Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 2003 00:00
Sevgili babacığım,Her şey bildiğin gibi aslında. Ne anlatsam ‘‘Duymuştum daha önce’’ diyeceksin.İsimler yeni bir tek.Bu sefer ‘‘Oğluna bakan’’ bakanın ismi Binali mesela.Hortum hususu da aynı.Kişilerle kurumlar değişiyor sadece.‘‘Türkiye hortumu sevdi’’ diyebiliriz kısaca.Biz karşıdan seyredenler bile sevdik. Ya da alıştık diyelim. Fakat alışmak sevmekten beterdir, bilirsin.*Ama bu vereceğim haberin ‘‘Eski tas eski hamam’’lıkla bir ilgisi yok bak. Olsa olsa‘‘Yeni tas eski hamam’’ olabilir.‘‘Cola'nın Türkçesini yaptık.’’Yok, ‘‘Türkçesi’’ olmadı.‘‘Cola'nın Türk'ünü yaptık.’’Bu da olmadı. Adam mı bu? Bir dakika... Bulacağım.‘‘Türkiye'nin kolasını yaptık.’’Iıh. Ne o öyle, ‘‘Türkiye'nin turşusunu kurduk’’ gibi.Tek cümleyle anlatmam mümkün olmayacak galiba. Bildiğin Cola var ya... İşte onun aynısını yapıyoruz artık.Ne demiş atalarımız?‘‘Yapamıyorsan yenisini, taklit et birisini.’’Ne? Dememişler miydi öyle bir şey?Yeri gelmemiştir de ondan. Sağ olsalardı tam zamanıydı.*‘‘Irak'ın devrik diktatörü Saddam...’’Allah biliyor ya, hiç ihtimal vermiyordum bir gün gazetelerde bu cümleyi göreceğime.‘‘Sana ne zararı vardı adamın?’’ diyeceksin.Sen ne diyorsun babacığım, çocuklara ‘‘Saddam geliyor’’ diye
yemek yedirir olmuştuk son yıllarda.Hele Uday'la Kusay...Sabah kahvaltısında iki kurşuna dizme...Kuşluk vakti üç kırbaç...Öğlen iki ırza geçme..İkindide beş falaka...Bu şekilde besleniyorlardı adeta.Gözümüzle görmedik tabii. Ama buydu bize yansıtılan.Öldürüldüklerini duyduk. Bilmiyorum, babaları gibi onların da doksandokuzar kopyası yoksa tabii.Fakat her şeye rağmen ben hálá neden ve ne hakla öldürüldüklerini anlayabilmiş değilim.Kusay'ın 14 yaşında oğlu da varmış öldürülenlerin arasında.Şimdi bu durumun her gün işlenen adi cinayetlerden ne farkı var?Her katil bir pisliği temizlediğine inanıyor, ABD gibi. Kimsenin yargılanmaması lazım o zaman.Yok muydu zulme son vermenin devletlere yakışır başka bir biçimi!*Ormanlar da bildiğin gibi babacığım. Yanıp duruyorlar. Bizim suçumuz değil. Mevsimi geldi. Hasat gibi bir şey.Allah tarafından yanıyor. Yoksa bunun hasadı zor. Tek tek biçmek...Türkiye şu anda uzaydan bakınca fırında unutulmuş ıspanaklı börek gibi görünüyordur tahminimce.Damdan düşenler de seçiliyorlar mıdır oradan, bilmiyorum. Onun da mevsimi zira. Bilahare ‘‘sobadan zehirlenme’’ mevsimi gelecek.Tabii afetin yetersiz kaldığı hallerde suni afet takviyesi yapıyoruz anlayacağın.*Bir de ‘‘Kliplerin suya düşme mevsimi’’ var. O da bu aylara denk geliyor.Sen klip hadisesini bilmiyorsun tabii.Şimdi şöyle...Eskisi gibi şarkıyı kasete okumak yetmiyor. O zamanlar bir şarkının tadına varmak için kulak yeterliydi. TV'yle etle tırnak gibi olduğumuzdan beri, göz ön plana çıktı.‘‘Kendini göstermek’’ o bildiğimiz anlamından ayrıldı, hakikaten etiyle, buduyla, şurasıyla burasıyla kendini göstermek oldu.İşte klip bu işe yarıyor, şarkıcı gösteriyor kendini. En ücra köşesine kadar...‘‘Kim söylüyor bu şarkıyı’’ dendiği zaman, ‘‘Hani yırtık beyaz elbisesiyle kumsalda sürünen kız’’ diyorsun.Klibin suya düşmesi ise şöyle oluyor:Erkek, kadın, gay...Pop, fantezi, arabesk...Kim ne söylüyorsa denizin içinde söylüyor. Kimi bileğine kadar kimi dizine kadar suya batmış durumda. Ama beline kadar batan yok. Ki kıvırdığı görünsün.‘‘Şart mıdır kıvırmak?’’ dersen evet şarttır. Meclis bu konuda kanun hükmünde kararname çıkardı.*Mektubuma son vermeden seni Tarkan'ın son imajından haberdar etmek istiyorum.Oturduğu apartmanın karşısında ekmek fırını olan bir arkadaşım var. Geçenlerde gülerek aradı, ‘‘Koş gel, Tarkan un çuvalı taşıyor’’ dedi.Bilirsin fırın işçileri nasıl giyinirler... Beyaz bandanalarından beyaz sabolarına kadar gözünün önüne getir... Al sana Tarkan!Buralarda durum budur. Ellerinden öperim babacığım.MIŞ-MUŞDepremler 20 gün önceden bilinecekmiş.4 senedir biliyoruz da ne oluyor?CHP, ‘‘Erdoğan da soruşturulsun’’ demiş.Durun bakalım, daha zamanı var. Önce ikbal.‘‘Asla dönmem’’ diyen Deniz Akkaya 2 dakikalığına podyuma dönmüş.Sayılmaz. Podyuma masa, sandalye atması lazım.Kızılay Genel Başkanı ‘‘Deprem olursa İstanbul yandı, çadır yok’’ demiş.Başkan merak etmesin, uzmanlara bakarsanız deprem olursa Kızılay'dan ziyade müftülüklere iş düşecek.
button