Röpörtaj: Arzu AKBAŞ
Oluşturulma Tarihi: Ocak 14, 2005 00:38
Irmak Ünal, Cihan Ünal’ın kızı olarak değil, oyunculuktaki başarısıyla anılmak istiyor. Türkiye’nin zina tartışmalarıyla çalkalandığı günlerde, eşinden resmen boşanmadan yeni bir ilişkiye girmesiyle gündeme gelen Irmak, babasından destek görememiş: ‘Evliliğin bozulması herkesin başına gelebilir. Kendi başından da dört kere geçmiş. Bana karşı daha anlayışlı olabilirdi.’
Cihan Ünal’ın büyük kızı Irmak Ünal, eğitim gördüğü Los Angeles’tan Türkiye’ye dönünce, oyunculuk kariyerine de başladı. Önce Kampüsistan adlı dizide rol alan Irmak, şimdi de Haziran Gecesi’nde iddialı bir gazeteciyi canlandırmaya hazırlanıyor. Kendine örnek olarak da Ayşe Arman’ı seçmiş.
Irmak Ünal’la, aile ilişkilerinden, oyunculuk kariyerine kadar geniş kapsamlı bir röportaj yaptık.
- Haziran Gecesi’nde rol almandan bahseder misin?
İçinde bulunmayı çok arzu ettiğim bir projeydi. Ben 18’inci bölümden itibaren dizide yer alacağım. Benim için çok güzel bir tecrübe olacak.
- Nasıl bir rol peki canlandıracağın?
Özcan Deniz’in canlandırdığı karakterle ilgili olan bir kadın. Su isimli dişli, cevval bir gazeteci. Baran’ın politik hayatında yan yana olacaklar. Bu rol teklifi geldikten sonra haberci arkadaşlarımla konuştum, onları inceledim. Kendime bir iki tane sevdiğim gazeteci tipini örnek aldım. Onların fotoğraflarını, röportajlarını inceledim. Ayşe Arman’ı çok beğeniyorum. Ben o tür bir karakter üzerine gitmeyi düşünüyorum. Bire bir o değil ama onun gibi canlı bir karakteri oynamayı düşünüyorum.
-Oyunculuğa başlarken en büyük desteği kimlerden aldın?
Aslında en büyük desteği önce kendimden, sonra annemden aldım. Çünkü kendi kendime destek olmasam, asla yapabileceğim bir şey değildi. Ben bu yolda yalnızım. Annemin manevi desteği çok büyük. Bu iş öyle göründüğü gibi pek kolay bir iş değil. Çok sıkıntılı günler, geceler oluyor. O zaman sığınılacak en büyük dost annem.
- Hayatının akışı sanırım Abdullah Oğuz’un sana teklifiyle değişti?
Evet bana kapıları açan ve şansı veren Abdullah Bey oldu. O da benim için çok önemli bir dönüm noktasıydı.
BEN ÇOK YALNIZIM
- Sana verilen desteklerden bahsederken, babandan hiç söz etmiyorsun?
Babam tabii ki destek oluyordur. Ama kendi içinde. Ben kendi hikayemde yalnızım. Ama bugüne gelmemde, babamın yaptıklarını es geçemem. Beni hep en iyi okullarda okuttu. Ne zaman zorda kalırsam yanımda olacağını biliyorum. Ama Türkiye’de oyunculuğa başladığımdan beri, babamın bir desteği yok. Herkes bana ‘Cihan Ünal’ın kızı olmasaydın, bunlar olur muydu zannediyorsun?’ diyor. Ancak, olurdu. Bir soyadım var diye tepeden bir yerlere inmedim, emeklerim var. Sektörde kimse sadece birinin kızı olduğunuz için size rol vermez.
- Özel yaşamının gündeme geldiği o dönemde ailenden tepki aldın mı?
Herkesten tepki aldım. Çünkü ben dediğim gibi Doğrucu Davut’um. Ne yaşıyorsam ortadaydı. Kendimi o konuda eğitiyorum. Ama görüyorum ki, politik olmayı bilmek lazım. Özel hayatımı işime karıştırmayı hiçbir zaman istemedim. Ama ister istemez yaşandı bir takım şeyler. Şimdi daha net çizgilerle ayırmaya çalışıyorum.
- Yanlış anlaşıldığını düşündüğün oldu mu?
Tabii ki böyle düşündüğüm çok oldu. Yaşananlara iyi yönüyle de kötü yönüyle de bakanlar oldu. Ben konuşmak istemedim, konuştukça yanlış anlaşıldım. İnsanlarda bir önyargı vardı ve ben susma hakkımı kullandım.
-Söylendiği gibi babanın seni evlatlıktan reddetmesi ya da böyle bir tehdidi oldu mu?
