OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 02, 2005 00:00
Bursa’daki 1953 model Willys’in hikayesi, erkek çocukların otomobil merakınını nerelere varabileceÄŸinin kanıtı. Bir düşünün, babanız bundan 52 yıl önce bir cip alıyor, çocukluÄŸunuz bu cip ve hatıralarıyla geçiyor. Ama bir gün babanız onu satıyor, çocukluÄŸunuzun simgelerinden biri ruhunuzun arÅŸivine kalkıyor. Sonra büyüyor, bu otomobili hatırlıyorsunuz. Onu çocukluÄŸunuzdaki haliyle görmek, sahip olmak istiyorsunuz. Sonunda, muradınıza eriyor, otomobili eskisinden daha göz alıcı hale getiriyorsunuz. Ä°ÅŸte bütün bu hikayenin gerçek kahramanı 42 yaşındaki Bursalı iÅŸadamı Rasim ÇaÄŸan. Kendisiyle Bursa’da buluÅŸup, yenilenmesi bir Jaguar fiyatına malolan cipin hikayesini dinledik. Birlikte bir tur atmayı da ihmal etmedik. Lunaparkta eÄŸlenmek gibiydi...Hikaye Bursa’da çiftçilik yapan Orhan ÇaÄŸan’ın (79), o zamanın yolu olmayan Türkiyesi’nde kolayca her yere ulaÅŸmak için aldığı dört çeker bir Willys cip almasıyla baÅŸlar. Hani ÅŸu 2. Dünya Savaşı sırasında özellikle askerler tarafından kullanılan, daha sonraları da o yılları anlatan filmlerden aÅŸina olduÄŸumuz ciplerden.Orhan Bey, tam 25 yıl bu ciple yarenlik eder ama teknolojisi eskimiÅŸtir. Caka satan yeni otomobiller piyasadadır artık. Ä°lk göz aÄŸrısını oto tamircisi Halit’e yok paraya satar ve kendisine yeni bir otomobil alır. Halit Usta ise, iÅŸi yeterince eskimiÅŸ cipe römork takıp tarla sürmeye kadar vardırır.Aradan yıllar geçer. Cip satıldığında 15 yaşında olan ve otomobil merakı bu araçla baÅŸlayan Orhan Bey’in oÄŸlu Rasim’in gözü yollarda hep bu Willys’i arar. Ama hiç denk gelmez. 40’lı yaÅŸlarına çoktan gelmiÅŸtir ve babasına sürekli hayıflanır: ‘KeÅŸke ÅŸu arabayı bulabilsek.’Cip aslında o kadar da uzak deÄŸildir, Bursa’ya baÄŸlı KemalpaÅŸa’da yol kenarında hurda halde çoktan çocuklara oyuncak olmuÅŸtur bile. Orhan Bey, tesadüfen yoldan geçtiÄŸi bir gün tanınmayacak hale gelen cipini görür. Hemen sahibi olup olmadığını sorar. Tamirci Halit’in oÄŸullarına ait olduÄŸunu öğrenir. Halit’in oÄŸulları hurdaya dönmüş araç için, üç yıl öncesinin parasıyla 2 milyar lira isterler. Orhan Bey, oÄŸlunu arar ve müjdeyi verir: ‘Cipi buldum ama o hurdaya 2 milyar verirsen aklına ÅŸaÅŸarım.’Rasim Bey, ‘Ne olursa olsun o arabayı istiyorum’ diye ısrar edince, emektar cip bir kamyona yüklendiÄŸi gibi BeÅŸevler Sanayi Sitesi’ndeki Ruhi Özonar Usta’nın tamirhanesine götürülür. Ruhi Usta cipi görür görmez, ‘mihrap yerinde’ dese de sonraları mihrabın da yerinde kalmadığı anlaşılacaktır. Orijinal direksiyon yerine Ford direksiyon takılmış, dökülen her yeri kaynakla onarılmış, spot lambaları Renault aksamıyla deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ, motoru çatlamıştır. Rasim Bey, nasıl bir iÅŸin altına girdiÄŸinden habersiz, Ruhi Usta’ya ‘BaÅŸlayın’ der.HER PARÇA ORÄ°JÄ°NALCipi her ÅŸeyiyle orijinaline döndürecek üç yıllık tamir süreci baÅŸlamıştır: Sacları yeniden yapılır. Bir türlü tamir edilemeyen çatlak motorun yenisi Ä°ncirlik Hava Ãœssü’nden bulunur. Cam silecekleri motordan çıkan hava ile çalışan aracın bu mekanizmasını yapacak tek kiÅŸi Zonguldak’taki bir ustadır. Usta Bursa’ya getirtilir, birkaç gün misafir edilir ve artık silecekler de tamamdır.Aracın bütün elektrik kabloları, orijinalindeki gibi yaralara sarılan sargı bezi gibi elle sarılır. Direksiyonun orijinali, Ankara’da bir parçacıda bulunur. GeçmiÅŸte SaÄŸlık Bakanlığı da Willys cipleri kullanmıştır, bakanlık deposunda bir ÅŸanzıman bulunup satın alınır. Kapı kolları ise ÅŸaşırtıcı bir ÅŸekilde, Taksim’de bir parçacıda, Ohio’da yayınlanan The Blade adlı gazetenin iyice sararmış 1965 yılı nüshasına sarılı olarak bulunur! Lastikler, kapı fitilleri ve cipin orijinal renginin bulunması için de renk kataloÄŸu Amerika’dan getirtilir.Bu arada cip satın alındığında hurda vaziyette olduÄŸu için emniyet aracın plakasına el koyar. ‘Ancak tamir ettirdikten sonra verebiliriz’ denir. Ama Rasim Bey, zaten bu plakayı deÄŸil, çocukluk yıllarındaki 16 AH 080 plakayı istemektedir. Bu plaka ise baÅŸka araç tarafından kullanılmaktadır. Neyse ki altı ay sonra plaka boÅŸa çıkar, cipin tamiri bitene kadar kimseye verilmemesi için rica minnet saklanır, tamir bittiÄŸinde de çocukluÄŸundaki plaka artık onundur.BABASININ Ä°LK ARABASININ SON SAHÄ°BÄ° OLDUBu kadar emek, bu kadar para elde edilen sonuca deÄŸdi mi? Rasim Bey cevaplıyor: ‘Bu iÅŸ hiç akıl kárı deÄŸildi. Ama ben babamın ilk arabasının son sahibi olmak istiyordum. Herkes bir klasik araba sahibi olabilir ama kimde babasının ilk arabası var? Bu arabaya harcadığım parayla iki tane klasik otomobil sahibi olabilirdim. Bense arabaların hikayesini seviyorum. Aldığım hiçbir arabanın benim için hikayesi olmayacaktı. Bu arabaların emniyet kemeri yoktu ama babam beni pantolon kemeriyle baÄŸlardı. Motor ısındığında içeriye verdiÄŸi kokuyu, çocukluÄŸumda da hissediyordum, ÅŸimdi de hissediyorum. O koku hiç kaybolmadı.’Ruhi Usta (55), çıraklık yılları dahil 40 yıllık tamirci. Bu arabayla ilgili herkesten çok onun konuÅŸmaya hakkı var: ‘Benim verdiÄŸim emeÄŸi, Rasim Bey’in harcadığı parayı ben biliyorum. Arabayı Amerika’dan acenteden çıktığı hale getirdik. Bir ay önce bitirdiÄŸimde, ilk fotoÄŸraflarıyla kıyasladığımda, kendimi sıfırdan bir eser yaratmış gibi hissettim. Merak olmasaydı bu kadar sabırla yapılmazdı. Bu iÅŸe ancak merakı olan katlanabilirdi.’Â
button