Babamız bize yukarıdan yol gösterdi

Ölümünün üzerinden 13 yıl geçen sanatçının adını yaşatmak adına birçok zorluğun üstesinden gelen Manço kardeşlerin tek isteğiyse “babasının oğlu” dedirtebilmek, hepsi bu...

Barış Manço takılarının replikalarını yapmak kimin fikriydi?
- Doğukan Manço: Uzun zamandır projelerimiz arasında yer alıyordu. Ama tam olarak nasıl bir şey istediğimizi bilmiyorduk. Birçok sergiye manevi değeri yüksek olan takıları gönderirken başına bir şey gelir korkusuyla içimiz gidiyordu. Ayrıca kendimiz takmak istesek bir örneği daha olmadığından kıyamıyorduk. Moda’daki Barış Manço Müzesi’ne gelenler de yanlarında hep bir şeyleri götürmek istiyorlardı. Bir gün arkadaşım Dinçer Yılmaz’a bu takı projemizden bahsettik, o da bizi Osmanlı Takı ile görüştüreceğini söyledi.  �

Osmanlı Takı daha önce babanıza takı tasarlamamış mıydı?
- Doğukan Manço: Aynen öyle. Ben bir süre anımsayamadım. Celali Orakçı ile buluşup müzeye gittiğimizde takıların birçoğunun yapımında çırak olduğunu, hatta bazılarının kalıplarını bile bulabileceğini söyledi. İlginç bir tesadüf oldu. Bazen babam bize yukarıdan yol gösterdi diye düşündüğüm oluyor açıkçası.
- Batıkan Manço: Hayranları bize yıllardır babamın takılarını nereden aldığını sorar, hatıra alma isterlerdi. Biz de vermek isterdik ama elimizde bir kraliyet hazinesi kadar takı olmadığı için bu mümkün değildi. Bu projenin gerçekleşmesine Barış Manço hayranlarının çok sevindiğine inanıyorum.
- Doğukan Manço: Sadece takı diyerek maddesel bakmamak lazım. Barış Manço çok kuvvetli bir iletişimciydi. Tarzı, insanlara yaklaşımı, kıyafetleri ve aksesuvarlarıyla kendini kabul ettirmişti. Kimse ona 70’li yılların sonunda “Neden saçın uzun, neden pelerin takıyorsun” diye sorma cesaretinde bulunamamıştı, bunu hazmettirmişti. Biz de sadece vitrinde kalmasın, sevenleri de sahip olsun diye bu işi gündeme getirdik.

Takılar ne zaman satışa sunulacak?
- Doğukan Manço: 13-16 Eylül’de Bijoux Expo’da Osmanlı Takı by Celali standında olacak. Biz de oradayız. Sadece replikalar değil tamamlayıcı aksesuarlar da yer alacak.

O EVDE HEP AİLE BABASIYDI
Sizin takıyla aranız nasıldı? Babanıza çekmiş misiniz?
- Batıkan Manço: Çocukluğumda babama hayrandım. Evde yokken televizyondan izler, yüzük ve kolyelerine özenir, giyinme odasına girip gizli gizli onları takar, eğlenirdim. Ara ara kolye, bileklik takmaya başladım.
- Doğukan Manço: Ben küpe ve bileklik takarım, Batıkan ise kolye ve bileklik. İster istemez babamı örnek alıyorum.

Barış Manço, evde de takı kullanır mıydı?
- Batıkan Manço: Hayır, evde “ev” haliyle olurdu. Bir konserlerde bir de televizyon programlarında Barış Manço imajına dahil olduğu için kullanırdı. Evde ise aile babasıydı.

Yalnız, babanızdan bahsederken Doğukan Manço’nun “Barış Manço”, Batıkan Manço’nun “babam” demesi çok ilginç. Neden böyle bir söylem tercih ediyorsunuz?
- Doğukan Manço: Babamı insanlarla paylaşmaya o kadar alışmışım ki, o yüzden Barış Manço adını kullanıyorum. Uzun süre röportajlarda “babam” dedim, pek çok kez “O bizim de babamızdı” cümlesiyle karşılaştım. Şu an oğlu olarak konuşmuyor, üçüncü bir kişiden bahsediyorum. Türk kültüründe bir değer olarak yani. - Batıkan Manço: Bize özel anılarla ilgili konuşuyorsam “babam” derim. Sanatçı kişiliğiyle ilgili bir konuda ise ben de “Barış Manço” diyorum.

