Güncelleme Tarihi:
‘Bach Jazz featuring Jaques Loussier Trio’ başlıklı DVD’de Scwetzingen Festivali, Cadogan Hall, Lucerne Piano Festivali’nde kaydedilen konser kayıtları var. İkiliyle caz ve klasik piyanonun üstadlarından Loussier’le olan çalışmalarını ve DVD’lerini konuştuk.
Güher ve Süher Pekinel Kardeşler’i bilmeyenimiz pek yoktur. Onları her zaman konserlerindeki muhteşem uyumlarıyla gördük. Fakat işin iç yüzü pek öyle değil. Röportajda bile kendi içlerinde çelişkiye düştükleri oluyor, fakat hemen mantıklı bir çözüm bulup orta yolda buluşuyorlar. Güher Pekinel: “Her zaman tartışırız. Çocukluğumuzdan beri birbirimizden farklı olmak için uğraştık. Aramızda güçlü bir bağ var ve buna rağmen kendimiz olmaya çalışıyoruz” derken Süher Pekinel şöyle devam ediyor: “Bağımızı korumanın tek yolu kendimiz olmak. Her zaman kopma noktasına gelebiliyoruz ama artık çok basit şekilde aşıyoruz bunları. Örneğin bir eseri çalışırken bile yorum farkımız olunca çelişiyoruz. Fakat prova kayıtlarını dinlediğimiz anda kendi savını kanıtlayanın yorumunu seçiyoruz.”
İkili ortak bir nefeslerinin olduğunu, fakat bu ortak ruhu eskisine göre daha kolay kaybedebildiklerini de ekliyorlar.
“Yaş aldıkça, tecrübeler arttıkça ortak nefesimizi kolay kaybedebilir olduk. Fakat yıllardır sürekli çalıştığımız için bahsettiğimiz bu ruhu daha kolay yakaladığımızı da fark ettik. Ayrı kimlikler kazanabilmek için yıllarca savaştık fakat ortak nefesi sahnede solumak da bambaşka bir his” diyor Süher Pekinel. İkili sahneye çıkmadan hemen önce bile bir eser için fikir ayrılığına düşebildiğini, böyle durumlarda o eseri başka bir eserle değiştirdiklerini söylüyorlar. Eğer değiştirmezlerse o ihtilafı sahneye taşıyıp amaçladıkları enerjiyi yakalayamacaklarını düşünüyorlar. “Sahnede atmosfer çok önemli. Konserlerde gülümsememizin sebebi de o ruhu hissetmemiz” diyor Pekineller.
EN ZOR KISMI STÜDYOYDU
DVD’de yer alan konserler özellikle seçilmiş. Kimi atmosferinden kimiyse çalışılan şeften ötürü. “Schwetzingen Festivali, BBC tarafından kaydedilmişti, sonradan İngiltere’de de yayınlandı. Biz onlardan kaydı istedik, sadece bu DVD’de kullanmak üzere izin verdiler. Londra’daki Cadogan Hall konseriyse dünyaca ünlü Collin Davis şefliğinde seslendirildiği için seçildi. Ayrıca konserde salonun atmosferi ve sesteki akustik çok iyiydi. Lucerne’de de program çok tutarlıydı. DVD’nin de kendi içinde bir dengesi olsun istedik. Bu seçilenlerin klasik caz ve klasik müziğin birbiriyle iletişime geçmesini sağladığını düşündük” diyorlar.
İkili Bach’tan ne kadar etkilendiklerini her zaman söylüyor. Onların müzikal kimliklerinin oluşmasında önemli bir rol oynayan Bach’ı Loussier’le çok başka bir formatta icra ediyorlar. Süher Pekinel “Jacques Loussier her eseri tek tek düzenleyerek, hepsini üç piyanoya uyarladı. İşin güzel tarafı bu düzenlemeleri hem Güher’le ikimiz çalabilelim hem de üç piyano ile çalınabilmesi için yaptı. Ondan caz piyano tınısının dışında, cazın zamanlamalarını da öğrendik. Bize cazın klasik müzikten farklı olan özelliklerini en doğal yoldan nasıl öğrenebileceğimizi gösterdi. Aramızda aylarca nota trafiğiyle her şey gidip geldiğinde değişiyordu. Müzisyen olarak yıllardır yaptığımız bir şey olsa da çok da denenen bir olay değil bu” diyor.
Cazın özgürlüğe izin veren yapısı ve Loussier Trio’nun bu doğrultuda çalışmaları onları biraz zorlasa da ekip sonuçtan gayet memnun.
“Loussier, notalarda bazı yerleri boş bırakıp bizden doldurmamızı istedi ve 2.5 yılda yazdı. İlk kez böyle bir iş yaptığını ve zorlandığını da söylüyordu. Bizimse kendisine o kadar büyük saygımız var ki hem kendimiz olmalıydık hem de onun stiline uygun bir şeyler yazmamız gerekiyordu. İlk provada biz çalarken gözleri faltaşı gibi açılmış notalara baktığını fark ettik. Eserin sonunda ise gülüyordu” diyen Süher Pekinel bazı notalarla sonuna kadar oynadıklarını söylüyor.
SOSYAL SORUMLULUK GÖREVİMİZDİR
“Dünyanın en iyi okullarında okuyup, bilgilerimizi gençlere aktarmamak bizim için sorumluluğumuzdan kaçmaktı. Serkin, Karajan gibi tarihi kişilikler bugün yok. Onlardan öğrendiklerimizi paylaşmamız gerekiyordu çünkü sanat ancak böyle gelişir. Fransız, Amerikan, Rus ve Alman ekolleri doğrultusunda eğitim aldık. Bunları paylaşmak istedik. Biz okurken ülkemizde ciddi müzik dersleri vardı. Fakat şimdiki sistem yüzeysel ve çoğu çocuk da ruhsal zenginliğini yaşayamadan müzikten soğuyor. Şu anda üç tane sosyal sorumluluk projesi yürütüyoruz. Önce Tevitöl’den (Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi) başladık ve tüm Türkiye’den burslu seçilen çocuklarla çalıştık. Tevitöl’e ziyaretimizde çocuklarla konuşurken müzik dersi ve enstrüman çalmak istediklerini anladık. Bunun üzerine konservatuvarlardan 12 hoca seçildi, okula 57 enstrüman alındı ve böylece müzik bölümü kuruldu. Dört yıldır eğitim alan çocuklar şimdi orkestrayla çalışabilir hale geldi. Okul, bu yüzden bu eğitimi ilkokula da kaydırmak istiyor. Çocukların kısa bir zamanda inanılmaz gelişme kaydettiklerini fark edip çok mutlu olduk.”
Güher ve Süher Pekinel ikilisinin diğer sosyal sorumluluk projelerini www.pekinel.com sitesindeki Sosyal Sorumluluklar başlığından görebilirsiniz. Güher ve Süher Pekinel’in Onduline sponsorluğunda uyguladığı ‘Dünya Sahnelerinde Genç Yetenekler’ projesi çerçevesinde çeşitli ülkelerde eğitim almakta olup kısa zamanda başarı yakalayan bursiyerler 11-12-13 Ekim 2011 tarihlerinde İstanbul CRR, Ankara Bilkent ve İzmir Sabancı Kültür Sarayı’nda piyanist ikiliyle birlikte konser verecekler.