var. Keten tohumu yağlı tohumlar içinde en güçlü olanı. Nedeni de omega-3’ten zengin yapısı. Onu ayçiçeği çekirdeği izliyor. ıkisini de salatalarınıza veya yoğurdunuza eklemeyi ihmal etmeyin.
BULGUR: Ucuz ve güçlü bir bağışıklık dostu olarak listenize bulguru da eklemeyi sakın unutmayın. Güçlü bir vitamin (B vitaminleri) ve mineral kaynağı olması ona büyük bir avantaj sağlıyor.
ÇAY: Yeşil veya geleneksel siyah çay, hangisini içerseniz için ikisi de bağışıklık dostudur. Bu listeye ıhlamur, zencefil ve tarçın çayını da ekleyebilirsiniz. Listeniz daha bir havalı olsun istiyorsanız, ekinezya ve kuşburnu çayını da deneyin!
İSTİRİDYE: Bizde pek tanınmaz ve bulunmaz, bulunsa da pahalıdır. Bu nedenle az yenir. Ama yine de bağışıklık dostu besinler listesine istiridyeyi eklememek ayıp olur.
HUZUR: Huzur diye bir besin yok demeyin, tersine huzurun bizi dünyanın en değerli yiyecek-içeceklerinden daha iyi beslediğini aklınızdan hiç çıkarmayın. Müzik nasıl ruhun gıdası ise, bağışıklığın duygusal gıdası da huzurdur. ıyimser, mutlu, keyifli, rahat, gelecekle ilgili iyi beklentileri olan, derdi tasası az, yüzü de içi de gülen insanların bağışıklık sistemleri daha güçlü oluyor. Bu nedenle dünyanın en pahalı besinlerinden biri de olsa paraya kıyın (!) ve ne yapın edin huzuru sofralarınızdan ve hayatınızdan asla eksik etmeyin.
Neden kilo verme hızı zamanla azalır?
Fazla kilolarınızdan kurtulmaya karar verdiniz ve ciddi bir tıbbi denetimden geçtiniz. Doktorunuz sorununuzun nedenini (veya nedenlerini) belirledi.
Kilo yönetimi ekibinde bulunan diyet uzmanının hazırladığı beslenme listesine, aktivite uzmanının önerdiği aktivitelere ve doktorunuzun tavsiyelerine eksiksiz uyuyor, söylenen her şeyi yapıyorsunuz ve her şey yolunda gidiyor. Kilolarınız azalıyor, yağlarınız eriyor.
Ama 3-4 hafta sonra kilo kaybının yavaşladığını öğreniyorsunuz. Canınız sıkılıyor, keyfiniz kaçıyor. Sakın üzülmeyin! Bu normal, fizyolojik, yani beklenen bir gelişmedir. Nedeni, vücudunuzun “kendini koruma” mekanizmalarını devreye sokmasıdır.
Kilo kaybını yavaşlatan ilk çabalar, tiroid bezinden geliyor. Salgıladığı T3 ve T4 hormonları ile bu 25 gramlık küçücük iç salgı bezi, metabolik hızınızı derinden etkiliyor. Kilo verince tiroid bezinizin T4 hormonunu T3 hormonuna dönüştürme yeteneği bozuluyor, metabolik hız düşüyor. Metabolizma yavaşlayınca kilo verme de yavaşlıyor, bazen durma noktasına geliyor.
Sonra pankreas bezinden salgılanan insülin hormonu da devreye giriyor. ınsülin hormonunun arttığı durumlarda ortaya çıkan açlık duygusu, kilo verme sürecinde diyete uyumu güçleştiriyor, kilo kaybını başarısız hale getiriyor. Bu süreçte Ghrelin, Leptin gibi hormonlar da etkili.
Adet kramplarının nedeni çok
Birçok kadın adet başlamasından hemen önce veya adet sırasında ağrı hisseder. Eğer bu ağrı, adetlerin yeni başladığı ergenlikten itibaren ise önemli bir sebebi yoktur. Yaş ilerledikçe ve doğum yapmakla ağrılar azalabilir.
Sonradan gelişen adet krampları ise bir sorunun habercisi olabilir (endometriyozis, myom, yapışıklık, kist vb). Bulunan sebebe göre tedavi yapılır.
Eğer sebep bulunamazsa, antienflamatuar ilaçlar ve doğum kontrol haplarından fayda sağlanabilir. Sebep endometriyozis veya myom gibi bir hastalıksa, cerrahi yolla tedavi yapılabilir.
DR. ERHAN CANKAT