BİZE “BABASININ OĞLU” DESİNLER
Peki ya Barış Manço’nun oğlu denmesi?
- Doğukan Manço: Bir seçim yapmam gerekirse Barış Manço’nun oğlu değil, babasının oğlu denmesini tercih ederdim. En çok isteyeceğim şey odur.
Sevenlerinin, sizi “babasının oğlu” diyebilecek kadar iyi tanıdıklarını düşünüyor musunuz?
- Doğukan Manço: Çok iyi bilen de var, bilmeyenler de. Sadece sanatçı olarak gören bir kitle de var, “çok Bu da gururumu okşuyor çünkü öyle bir babanın oğlu olmak müthiş. Barış Manço’nun oğlu sözü ise genelleme oluyor.

Ailenin sözcüsü Doğukan Manço mudur?
- Batıkan Manço: Doğukan daha aktiftir. Annem söylenmesi gereken her şeyi söyler, abim boşlukları doldurur. Bana sıra geldiğinde tek söylediğim “Annemle abime katılıyorum” olur. Abim askerdeyken yerini ben almıştım ama...

MANÇO KARDEŞLER GECELERE AKTI!
Barış Manço’nun oğulları olmak ne kadar zor? Beklenti ne kadar yüksekti siz büyürken? Hiç içip yerlerde yuvarlandınız mı mesela?
- Batıkan Manço: Halkın bizden beklentisi her zaman vardı. “Babanızın işini devam ettirin, onun için ne yapacaksınız” beklentisi hâlâ sürüyor. Doğukan’ın birkaç kez görüntülendiği, magazinde yer aldığı oldu. Onlardan sonra ben pek dışarı çıkmadım, görüntülenmedim de.
- Doğukan Manço: Çok komik olaylarım oldu hakikaten. Bir kere fast food’çudan hamburger almaya gittik kız arkadaşımla. Magazinciler kovaladılar, kaçtık. Batıkan da arabadaydı. Çıkan haber “Manço kardeşler gecelere aktı” oldu. Bir keresinde Amerika’da bir Türk gecesine katılmıştık. Mart ayındaydı. Orada da hiç de içmemiş olmamıza rağmen “Babalarının ölüm yıldönümünü rakılarla kutladılar” yazdılar. Bunlar bizi daha dikkatli olmaya teşvik ediyor.

CANLI YAYINDA REZİL OLDUM
Sesleriniz çok kötü olduğu için mi şarkıcı olarak babanızın yolundan gidemiyorsunuz?
- Batıkan Manço: Ben bir kere canlı yayında rezil olmuştum sesimle... 2000 ya da 2001’di sanırım, Ankara’da Türk-Japon Vakfı’nda babam için bir anma programı düzenleniyordu. Sonunda tüm aile fertleriyle sahneye çıktık, “Dağlar Dağlar”ı söylüyoruz. Ben kısık sesle söylerim duymazlar diye umdum ama öyle olmadı. Sonraki gün tüm arkadaşlarım dalga geçti. O kaydı ben de izledim, “bir daha asla!” dedim. Sadece yalnız olduğumda şarkı söylüyorum artık.
- Doğukan Manço: Son olarak “Bir Şarkısın Sen”de Barış Manço günü yapıyorlardı, benden de bir dört şarkının potporisini istediler. “Üç şarkıyı çocukların da desteğiyle söyleyebilirim ama dördüncü olmaz” dedim. O üç şarkıyı ayna karşısında falan çalıştım. Bant çekimde konuyu hiç bilmeyen biri o söyleyemediğim şarkıyı seçti. Çekim bittikten sonra “Merak etmeyin, sizin sesinizi kısmak zorunda kaldık” dediler.
DJ olarak çıkardığınız “Binlik Demlik” single’ında babanızın “Nick The Chopper”ı cover’ladınız, küçük bir back vokalinizi de eklediniz ama.
- Doğukan Manço: İşte o vokal için 23 tekrar aldık stüdyoda! Tek söyleyeceğim “Anne bana çay yap, demli olsun, baba bana para ver, binlik olsun”du. Hepsinde detone oldum. Zaten şarkı söylemek gibi bir amacım yok. Sahneye çıkıp her türlü maskaralığı yaparım ama utangaç bir adamım ben.

