Oluşturulma Tarihi: Haziran 21, 2004 00:00
Hálá hayatımda bu nida. Bu da nidanın hikayesi.Saçları uzun, bıyıklı, sırtında gitarı Ankara’da ‘o kız’la tanışacağı ev yemeğine giden biri, ona o gece Orhan Gencebay’dan ‘Batsın Bu Dünya’yı çalarak ‘işte bu adam’ dedirtti. Kızın adı Berrin’di. Aşkları büyük, evleri küçük bu iki genç hemencecik evlendi. Aradan 1,5 yıl geçti. Berrin kucağındaki bebeğe ‘işte bu baban’ dedi. O bebek daha bir yaşına girmeden bir heceyi tekrarlamayı başararak ilk kez ‘baba’ dedi. Küçük kızın babasının gitarıyla ve annesinin mamasıyla büyürken, küçük turuncu küvette çekilmiş bir resmi var. ***Küçük kız tam portmantoya çıkıp aynada balon patlatmayı başarmıştı ki babası askere gitti. Bir gün izin alıp çat kapı gelen kafası kazılı yabancıyıysa tanımakta güçlük çekti. Artık heceleri dizmede uzman olmuştu. ‘Bu benim babam değil’ dedi bilerek. Eve gelen misafirlere aynı dönem şu konuşmayı yaptı: Siz burada rahat rahat oturuyorsanız, babam bu ülkeyi koruduğu için. O sırada Ordu Evi’nde kafası kazılı yalnız baba çaldığı gitarıyla bir beste yaptı:Kızım kızım güzel kızım/ ilk göz ağrım, yürek sızım/ senden uzak çaresizim/ bu da benim alınyazım... İleride askerliği bitince, bir yemekte kızı şöyle devam edecekti: Babam babam güzel babam/ Ben de sensiz yaşayamam/ Bu dünyanın yükünü sen olmadan taşıyamam...Günler günleri kovaladı. Üstüne titrenen bu kız çocuğuna bir de erkek eklendi. O da aynı insana aynı yaşlarda ‘baba’ dedi ve 4’e tamamlandılar. Kardeşinin bebek arabasını tutup ona çığlık attıran küçük kız, çığlığı basan bir bebek, vitrinlere bakıp ‘kızım bırak arabayı’ diyen bir anne ve annenin yanında peşisıra yürüyen bir baba, binlerce kez Tunus Caddesi Kuğulu Park arası gidip gelmekten sıkılmış olacaklar, bir sabah trene atlayıp İstanbul’a taşındılar. Kız trende hep ağladı. İlkokul arkadaşlarının olmadığı bir yerde asla oyun oynayamaz, Murat’sız yapamaz, Ceylan’dan başkasıyla anlaşamazdı. Erkek bebek halinden memnun rayların ritmiyle sallanıyor. Kız meğersem denize aşıkmış, ama öyle deniz değil, dalgalı olan. Babası, belki söylemeyi unuttum, artık ‘yürüyen adam’. Beraber bir gün Bebek’te yürürken bir kapı gördüler. Yürüyen adam dedi ki: Kızım bak, çok çalış, bu üniversiteye gir. Burası Boğaziçi, Türkiye’nin en iyi üniversitesi. İstanbul’da boş durmak yoktu. Onlar 4 kişilik bir Tunus-Kuğulu Park grubu daldılar işe güce. Erkek biraz büyüyüp anaokuluna başladı, kurada 1. çıkıp Işık Anaokulu’na turuncu sınıfa. İyi başlangıç. Kız, amaaan o yaşta çok sıkıcılar geçelim, ortaokul. Anne, anne enteresan, Berrin’i hortlatıp içinden kardeşiyle moda şirketi kurdu. Gecelerce kesti, biçti, boyadı, dikti, yapıştırdı. Yürüyen adam yürüyüp duruyordu. Deniz havası, İstanbul karmaşası, balık-Boğaz-hokkabaz onu sanki sırtından itiyordu. Ama o yine de İstanbul hakkında nostaljik bir şarkı yaptı: Koşturmaca keşmekeş/ deli olursun deli/ İyi ki sen bugünleri görmedin Orhan Veli... İstanbul’da yeniden aşık oldu. Başka bir kadına, İstanbul’a. Ankara’dayken 3500W’lık kolonlardan bahseden şarkısı Müzikomani’yle ünlü olmuş, gazetelerden ailecek gülmüş, şarkıları ödüller almış, sokakta tanınmıştı. İstanbul’da yaptığı albümün adı başkaydı: Biz Sizi Ararız. ***Kız baktı, çok çalıştı, peki hangi üniversiteye girdi? Bunun cevabını vapurdan inip, bir binaya girip ‘Tebrikler kızınız Boğaziçi’ni kazanmış’ı duyan yürüyen adam bilir. Sorsanız hemen aklı fikri müzik olan kızının, e naapsaydı böyle bir babayla, 2000 mezunu olduğunu söyleyiverir. Onun sayesindedir, küçük yaştan beri kitaplarla, hedeflerle, sedeflerle besleyip büyüttüğü çocukları şekerdir, eriyiverir. Ama çocuk bu, odada durduğu gibi durmaz. Bir bakarsın özgür kız olup yürüyüş yoluna pano pano diziliverir. Sana yan gözle ‘ben özgürüm’ deyiverir. Dili şarkılarda pabuç gibi olur, yürür gider. Pilav yapmadığı gibi, sevgilisi giderse, Allah korusun, yan komşuları katlederim diye danseder televizyonlarda. Ama anne yan komşuya kahvede mahçup güler, baba olur bir menajer, kardeşin odasından bütün gün yükselir ritimler. Suavi’yle Berrin naapsın, hep iki heceler: baa-baa, aan-nee, seev-gii.
button