Hiç öyle bir noktaya gelmedik. Babam çok üzüldü. Çünkü eski eşimi, herkes gibi o da çok seviyordu. Ben hala çok seviyorum. Çok güzel ümitlerle yapılmış bir evlilikti. Bunun bozulması, hepimiz gibi babamı da fazlasıyla üzdü. Herkesin başına gelebilir. Kendi başından da dört kere geçmiş. Bana karşı daha anlayışlı olabilirdi. Ama ben kimseyi suçlamıyorum.
ZİNA TARTIŞMALARI
-Boşanma sürecinde bir de Alp Kırşan’la ilişkin başladı.
Ama kimse inanmak istemese de, biz Alp’le önce dosttuk. Zamanla aramızda duygusallık başladı. Bir ilişki çok sonra geldi. Öncelikle biz çok iyi arkadaştık ve her konuda dertleşiyorduk.
-Tek taraflı bakıldı, suçlanan sen oldun? Zinanın gündemde olduğu günlerde sen de günah keçisi oldun bir anlamda.
Evet insanlar yargısız infazlar yaptı. Ama ben de evliliğimin bitmesini istemezdim. (Gözleri doluyor) Zaten zamanlamamız o yüzden kötüydü ve daha yıpratıcı geçti. Benim evliliğimin bitmesi gele gele zina tartışmasının üstüne geldi. Sanki ben başka özelliği olmayan bir insanmışım gibi gösterildim.
- Ünal soyadı da sende büyük bir baskı kuruyor olmalı?
Herkesten çok daha dikkatli olmak zorunda hissediyorum kendimi. Her zaman ismimim başına Cihan Ünal’ın adı konulacaktır. Ben de babamın benimle gurur duymasını istiyorum. İnşallah bir gün işim ve adım önce gelir.
BABAM ÇOK GENÇ
- Babanın dizideki rol arkadaşıyla arasında aşk dedikodusu çıktı. Bu seni şaşırttı mı?
Dizide izliyorum ve çok gülüyorum. Ben de gazetede okudum. Olabilir de, olmayabilir de. Babamın içi de, dışı da çok genç. O yüzden onunla beraber olan insan düşünmeli aradaki yaş farkını. O genç insan babamla güzel bir şeyler paylaşmayı seçmişse, gerisi kimseyi ilgilendirmez. Babamın son eşi de gençti. O insanlar babamla birlikte oluyorlarsa, demek ki benim babam, genç bir adam.
- Memnun musun bulunduğun durumdan?
Allah’a şükür memnunum. Ama hiçbir zaman boşanmış bir kadın olmak istemezdim.
Her rolü oynarım
- Oyunculukta katı kuralın var mı peki?
En katı kuralım, iyi bir senaryo. Ben her rolü oynarım. Oyuncu olmak istiyorsam, böyle olmalı. Katı kurallarım olamaz. Aşk çekiyorsan, onu yaşamalısın. Ben yalancı tokata bile karşıyım. Ben sinemaya baş koydum. Ama oraya ulaşmak çok kolay değil. Şu anda ısınma turları atacağım. .
- Oyuncu olmaya nasıl karar verdin, onca yıl uzak kaldıktan sonra?
Babam Türkiye’nin en iyi tiyatro oyuncularından biri. Armut istemese de dibine düştü. Babamın bu kadar iyi bir oyuncu olması üzerimde bir baskı oluşturdu ve korktum açıkcası. İnsanın kendine güveni gelinceye kadar, ‘Ben bu işi yaparım’ demesi gerçekten güç.
- Bir çok oyuncunun idealinde yurtdışına gitmek vardır. Sen ise Türkiye’ye geldin. Neden?
Los Angeles’daydım. Orası köpek balığı havuzu. Ülkemde şansım çok daha yüksekti. Karar aşamasında Kampüsistan’dan teklif geldi. Gerçek olan hazır bir projeye ‘evet’ dedim.
Yağmur’u da yanlış anladılar
- Cihan Ünal’ın kızı diye anılmak, seni yaralayan durumlardan mıydı?
Babam beni hep korumaya çalıştı. Türkiye’ye dönmemi bunlardan dolayı istemedi. Yağmur’un yaşadıklarını da biliyordu. Beni uzak tutup korumak istedi. Yağmur da çok yanlış anlaşıldı. Onlar da çok üzüldüler. Ama insanın yaşayacaklarını engelleyemiyorsunuz. Ben kendimi koruyacak yaşta olduğuma inandığım zaman Türkiye’ye döndüm.
-Yağmur’la aran nasıl, görüşebiliyor musunuz?
Görüşüyoruz ama çok fazla değil. Ama kardeşimle çok güzel bir ilişkim var. Ne zaman istersem biliyorum ki, en yakınımdaki insan ve dertleşebilirim. Bu çok güzel bir duygu. Ama ikimizin de çevreleri çok farklı. Onun varlığını bilmek bile beni mutlu ediyor.