Oluşturulma Tarihi: Mayıs 09, 2005 00:00
Bağırsakların hassaslaşması öncelikle stres ile ilgilidir. Sinir sisteminizi gevşetmeyi başarırsanız, bağırsak sorunlarınızın çoğunu çözümlemiş olursunuz. Ama öncelik, beslenme düzeninizde yapmanız gereken önemli değişikliklerdir.Süt içmeyi unutmayınÇocuklarımıza süt içirmek için binbir çareye başvururuz. Onların kemiklerinin gelişmesi, sağlıklı büyümeleri için sütün ne kadar gerekli olduğunu biliriz. Peki ama sütü sadece çocuklar mı içmeli? Sağlık uzmanları, özellikle son yıllarda sütün yetişkinler için de ne kadar yararlı olduğunu anlata anlata bitiremiyorlar. Sütün özellikle bazı kanser türlerine karşı etkili olduğu kabul edildi. Örneğin dünyada en yaygın üçüncü kanser türü olan kalın bağırsak kanserini sütün önlediği belirtildi. Tıbbi araştırmacıların 500 bin kişi üzerinde yaptıkları araştırmalar, kalsiyum içeren besinler arasında sadece sütün bu kanser türünden korunmayı sağladığı sonucunu ortaya çıkardı. Bu durumda ne kadar çok süt içerseniz, bu kanser türünden korunmanız o kadar kolay olacak. Günde iki bardak süt içen bir kişinin, bu kanser türüne yakalanma olasılığı giderek azalıyor. Süt şişmanlatır diye düşünüyorsanız, yağı alınmış sütü tercih edin. Böylece kilo alma tehlikesi de ortadan kalkar.Dişeti hastalığının beş gerçeğiYapılan bir araştırmaya göre her 12 kişiden, 9’u dişeti hastalığından yakınıyor.Yetişkinlerde diş kaybına yol açan neden, diş çürümesi değil, dişeti hastalığıdır. Dişeti hastalığı olan kişilerde kalp krizi geçirme olasılığı diğerlerinden iki kat daha fazladır. Ayrıca erken doğum, kısırlık, felç ve de osteoporosis gibi hastalıkları da tetikler.Her üç hamile kadından ikisinde, hormon düzeylerindeki değişiklik nedeniyle dişeti hastalığı görülür.Dişleri günde iki kez temizlemek, düzenli olarak diş ipi kullanmak ve düzenli aralarla diş hekimine başvurup, genel bir kontrol yaptırmak, hastalığı önleyebilir.Gece öksürüklerini bitirin Oyun çağındaki çocuğunuzun gece yatağına yatınca, boğuk boğuk öksürmeye başlaması sizi yanıltabilir. Çünkü çocuğunuz sabah olunca sanki gece öksüren o değilmiş gibi sağlıklı görününce, sorunun çözümlendiğine hükmedersiniz. Ama ne yazık ki, gece öksürük nöbetleri tekrarlar. Gece öksüren çocukta astım kaynaklı bir alerjiden söz edilebilir. Çocuğun yatağında biriken tozlar, yorgan, halı ve örtülerde biriken mikroplar, çocuğun gece öksürmesine neden olur. Astmatik bronşiti tetikleyen mikroplar daha çok yatak odalarının eşyalarında toplanır. Çocuğun gündüz saçlarında biriken polenler, başını yastığa koyduğu zaman yastık kılıfında faaliyete geçer ve öksürük nöbetleri başlar. Bu nedenle çocuğun yatak odasının temizliğine ayrı bir özen gösterilmeli. Eğer her şeye rağmen öksürük nöbetleri devam ederse, bir alerji uzmanına başvurabilirsiniz. Bu siroz farklı bir siroz Sabah uykudan uyandığınız zaman bile, kendinizi yorgun ve bitkin hissedersiniz. Sürekli bir kanapeye uzanıp dinlenmek