Babasının hayatına ona ödül getirdi

Mardin’li duvar ustası Aziz Demirtaş’ın oğlu olan Haydar Demirtaş’ın senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini yaptığı, "Babam tarih yapıyor" kısa metrajlı belgesel filminin Amerika’dan ödülle dönmesi Mardin’de sevinçle karşılandı. Oyuncularını Demirtaş ailesinin oluşturduğu kısa metrajlı belgesel film, Türkçe, Kürtçe, Süryanice ve Arapça dilleri ile seslendirildi. Amerika’da izleyici tarafından ödüle layık görülen filminin ödül alacağını tahmin edemediği için Amerika’ya gidemeyen genç yönetmen için Mardin Artuklu Üniversitesi Konferans salonunda ayrıca bir ödül töreni düzenlendi.

Haydar Demirtaş adlı üniversite öğrencisi ödülünü Amerika’nın Boston Eyaletinden Mardin’e gelen Boston Türk Filmleri Festivali organizatörü Erkut Gömülü’den aldı. Gömülü, filmin konu itibarı ile dünyaya örnek olan bir tema taşıdığını belirterek, "Böyle bir filme ödül vermek benim için büyük bir onurdur. Ödül, 100’ün üzerinde kısa film izleyen seyirciler tarafından bu filme verildi"dedi. Törene katılan AK Parti Milletvekili Cüneyt Yüksel, Amerika ve Avrupa başta olmak üzere bütün dünyanın bu filmde anlatılan kardeşliği ve barışı aradığını ifade ederek, "Bu film, Mardin’de yaşanan gerçeği yansıtıyor. Bir Müslüman Süryani kilisesini onarıyor. Orada ibadetini gerçekleştiriyor. Bundan daha güzel ne olabilir" dedi.

Ödülünü aldıktan sonra seyircilerle bir sür sohbet eden genç yönetmen Haydar Demirtaş, belgesel filmde, bir duvar ustasının, Süryani işçisi ile birlikte bir kilisenin onarım çalışmaları ve Müslüman ile Süryaniler arasındaki dostluğun öyküsü anlatıldığına dikkat çekti. Aynı zamanda İstanbul Kültür Üniversitesinde sinema bölümü öğrencisi olan Haydar Demirtaş, filmin Amerika Boston düzenlenen Boston Türk Filmleri Festivali’nde en iyi izleyici ödülü aldığını ifade ederek, "Kültürlerarası diyalogu konu edinen filmimizde hem Türkiye’de, hem de uluslararasında çok ilgi gördü. Bu ilgi bizleri hem sevindirdi hem de yeni çalışmalarımızda bizleri teşvik etti" dedi. Demirtaş, filmin öyküsünü ise şöyle anlattı:

"Filmde, İnşaat ustası Mehmet usta, Türkiye’nin Güneydoğu bölgesinde, dinlerin ve kültürlerin kesiştiği Mardin kentinde Süryani Mezopotamya köyünde bir Süryani kilisesi tamir etmektedir. Mehmet Usta’nın çevresi Müslüman ve Süryani namazlarının birlikte kılındığı, Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Süryanicenin bir arada konuşulduğu, imam ve papazın aynı sofrada yemek yediği tarihin kavşağı bir ortamdır. Mehmet Usta ve çevresindekiler, aslında geçmişle geleceğin ortasında, tarih yapmaktadırlar. Filmde anlattığım şeyleri birebir yaşadım, bu açıdan çok gerçekçi. Senaryoyu yazarken film için seçtiğim mekanlara gittim. Mesela filmdeki yemek sahnesi tamamen gerçek. Senaryoyu yazarken oraya gittiğimde, muhtar bir yerden, imam bir yerden yemek getiriyordu. Kültürlerin harmanlandığı bu filmde ilginin aslında örnek bir kentin sinemaya aktarılmasıdır. Ulusal ve uluslararası herkesin bu örnek kent gibi olmak istemesi ilgili beraberinde getirdi."

FİLMDE, AİLESİNİ OYNATMAK İÇİN ZOR İKNA ETTİ

Filmde anne ve babasını oynatabilmek için zor ikna edebildiğini anlatan Demirtaş, "Ailem, zaten önce bu bölümü okumama sıcak bakmıyorlardı hatta karşı çıkıyorlardı. Ama çektiğim filmleri izledikçe yavaş yavaş bana destek vermeye başladılar. Bu filmde oynamaları için de önce babamı ikna ettim ama annemi ise zor ikna ettim çünkü annem hep karşı çıktı. Onu ikna etmem çok zor oldu. Ama daha sonra filme çok güzel bir şekilde uyum sağladı" dedi. Baba Aziz Demirtaş ise, filmde oynamanın güzel bir duygu olduğunu ifade ederek, "Filmde oynananları biz zaten her gün yaşıyoruz. Bizim günlük hayatımızdı. Oğlumun başarısı ile gurur duydum" diye konuştu.