Güncelleme Tarihi:
Swissotel'in Taşlık Bar'ında kahvelerimizi içiyoruz, fonda hafif bir müzik var. Karşımdaki Yonca kıpır kıpır. Dansçı mı, şarkıcı mı yoks oyuncu mu?
- Çocukluktan beri aklım fikrim dans etmek, şarkı söylemek ve tiyatroda. İlkokul birinci sınıfta sahneye çıkarak hayallerimi gerçekleştirdim. İstanbul Konservatuvarı'nın Yüksek Bale Bölümü'nü bitirdim, dans etmeden duramam. Müzik duyduğum anda kıpırdanmaya başlıyorum, vücudum kendi kendine harekete geçiyor. Sahnede hem şarkı söylüyorum, hem dans ediyorum ama bu çok zor. Dans ederken vücut dik, popo sıkı ve karın içeriye çekili olacak. Şarkı söylerkense bütün vücut rahat olacak ki, diyafram çalışsın. Bu iki hareketi bir arada yapmak mucizevi bir olay aslında. Dansçılığıma 10 üzerinden 100, şarkıcılığıma 8, tiyatro oyunculuğuma da 9 not veririm.
BEYNİM DAHA SEKSİ
Bahçıvandan aldığım bir gonca gülü saçına taktım Yonca'nın. Üstündeki çingene giysilerine de hayli yakıştı. Yeni seksi imajına da çok uydu ayrıca.
- Yener bey aşkolsun; normları, formları, kısa boyuna rağmen ebatları düzgün bir kadınım. Aynaya baktığımda zaman zaman kendimi dişi görüyorum. Ama hep bir muzip tarafım var, gözümün içinde onu görürsem kendimi asla dişi göremiyorum. Her şeyi komik tarafından düşünüyorum nedense. Vallahi beynimi daha seksi buluyorum desem daha doğru. Akıl ve zeká olmadıktan sonra dış görüntünün seksi olmasının yararı yok. Öyle planlı, programlı imajlar yapmam. ‘‘Bandıra Bandıra’’ albümünde de kendimi daha kadınsı ve dişi hissediyordum, ama şimdiki halim daha dişi bulundu. Bunu özel olarak planlayıp hem de dul bir kadın olarak kendimi daha dişi göstereyim demedim. Ben ne
hissedersem onu yapıyorum, şimdilik böyleyim. Yarın beni iki yandan toplu saçlı, ayağımda tokyolarla da görebilirsiniz. Hayatımla ilgili hesap kitap yapmıyorum. Ben içine kapanık yaşayabilen bir insan değilim, beni her yerde görebilirsiniz. Sokakta, pazarda, sinemada, ummadığınız herhangi bir yerde.
BABA CENAZESİNDE YOK
Yonca'nın babası Kenan beyin kökeni Saraybosna, annesi Kadriye hanım ise Tatar asıllı. Yani melez bir durum var ortada. Babasından söz edince akan sular bir anda durdu, birkaç damla gözyaşına dönüştü.
- Babamın ölümünden önce vurdumduymaz, hiçbir şey düşünmeyen biriydim. Babam 1987'de aniden vefat etti, hiç hastalanmadan. Ben İbiza'da tatildeydim Amerikalı boy-friend'imle. Oradaki kulübelerden arasıra evi arıyordum, ama babacığım tatilime devam etmemi tembihlemiş ablama, öleceğini biliyormuş gibi. İbiza'dan İngiltere'ye döndüğüm gün ablam telefonda acı haberi verdi, büyük şok yaşadım. Babamın cenazesinde bulunamamak içimde büyük hicrandır. Onun için ne cenazeye gidebilirim, ne ölüm haberi seyredebilirim, ne ezan sesi duyabilirim. Keşke sağ olsaydı da, onun desteğiyle geldiğim bugünlerimi görseydi. Ama inanıyorum ki o yine de beni izliyordur.
GÜVENSİZ BİR İNSAN
Yoncimik'te her şey tamam, güvensizlik ise dizboyu. Sanki paranoya rüzgarına kapılmış gidiyor.
- Yener bey, paranoyaklık ciddi olarak var bende. Boşanma dönemimizde psikoloğa da gittik Harun'la, aile danışmanına da. Boşandıktan sonra da bir süre ben yalnız devam ettim. Çok hoşuma gitti hekimle konuşmak, çok eskilere dönmek. Ben doğuştan paranoyak değilim, sonradan oldum. İnsanlara güvenip, kalbimi sonuna kadar açtım ama karşılığında yaşadığım düş kırıklıkları beni paranoyak yaptı. Kimseye güvenemez ve inanamaz hale geldim. İş konusunda da böyle, özel yaşamımda da. Herkesten şüphe etmeye başlayınca mutlu olamıyorsunuz.
Boş yere dememişler ‘‘İçi seni yakar, dışı beni’’ diye.
Nesi var nesi yok
İlk iki albümümden kazandığım parayla Emlak Bankası'ndan kredi alarak çok hayal ettiğim bir ev satın aldım, Kalamış'ta. Dubleks, dört oda bir salon, bir de kübik bahçesi var. Yemedim, içmedim bir de havuz yaptırdım, 3 metreye 6 metre.
Bir tane yeni aldığım Range Rover'ım var, bir de küçük Twingo'm. Ehliyetim eski ama araba kullanmaktan hoşlanmadığım için şoför tuttum.
Bir de ‘‘Yoncimik’’ adlı bir prodüksiyon şirketim var. Son olarak eski arkadaşlarımdan oluşan Birkaç İyi Adam'la Çıtır Kızlar'ın prodüksiyonunu yaptım.
Ufak tefek bazı yatırımlarım var, ama bunlardan haberim yok. Benim parayla işim olmaz, ticaretten de anlamam. Hepsini ablam Mine halleder, kendisi aynı zamanda da menecerim zaten.
Yalaka muhabbeti
Ben bu çirkin sözlerin dikkat çekmek için reklam amaçlı olarak söylendiğine inanıyorum. Bu kadar gurur kıracak, karşıdaki insanı incitecek sözler söylemek kimsenin hakkı değil. Bu konuşmaları çok seviyesiz buluyorum. Onun için benim bu çevreden hiç yakın arkadaşım yoktur. Ben kimseyle hesaplaşmak derdinde değilim, onların yarışı içinde ben olmam. Hiç kıskançlık dürtüm yok, çünkü kimseyle savaşım yok. Ben gereksiz kin ve öfkelerden kurtulmanın yollarını buldum. Bazen iyi şarkıları kıskandığım oluyor, o kadar. Bizim çevredekilerin dostluklarını sahte görüyorum. Ama hayat görüşüne hayran olduğum bir Sezen Aksu var. Kimse bilmez, Sezen'le dostluğumuz çok eskidir. Mithat Can kucağımda büyüdü, kendi çocuğum gibi severim.