“GÜLE GÜLE OĞLUM”U HAYATIMDAN ÇIKARDIM
Bir röportajınızda “Babamın şarkılarına saygısızlık etmemek için şarkı söylemiyorum” demişsiniz.
- Batıkan Manço: Bu ikimizin de ortak mazereti diyebiliriz.
Batıkan’ı bilmiyorum ama siz hangi programa gitseniz, babanızın “Güle Güle Oğlum” şarkısını çalıyorlar ve hemen “Lütfen bunu çalmayalım, benim için böyle bir parça yok” diyorsunuz.
- Doğukan Manço: Şu anda benim için böyle bir şarkı yok! O parçanın sözlerini aşabilecek nitelikte/güçte bir insanım ama o parçayla ilk zamanlar o kadar çok acı çektim ki, duyar duymaz beni o günlere götürüyor. O parçayı bir müddet hayatımdan çıkardım.
- Batıkan Manço: Parça, bende Doğukan’da olduğu gibi bir etki bırakmıyor. Ona en çok ihtiyaç duyduğum dönemde yanımda olmadığı için, sanki şarkılarla benimle konuşuyormuş gibi geliyor. O yüzden herhangi bir şarkısını dinlerken, bana söylemek istediklerini dinlemeye çalışıyorum.

Abinizin DJ’liğini nasıl buluyorsunuz?
- Batıkan Manço: Halkla olan iletişimi iyi. Bu da kesinlikle babadan geçen bir özellik. Sanatçının sahneye çıktığında halkla diyaloğa girmesi lazım. O zaman halk karşısındakinin samimiyetine inanıyor.

Dinlediklerinizden memnun musunuz, size hitap ediyor mu?
- Batıkan Manço: Eletronik ya da tekno benlik değil. Ben daha çok rock ve klasik müzik dinliyorum.

BARIŞ MANÇO ANİMASYONLARI HAYAL EDİYORUM
Manço Prodüksiyon tekrar ayağa kalkmışken, müzik konusunda siz bir şey yapacak mısınız?
- Batıkan Manço: Grafik tasarım mezunuyum. Hep o alanda ilerleyeceğimi hayal ettim. 3 boyutlu tasarım ve animasyonla ilgileniyorum. O alanda da birkaç Barış Manço karikatürü ve animasyonları hayal ettim. Bir kenarda duruyorlar şimdilik. Yeni bir işe başladım ama, yine müzik sektöründeyim.

Sektörün neresinde?
- Batıkan Manço: Müzikotek’te müzik pazarlama bölümündeyim. Babamın eserlerinin de telif haklarını koruyan bir şirket. Her türlü reklam, dizi, film için bize nasıl bir müzik istediklerini söylüyorlar, biz de insanlara alternatifleri sunuyoruz.

LİSANSLI DRİFTÇİ
Siz drift yapıyormuşsunuz. Nereden merak sardınız buna?
- Doğukan Manço: Hayatımda hiçbir şeyi düz yapmadığım için araba kullanmak yerine drift yapmayı tercih ettim. Sporlar da aynı şekilde. Türkiye’nin ilk paten takımı “Uçan Mantarlar”ı kurduk mesela. Drift Türkiye’de yoktu, Japon filmlerinden görüp çalışırdım. Ne zaman ki “Hızlı ve Öfkeli: Tokyo Drift” geldi, herkes driftin ne olduğunu öğrendi. Çok uğraştık, sonunda federasyon bünyesine alındı ve ben de lisanslı driftçi oldum.

Nerede çalışıyorsunuz?
- Doğukan Manço: Şimdilik sadece pistte. Ama son yılların en çok rağbet gören motor sporu drift. Yakında herkes bu spora merak saracak.