Bağımızın şarabını içmek istiyordum böyle başlayıp ölçüyü kaçırdım

Güncelleme Tarihi:

Bağımızın şarabını içmek istiyordum böyle başlayıp ölçüyü kaçırdım
Oluşturulma Tarihi: Aralık 03, 2006 00:00

Bir dönemin en parlak bankacısı Akın Öngör (62). Garanti Bankası’nda göz kamaştıran başarı öyküsü yarattı. Hikayesi altı yıldır ABD’de, Harvard Üniversitesi’nde ders olarak okutuluyor. Lale devrindeyken, 55 yaşında emekli oldu.

Yedi yıldır lüks bir hayat yaşıyor. Aklına esiyor balinaların peşinden kilometrelerce yol gidiyor, aklına esiyor yelkenliyle Pasifik Okyanusu’nu geçiyor. Akın Öngör’ün 2000 yılında Manisa-Akhisar’da kurduğu bağlar ilk meyvelerini verdi. ’Selendi 2004’ şarapları bu kasım ayında satışa sunuldu. Bu vesileyle Akın Öngör’ün evine gittik. Şaraptan girdik, Garanti Bankası’ndan çıktık. Özel hayatındaki istikrarı da konuşmadan bırakmadık.

30-40 yaşlarında nasıl bir emeklilik hayal ediyordunuz?

-
Maalesef çok hayal kuramadım. Aklımdaki tek soru, emeklilik için gereken birikimdi. Aileden hiçbir varlığım yoktu. Çalışmayı hiçbir zaman bırakamayacakmışım gibi geliyordu. Sonra mesleğimde yükseldikçe, iyi işler yaptıkça para biriktirebileceğimi gördüm. İlk emeklilik hedefim 50 yaştı. Yeterli parayı biriktiremedim. Çocuklarım ABD’de üniversitede okuyordu, bu ayda en az 40 bin dolar demek. 55 yaşında emekli oldum.

Önce hangi hayalinizi gerçekleştirdiniz?

- İlgi alanlarıma yöneldim. Denize, yelkene... Karar verdiğim anda gerçekleştirmeyi öğrendim. Mesela evde oturuyorum, bulutlara bakıyorum. Elimdeki kitapta balinaları görüp, üreme döneminde buluştukları yere gitmek isteyince, binlerce kilometrelik yolculuğa çıkıyorum. Gidip, görüp rahatlıyorum. Durup dururken böyle şeyler isteyebileceğimi 40 yaşındayken asla tahmin etmezdim. Özgürlüğümü kısıtlayacak görevler üstlenmiyorum. Türk Amerikan İş Konseyi Başkanlığı’nı, İKSV Yönetim Kurulu üyeliğini bıraktım.

Bağcılık ve şarapçılığa da bir anda mı karar verdiniz?

-
Çiftlik istedim hep. Bir kısmında organik sebze yetiştirmeyi hayal ettim, çünkü çocukluğumdaki domatesi çok özlüyordum. Bağımızın şarabını içmek istedim. Böyle başlayıp ölçüyü kaçırdım. Bankacılığımın aksine özel hayatımda ölçüleri kaçırıyorum. Bundan biraz rahatsızım.

Neden Manisa Akhisar’ı seçtiniz?

- Anne memleketim. İstanbul’da bir evimiz var, yazları Bodrum’dayız. Akhisar ikisinin tam ortasında. Ulaşım her iki noktadan da dört saat. Doğası çok güzel. Arkadaşımız Kesibe Karaosmanoğlu’nun Akhisar’daki çiftliğine giderdik. Bankada kafamı kaşıyacak vaktim yoktu. Kesibe’den defalarca arazi bulmasını istedim. Bir gün aradı, yanımızdaki arazi satılık, dedi. Telefonda satın aldım, sonra gördüm.

Mısır tarlasını satın aldığınızı bilmiyor muydunuz?

- Biliyordum. Kesibe’ye gittiğimde etrafı da inceliyordum. Ama yine de bağ yapabileceğimi zannediyordum. Uzmanlar olmaz dedi. İklim sıcakmış, toprak uygun değilmiş. Organik sebze-meyve işine yöneldik. Fide için başvurduğumuz İsrail firmasının temsilcisi, çıldırdınız mı kabzımallarla mı uğraşmak istiyorsunuz, dedi. Bağcılıktan vazgeçtiğimizi öğrenince, biraz toprak alıp gitti. Bir ay sonra, bir şişe kırmızı şarapla çıkageldi. Şarap gayet güzel. Bu sizinkine benzer toprakta, iklimde yetişmiştir, dedi. 32 dönümün, 15’ini bağ yaptık. Eşe dosta dağıtmayla bitmeyecek kadar şarap çıktı: 7 bin şişe!

Şaraphane kurmayı düşünmediğinizi söylemiştiniz.

- Sibel Kutman yardımcı oldu, Doluca’nın şaraphanelerine başvurduk. Fakat tankları çok büyük. Bizim 2,5 ton Cabernet Sauvignon, iki ton Merlot’umuz çok az kaldı. Orada sıktırsak başka üzümle karışacaktı, vazgeçtik. Fransız uzman getirdik. Bağın ortasına küçük ve mükemmel bir şaraphane yaptık. Şimdi şaraplar mahzenimizde Fransız meşe fıçılarında, sabit nem ve ısıda duruyor.

