Güncelleme Tarihi:
Kendini gerçekleştirme yolunda ilerleyen çiftlerin bedensel, zihinsel ve ruhsal güzelleşmesidir yaşanan. Erkeği bilemiyorum, ama kimdir güzel kadın? Bu sorunun cevabı yedi yıl önce “bütünlük” arayışıyla derslerine dâhil olduğum Prof. Dr. Bozkurt Güvenç’ten gelmişti: “Yaşama her koşulda evet diyen kadın güzeldir.”
Yaşam dişilik/erillik arasında kurgulanmış bir oyun gibidir çoğu zaman. Kadın dediğin böyle olur, erkek dediğin şöyle… Çoğu kadın ataerkil terminoloji kullandığından bihaber “kadınlık” denilen hadiseyi her gün yeniden inşa ediyor. Kadın programlarında bilim adamı, insanoğlu, bayan, bacı gibi sözler havada uçarken, çoğu köşe yazarına çok zor geliyor bilim insanı yazmak! Batıda değil cinsiyet ayrımcılığı, yaş ayrımcılığının bile suç sayılması için kanunlarda düzenlemeler yapılıyor. Çok mu zor ben-öteki illüzyonu yerine kendimizi bütünün bir parçası olarak görmek?
Yürüyen kadim bilgiler ansiklopedisi bir arkadaşıma göre her kadın içindeki erkeği, her erkekse kadını keşfettiği, yani içinde tamamlandığı zaman gerçek bir ilişki yaşayabiliyormuş. Cinsiyet farkına bu noktadan bakınca kendi içinde dengeyi bulan, özgürleşmiş ruhlar olsaydık Sevgililer Günü’ne de ihtiyaç duymazdık sanıyorum. Bağımsız ruhlara her gün 14 Şubat!
İlişkilerde zorluk çiftlerin yaşam gelişiminde birlikte ilerleyememeleri
Steve Rother’a göre (Ruhsal Psikoloji) birlik bilincine doğru ilerledikçe cinsiyetler arasındaki uçurum kapanıyor; yani bağımsızlaşıyoruz. Ancak bunun için çalışmakla mükellef olduğumuz on iki ders varmış. İlişkilerde zorluk, çiftlerin birlikte gelişememeleri; aralarındaki bağ güçlü olsa dahi farklı titreşim düzeylerinden dolayı çarpışma alanına girmeleriymiş. Yaşam kontratlarımız gereği her enkarnasyonda, oyuna yeniden girerken kartlar aleyhte gelebiliyormuş. Örneğin “güven” dersindeysek korkularımızla yüzleşmek adına partnerimiz tarafından ihanete uğrayabiliyoruz. Böylesi bir çatışmadaysa Krishnananda ve Amana’ya göre (İlişkilerin ABC’si) kendimizi çaresiz ve kırılgan hissetmemek için tepki veriyoruz. Kontrolde ve güvende kalma duygusu yüzünden kırılganlığı ilk gösteren olmak istemiyor, savunmaya geçiyoruz. Bu noktada dışarısını değiştirmekten vazgeçip içe dönmek; yani gelişim göstermek gerekiyor. Ancak Abraham Maslow için (İnsan Olmanın Psikolojisi) gelişim adına son derece önemli olan “iç doğamız” kırılgan, zayıf ve bastırılmış. İnsanların içgüdüleri artık hayvanlardakinin aksine güçlü ve yanılmaz bir iç ses değil: “içgüdü kırıntıları”dır.
“Yaşama her koşulda evet diyen kadın güzeldir”
Yine de doyurucu rahim içi yaşamdan dünyaya gelen, kırıntılarından kendini yaratan insan için kendini gerçekleştirmek; ikilikleri birlik içinde görmek mümkün. Bağımsız ruhların birlikteliği bütün olmayı içerir. Kendini gerçekleştirme yolunda ilerleyen çiftlerin bedensel, zihinsel ve ruhsal güzelleşmesidir yaşanan. Erkeği bilemiyorum, ama güzel kadın kimdir? Bu sorunun cevabı yedi yıl önce “bütünlük” arayışıyla dersine dâhil olduğum Prof. Dr. Bozkurt Güvenç’ten gelmişti: “Yaşama her koşulda evet diyen kadın güzeldir.” Kendine, hayaline, gücüne, sevgiye ve bağımsız ruhların birlikteliğine…