istersiniz. Ama ne kadar dinlenirseniz dinlenin, o yorgunluk hissi geçmez. Yorgunluk yetmiyormuş gibi bir de tüm vücudunuz kaşınmaya başlar. Yorgun bir insanın sürekli kendini kaşımaya çalışmasının ne kadar zor olduğunu her halde tahmin edersiniz. Kaşıntılardan kurtulmak için bir cilt uzmanına başvurup rahatlatıcı merhemler kullanmanız da sorunu çözmez. Yorgunluk ve kaşıntının birlikte sizi canınızdan bezdirmesi, önemli bir sorunun habercisidir. Eğer bir iç hastalıkları uzmanına görünürseniz, sizin karaciğer sirozunun bir türüne yakalandığınızı açıklayacaktır. Siroz denilince, akla alkollü içki gelir. Oysa bu tür sirozun, alkollü içki alışkanlığıyla bir ilgisi yoktur. Karaciğerden geçen safra kesesi kanallarının iltihaplanıp tıkanmaları sonucu, karaciğerin safrayla şişmesine neden olur. Bu hastalığın en çok görülen belirtileri, yorgunluk ve kaşıntıdır. İştahsızlık, vücudun su tutması, karnın sağ tarafında ağrı, gözlerde ve ağızda kuruluk ve bazı durumlarda da cildin ve de gözlerin sararmasıdır. Bu hastalık daha çok kadınlarda görülür. Halk arasında Sarılık adıyla da anılır. Ama bu hastalığın bulaşıcı sarılıkla bir ilgisi yoktur. Doktorun tavsiyelerini uygularsanız, kısa sürede sağlığınıza kavuşursunuz.Hassas bağırsak sendromu ile başa çıkmayı öğrenin Sofrada oturup iştahla
yemek yersiniz ama daha sofradan kalkmadan midenize kramp girer, can acısıyla iki büklüm olursunuz. Her zaman yediÄŸiniz yemeklerin birden size dokunmaya baÅŸlaması canınızı sıkar. Ardından sorunlar peÅŸ peÅŸe gelir. Kabızlık, sırtınızın aÅŸağı kısmında aÄŸrılar, kabızlıkla dönüşümlü olarak ishal de baÅŸlar. Bu arada bacaklarınızda da aÄŸrılardan yakınırsınız. Dahası parmağınızı bile kıpırdatacak gücü kendinizde bulamazsınız. Sorunların sayısı arttıkça sizi de iyice korku sarar. Çok önemli bir hastalığa yakalandığınıza artık inanmaya baÅŸlarsınız. Doktorunuz sorununuzun ‘Hassas Bağırsak Sendromu’ olduÄŸunu size açıklayınca, rahatlayabilirsiniz. Bu sorun bir hastalık sayılmaz, sadece bağırsaklara aşırı yük binmesinin sonucudur. Tahmin edeceÄŸiniz gibi, bağırsakların hassaslaÅŸması öncelikle stres ile ilgili. Sinir sisteminizi gevÅŸetmeyi baÅŸarırsanız, saydığımız belirtilerin çoÄŸu kaybolur. Öncelikle beslenme düzeninizde önemli deÄŸiÅŸiklikler yapmalısınız. ÖrneÄŸin patates kızartması gibi yaÄŸlı yiyeceklerden, peynir ve dondurma gibi süt ürünlerinden, çikolata, alkol, kafeinli içeceklerden, ve soda gibi içeceklerden vazgeçmek zorundasınız. Bu arada beslenmenizde lifli besinlere ağırlık vermelisiniz. Kendi kendinizin doktoru olup bu sorundan kurtulmak için size bir önerimiz olacak! Her öğünde yediklerinizi not edin. Hangi yiyeceÄŸin sorununuzu tetiklediÄŸini saptayın. Azar azar ama sık sık yemeyi ilke edinin. Bu arada doktorunuz, Hassas Bağırsak Sendromu’nun yarattığı sorunların giderilmesi için bazı ilaçlar kullanmanızı önerebilir. Hassas Bağırsak Sendromu bir hastalık deÄŸildir ama önemsenmesi gerekir.Â
button