Büyük restoranları dolaşıyorum şarabımı tanıtıp satıyorum

Hobi, nasıl yeni mesleğiniz oldu?

- 7 bin şişe şarap çıkınca, satmaya karar verdik. Fransa’dan şarap yapım uzmanı, şişe, mantar geldi. Şişe tasarımını Serdar Erener’le yaptık. Etikete her yıl bir çağdaş Türk ressamının eserini koymaya karar verdik. Yavuz Tanyeli’yle başladık.

Bu ay piyasaya çıkan Cabernet Sauvignon, Shiraz ve Merlot karışımı Selendi Akhisar 2004’ten kaç şişe üretildi?

- 6 bin 400 şişe. Bütün şişelerin üzerinde numaraları var. Yakın çevremdeki herkes doğum tarihini satın almak istiyor. Abi bana 1944’ü ayır falan diyorlar. Galatasaray Kulübü 1905’i, Fenerbahçe 1907’yi ayırttı.

Selendi şarapları çeşitlenecek mi?

-
Ölçüyü kaçırdığımı söylemiştim, bağ işinde de böyle oldu. Çok kaliteli ürün çıkınca, Toscana’yı andıran Sarnıç bölgesinde, toprağı şarapçılığa daha uygun, 22 dönüm arazi aldım. Cabernet Sauvignon, Cabernet Franc ve Merlot üzümleri diktik. Bu kesmedi, 50 dönüm daha satın aldım.

Bu işin ardında emeklilik sermayesini artırma kaygısı mı yatıyor yoksa?

-
Hayır. Çünkü ticari bir faaliyet gibi görmüyoruz. Perakende 40 YTL’lik şaraptan gelir elde edersek, bunu bir vakıf vasıtasıyla okullara aktarıyoruz. Akhisar’da yaptırdığımız 740 öğrencilik kız meslek lisesi eşimin adını taşıyacak.

Şarabın dağıtım ve pazarlamasını da siz mi yapıyorsunuz?

- Dağıtımını Karagözoğlu firması yapıyor. Tanıtım, pazarlama için Atılım’ı kurduk. 15 dakikalık eğitim kasedi hazırladık. Pazarlama uzmanlık alanım. Paper Moon gibi büyük restoranlara bizzat gidiyorum, anlatıyorum, satıyorum.

Restoran sahibi bir arkadaşıma "Şarapların sahibi hayırsever, geliriyle okul yaptırıyor" diye pazarlamayı denemişler.

-
Bakın ne güzel.

Güzel mi gerçekten? Yöntem bana biraz garip geldi.

- Bunu ben istemedim. Ben sadece bilgi verip, özelliklerini anlatıyorum: Butik usulü yapılmıştır, tatmadan önce 25 dakika dinlendirin, gibi...

İKİ KİTAP BİRDEN GELİYOR

Çok yakında iki kitabım yayımlanacak. İlki bir Karayip adasından çıkıp Venezüella, Panama ve Pasifik’i geçme hikayemiz. Seyahat boyunca fotoğraf, video çektik, ressam arkadaşım Birol Kutadgu resim yaptı, anılarımızı yazdık. Bunlar kitaplaştırıldı. İkinci kitap Garanti’nin öyküsü. Ekibin yaşadığı süreci, gençlere değişim yönetimini anlatacak şekilde yazıyorum.


SAUVIGNON BLANC’LA PEKMEZ YAPIYORUZ

Cabernet Sauvignon fidelerimizin arasına, Sauvignon Blanc karışmış. Siyah üzümlerin arasından beyaz çıkınca, 500 şişe beyaz şarap yaptık. Güzel oldu. Eşim Gülin "Bunu partilerde ikram ederiz" dedi. Karşı çıktım. Çünkü Selendi kadar güzel değil, markaya zarar verir. Hepsini döktüm. Kütükleri sökmeye kıyamadık, bu yıl yine ürün verdi. Köylüye verdik, pekmez yaptırdık. 150 kavanozu yardımcılarımız özenle paketledi, dostlara dağıttık.

GARANTİ HAKKINDA

Birkaç saat bile özgürlüğümü kısıtlar. Artık yılda bir saatimi bile feda edemem. İstersem yarın Güney Afrika’ya giderim. Tek söyleyeceğim kişi eşim. Müthiş bir lüks, bunu yaşıyorum. Meslek açısından egomu tatmin ettim. Altı yıldır Harvard öğrencileri bir buçuk saat boyunca Garanti’nin başarısını tartışıyor. Beni ayakta alkışlıyorlar. 26 Mart’ta yine davet ettiler. Sadece CEO Club’ın teklifini geri çeviremedim. Geçenlerde 12 şirketin yöneticisiyle buluş konulu bir toplantı yaptık, yöneticiliğini üstlendim. Müthiş fikirler çıktı.

