Güncelleme Tarihi:
Bir zamanlar burada Dostoyevski, Gogol, Turgenyev gibi yazarlar, Brahms, Liszt, Schumann gibi müzisyenler yaşamış. Baden-Baden, seçkin ve lüks yaşamın, zarafetin sembolü olmuş. Kent, kaplıca ve SPA meraklısı Avrupalı zenginlerin buluşma noktası. Kür, wellness otelleri, muhteşem kaplıcaları pek çok ünlüyü de ağırlıyor.
Alman Turizm Bakanlığı Baden Beden direktörü Anne Greth Paulus, kenti “Hayatın zevkleri yaşatmak ve vücudunun pillerini şarj etmek isteyenler için bir cennet. Tatil ve mola için mükemmel bir yer” diye tanımlıyor. Paulus, termal tesisler kadar opera ve konser salonuyla da kentin gurur duyduğunu belirtiyor. “Mükemmel akustiği ile Festspielhaus yılda 300’ün üzerinde etkinliğe sahne oluyor. New York’lu mimar Richard Meier’in tasarladığı Frieder Burda Müzesi, klasik ve modernizm içeren özel koleksiyonları, seçilmiş şaheserleriyle sanatın doruğunda. Ayrıca park ve bahçelerimiz turistlerin hizmetinde” diyor.
PARKTA SAATLER GEÇİRİN
Kent merkezindeki Lichentaler Parkı’nın ortasından akan bir dere var. Suyu berrak. Üzerinde ördekler yüzüyor. Park 3 kilometre uzunluğunda. 358 yıl önce yapılmış. Parkta top oynamak, mangal yakmak, müzik çalmak kesinlikle yasak. Baden Baden’in meydanı ise alışveriş cenneti. Ünlü markalardan tutun her keseye göre alışveriş yapmak mümkün. Eğer yarış merakınız varsa, ünlü yarış pisti Iffezheim’da 1858’den beri at yarışları yapılıyor, ilginizi çekebilir. Kentin gastronomisi ise üst düzeyde. Aralarında Park-Restaurant veya Le Jardin de France’ın da bulunduğu sayısız yıldız ve başlıkla taçlandırılmış restoranları var. Buralarda uluslararası lezzetler ve Baden mutfağının lezzetleri sunuluyor.
DOSTOYEVSKİ’NİN KUMARHANESİ
Baden Baden’in 300 yıllık kumarhanesi Dostoyevski’nin de kumar oynadığı mekan. Binanın girişi sütunlu. Kravatsız almıyorlar. Ama dünyanın birçok yerindeki kumarhaneler gibi dileyene kravat veriyorlar. Bu ünlü kumarhanede yerler kırmızı halı. Tavanını resimler süslüyor. Müşteriler genellikle Avrupalı zenginler. Tabii ki güzel Rus sevgilileri de onları yalnız bırakmıyor. Heyecanlı olanlar kumarbaz sevgililerin başında duruyor ve onların sigaralarını yakıyor, yanaklarına şans öpücükleri konduruyor.
Baden Baden’in bir özelliği de var ki duyanlara “evlere şenlik” dedirtecek cinsten. Bu özellik kentin iki ünlü termalinin de çıplaklar bölümü olması. Birisinde 7 gün, diğerinin de ise haftanın 4 günü termali her iki cins bir arada kullanıyor. Bunda ne var, diyeceksiniz. Topluluk içinde çırılçıplak dolaşmaktan, güneşlenmekten çekinmezseniz tabii ki bir sorun yok. Utanıyorsanız, o günlerde gitmeyin. Çünkü buradaki termalleri günde ortalama 200-250 kişi kullanıyor. Kadın ve erkek birlikte çırılçıplak hem de aynı jakuzide, havuz da veya saunada yan yana oturuyor. Buralara mayo veya bikini ile girmek kesinlikle yasak. Ama ne kimse kimseyi rahatsız ediyor ne de yan gözle bakıyor. Zaten “şaşırma ve duruma alışma süreniz en fazla beş dakika” diyor yetkililer. Bu nedenle de taciz olaylarını da hiç rastlanmadığını gururla anlatıyorlar. Termallerin bu özelliği Avrupalılar tarafından çok iyi bilinse de Türkiye’de henüz bilinmiyor. Bilinse Türk erkeklerinin akınına uğrar, turizm patlaması yaşanırdı Baden Baden’de.
ROMALILARDAN BERİ
Baden Baden’in termal kaynakları Romalılar zamanında keşfedilmiş. Bunların iyileştirici gücüne inanmışlar ve bugün hâlâ kullanılır durumda olan kaplıcalar kurmuşlar. Yerin iki bin metre derininden fışkıran sıcak kaynak suyu, dünyanın her yerinden gelen ziyaretçilere modern Caracalla termallerinde ve tarihi Roma-İrlanda Friedrichsbad’da hizmet veriyor.
68 dereceye kadar ısınan sıcak suyun, kalp, kan dolaşımı, romatizma veya eklem ağrıları, metabolizma veya solunum rahatsızlıkları gibi terapilere iyi geldiği ileri sürülüyor.