Suat KAVUKLUOĞLU
Oluşturulma Tarihi: Eylül 25, 2004 00:26
Kınalı Bebek’ten beri hep farklı bir yerde durdu. Siyah tüller içinde avaz avaz ‘Allah Görür’ü söylerken başka, kızıla yanmış saçlarıyla Papatya Falları’ndan medet umarken başkaydı. Bugünlerde her yerde yeni albümüyle görüyoruz onu. Albümdeki şarkılar usul usul aşık ediyor kendilerini size. Korkum Yok, onun beşinci albümü.
Söylediğine göre detaylarıyla çok uğraşılmış bir çalışma bu. Dinleyenlerin birçok şarkıda kendinden izler bulacağı bir albüm. Keyfi nasıl derseniz, ‘Gitgide daha sakin ve dingin bir yerinde duruyorum hayatın’ diyor. Şarkı söylemeyi, yani sevgilisini çok özlemiş.
4 sene çok uzun bir ara. Nasıl geçti bu dönem?
- İki sene bundan önceki plak şirketimin sorunları nedeniyle belirsizlik içinde geçti. İki senedir de stüdyodayım. Albümün her detayı ile çok uğraştım. Heyecanım dorukta. Hamilelik dokuz ay sürüyor ama benimki iki yıl sürdü.
Albümü piyasadaki diğer albümlerden ayıran da tamamı ile akustik olması...
- Benim ilk albümlerimden beri böyle hep. Akustiği daha samimi ve duygulu buluyorum. İstediğim, udundan klarnetine, kemanına kadar büyük akustik bir orkestra kurmak. Şimdilik bu bütçesel anlamda zor bir şey ama ileride mutlaka istiyorum.
Bir önceki gibi bu albümünüzü de sonbaharda yayınladınız. Siz yakıştırıyor musunuz sonbaharı kendinize?
- Evet yakıştırıyorum, sonbahar ve ilkbahar çok önemlidir benim için. Bir de üretim açısından sonbaharlar çok iyi gelir bana.
Gittikçe daha olgunlaşıyor ve sakinleşiyor şarkılarınız. Hayatınızın da böyle dingin bir dönemi mi?
- Bu hem iç sesimde hem de vokalde kullandığım sesimde olan bir değişiklik. Kullandığım ses bir süre sonra kendini geliştiriyor. Bağırmanın şarkıcılık olmadığını anladım. Bir de biraz da şarkılar yönlendiriyor insanı.
Albümün isim şarkısı Korkum Yok albüme son anda girmiş.
- Bütün çalışmalar bittikten sonra Topkapı Müzik’in sahibi Ünal Bey bu şarkıyı dinletirken gözlerim doldu, ‘Hemen buna söz yazmak istiyorum’ dedim. Oturup sekiz versiyon için söz yazdım. Dinlediğiniz hale gelmesi üç buçuk ay sürdü.
Korkum Yok’ta ‘Hayatla savaşır kalbim’ diyorsunuz. Bu kolay kurulan bir cümle mi?
- Hayatla mücadele kolay değil ama beni yıkamaz. Herkes kendi ayaklarının üzerinde durmalı. Başkalarından bir şey beklemek, onlardan medet ummak bir yere ulaştırmıyor kimseyi. Bir sürü şeye de zamanla alışıyoruz.
KENDİME DIŞARIDAN BAKARIM
Yalnızlığınızla aranız nasıl?
- Eskiden yalnızlıktan çok korkarım, evde hep birilerinin olması gerekiyordu. Yardımcım yoksa mutlaka arkadaşlarımı çağırırdım. Ama artık yalnızlığımdan zevk almaya başladım, tadını çıkarıyorum.
Peki sever mi Demet kendi ile uğraşmayı?
- Çok hem de. En büyük eleştirmenim kendimim. Karakterimi, kimliğimi, dış görünüşümü ve davranışlarımı, her şeyimi eleştiririm. Kendimi üçüncü bir göz olarak görebiliyorum. Hatalarımı tekrarladığımda çok kızıyorum kendime.
Çok yaramaz bir çocukmuşsunuz.
- Çok evet. Bu yüzden beni kitaba yönlendirmişlerdi. Mesela anaokulundan kovuldum. Servis aracını kullanmaya kalkmıştım. İçinde çocuklar vardı...
Hálá yapar mısınız yaramazlık?
- Yaparım. Çok muzurum ben. Arkadaşlarımla beraberken, kendimi rahat hissettiğim zamanlarda beni öyle görebilirsiniz ama dışarıda ağır dururum. O hem seyirciye saygı hem de kendimi korumak için.
Şarkı söylemek nasıl bir şey sizin için?
- Müzik sevgilim gibi. Bazen çok gergin oluyorum. Ses tellerim de geriliyor ve istediğim gibi şarkı söyleyemiyorum, o zamanlar çok üzülüyorum. Çok bağımlı kılan bir şey şarkı söylemek. Bir aşk... İyi hissediyorsam kendimi saatlerce şarkı söyleyeyim istiyorum.
n Aşkı nasıl yaşıyorsunuz peki?
- Çok tutkulu. Bu da bazen beni de karşımdakini de yoruyor. Kendimi herkese sonuna kadar açıyorum ama aşkta bunun daha da üst sınırlarına çıkıyorum. Karşımdakinden aynı şeyi almak istiyorum, alamayınca kırılıyorum.
Müfide İnselel’in şarkıları çok başka keyfi albümün. Hele ‘Mandalina’ çok tatlı bir şarkı.
- Ya evet. Geçen gece bir televizyon programında söyledim onu. Müfide’yi iki sene önce tanıdım ve şarkılarını duyar duymaz aşık oldum. Sanki ben yazıyormuşum gibi benimsedim şarkıları. Müfide de beni dinler, beğenirmiş. Bundan sonra da çalışmak istiyorum onunla.
İLK ALBÜM TEKLİFİ MURATHAN MUNGAN’DAN GELDİ
Kayahan’ın vokalistliğini yapıyordum ve insanlar artık benden albüm beklemeye başlamışlardı. Kayahan ağabey bana bir türlü albüm yapmıyordu. Ben beklerken, Murathan Mungan bana tamamı Yunanca bestelerden oluşan, sözlerini kendisinin yazacağı bir proje önerdi. Hepsinin Yunan bestesi olmasından çekindim, benden ve başkalarından da bir şeyler olsun dedim ama bu mümkün değildi. Öyle kaldı o proje.
ÖZBEK ŞARKICI OZODA NURSAİDOVA BU ALBÜMDE
Ozoda Özbekistan’ın en ünlü şarkıcılarından biri. Amerika’da bir Türk haftasına katılmıştım. Orada bir Özbek işadamı ile tanıştım ve Ozoda onların grubundaydı. Bana albümlerini hediye etti, çok beğendim. Sonra Türkiye’ye geldi ve repertuvarı seçtik.