Garanti’yle gönül bağım var, yöneticileri yakın arkadaşım. Biz bir takımdık. Hálá çok sık buluşuyoruz. Ergun’la iki gün evvel yemekteydik.

Garanti’de son zamanlarda pek çok şey oldu. En beğenilen banka seçildiler. İnternette Avrupa’nın en iyi bankası seçildiler. Kredi kartı yenilikleri dünyayı şaşırtıyor. Flexi kart teknolojisi General Electric’i bile dehşete düşürdü. Keyfimden uçuyorum, isterseniz beş saat anlatırım...

GERİLİM BİTTİ, YÜZ İFADEM DEĞİŞTİ HERKES ESTETİK Mİ OLDUN, DİYE SORUYOR

62 yaşındasınız ama 40’lı yaşlarda görünüyorsunuz...

-
Bu cümlenizi banda alıp bana verir misiniz? Duvara asmak istiyorum.

Sırrınızı söyleyin, kaydı göndereyim.

-
Hayatım boyunca düzenli spor yaptım. Fenerbahçe’de, Milli Takım’da basketbol oynadım. Tenis oynadım. Her gün 1,5-2 km. yüzerim. Bankadayken, her sabah 06.30’da İMKB’nin havuzundaydım. Bodrum ve İstanbul’daki evimde jimnastik salonum var. Günde en az 1,5 saat egzersiz yapıyorum.

Nasıl besleniyorsunuz?

- Zeytinyağlı sebze, deniz ürünü ağırlıklı besleniyorum. Az yiyorum. Porsiyonları yarıya indirdim. Vitamin, mineral alıyorum. Stresten uzaklaşınca yüz ifadesi değişiyor. Emeklilikten sonra herkes "Estetik mi oldun" diye sormaya başladı. Bankadaki gerilimden yanaklarım sarkmıştı herhalde. O zaman gerilimim yüzde 95’se, şimdi yüzde 5. Bu da bağdaki dolu, don endişesi. Yağsa ne olur, hayatımı bundan kazanmıyorum ki.

Şarapta sınırınız var mı? Bir-iki kadehte durabiliyor musunuz?

- Çok zor bir soru sordunuz. Sayı vermeyeyim ama bir-iki kadehten fazla içiyorum. Bunu hak ettim.

İLİŞKİMDE HÁLÁ TETİKTEYİM

UZUN EVLİLİĞİN SIRRI BU


Evliliğiniz 30 yılı geride bıraktı. Kimi imreniyor, kimi soruyla bakıyor.

-
Tehlikeli sulara girdik. Başarının sırrını açıklamaya çalışayım: İki genç birbirine aşık oluyor, hayatı birlikte sürdürmeye karar veriyor. Zamanla ikisi de, olumlu ya da olumsuz yönde değişiyor. Cazibe korundukça beraberlik sürüyor. Karşıdakini avuçta, garantiymiş gibi görmemek lazım. Hayat gibi. İki saniye sonramı bilmiyorum. İlişkimde de hálá tetikteyim. Şu anda tercihlerimiz birlikte olmaktan yana. Yarın eşim bir başkasını tercih edebilir. Ben de...

Bu kadar kolay öyle mi?

- Evet. Her şeyden önce ekonomik bağımsızlığımız var. Varlığımızın yarısı eşimin üstüne. Gülin yarın bana "Git" dese eşit durumdayız. Bu çok önemli. Emeklilikten önce de kurallarımız vardı. Eşim Koç Grubu’nda, ben Çukurova’da çalışırken iş stresimiz korkunçtu. Eşimi otomobille sabah işe bırakır, akşam alırdım. Otomobille eve gelene kadar, yarım saat hiçbir şey konuşmamak üzere anlaşma yapmıştık. Evde hiç çalışma odam olmadı. Eve hiç iş getirmedim. Bu evlilikte çok önemlidir.

Bir yastıkta kocamak masal oldu diyorlar, peki sizce?

- Önemli olan şu anda bir yastığı paylaşmak. Anı yaşıyorum. Sonrasını bilmiyorum, söyleyenlere de inanmıyorum. Her saniyede bir tercih var. Her an başka birine aşık olabiliriz.

Bu Türkiye’de genellikle erkeklerin yaptığı bir şey...

- Nedeni ekonomik. Çünkü Türk erkekleri karılarını ekonomik anlamda kendilerine bağlıyor.

Andropoz ve genç kadınla güven tazeleme açıklamasına ne dersiniz?

-
Daha tehlikeli sulara yöneldik! Kadınla erkeğin arayışı farklıdır. İnsanı bırakıp, doğaya bakın. Dişi en sağlıklı, güçlü yavruyu verecek erkeği arar, seçer. Erkek avcıdır, karnını doyurmak için avlanmaz sadece. Dişi avlamak da doğasında var. Dişiye kendini gösterir, en güçlüyüm çocuğun benden olsun, der. Galapagos Adası’ndaki devasa balıkçıl kuşu frigatların erkeği, dişiye büyük görünmek için şişiyor. Dişi en iyi şişineni seçiyor. İnsanlardan çok farklı değil. Daha fazla devam etmeyelim isterseniz. Çünkü gerçekten tehlikeli...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!