Güncelleme Tarihi:
MUCK (FOTO-GALERİ)
Neden dizinin adı “MUCK”?
- Azra Akın: Hiç bilmiyorum.
- Haluk Piyes: Ben hayal meyal bir şey hatırlıyorum. Toplantıların birinde isim aranıyordu. Öğrencilerden biri öyle bir öneride bulundu. Biz de gülmüştük hatta. Tabii bu ismin bir açılımı var; Müzik Umutları Cesaret Kanatları’nın baş harflerinden oluşuyor.
Gençlik dizisi mi bu?
- Azra: Gençler de var, büyükler de... Biz öğretmen olarak rol alıyoruz dizide.
- Haluk: Biz artık yaşlandık.
Haluk Bey 1975’li olduğunuzu öğrenince şoke oldum. Yaşınızı hiç göstermiyorsunuz.
- Haluk: Teşekkür ederim, ne ısmarlayayım!
Bu bir dezavantaj mı sizin için? Diyelim ki şöyle kelli felli bir karakteri canlandırmanız gerekecek ama yüzünüz çok genç!
- Haluk: O zaman siz “Kanımdaki Barut”u izlemediniz...
İzledim ama orada da 1975’li bir insan izlemiyoruz ki...
- Haluk: Soru güzel soru, gerçekten de bu bir dezavantaj oluyor. Çünkü yaşınızı oynayamıyorsunuz. Avantajı da; Allah ömür verirse, daha uzun soluklu oynayabilirsiniz. Bazen özel hayatta dezavantaj olabiliyor tabii.
HAKAN BEY’İN NEDEN AYRILDIĞINI BİLMEM
Bu bir gençlik dizisi, size cazip gelen tarafı neydi?
- Azra: Öncelikle işin içinde müzik olması, gençlerin olması... Yönetmenimiz Can Sarcan’ın kısa filmlerini izlediğimde çok etkilendim, onda farklı bir tarz gördüm.
Heyecanlandım. Çok inanıyorum bu projeye. Böyle bir şey daha yapılmadı.
- Haluk: Benim için cazip tarafı; bugüne dek oynadığım rollerden çok farklı olmasıydı. Salon erkeğiyim bu kez.
Gözlük takıyorsunuz bu arada; rol için mi?
- Haluk: Yok, özel hayatımda da takıyorum. Bu diziye de uydu. Biraz şirin oldu ama olsun. Bu arada benim biraz öğretmenlik deneyimim de var. Okullarda madde bağımlılığına karşı ders veriyorum. Bu dizide de gençlere destek olmaya çalışan bir karakteri canlandırıyorum. Biz de tabii dans ediyoruz, şarkı söylüyoruz, Azra’dan tango öğreniyoruz. O anlamda da çok keyifli. Sinema ve televizyon gençlerle buluşmak için bir araç benim açımdan. Bu aracı kullanmak için bu işi yapıyorum.
Dans konusu açılmışken sorayım; Azra Hanım, “Yok Böyle Dans’ta insanları eleştirme cesaretini nereden buluyor” diyenler var sizin için. Ne düşünüyorsunuz o konu hakkında?
- Azra: Eleştiri çok doğal bir şey. Kimseyi memnun etmek zorunda değiliz. Kimse sevmek zorunda da değil. Dünyadaki diğer yarışma programlarına bakın, jüri üyesi olan herkes konusunda usta olmak zorunda değil. Herkes bir renk katmak için orada. Geçen sene bu deneyimi yaşadığımdan, yarışmacıları daha iyi anlayabiliyorum. Bence bu sebeple oradayım.
Bir de sizin yorumlarınız daha yumuşak oluyor...
- Azra: Aksi benim kişiliğime ters çünkü... Kimseyi gereksiz yere kırmak istemem.
Hakan Peker’in sizin eleştirilerinize dayanamadığı için yarışmayı terk ettiği doğru mu peki?
- Azra: Bu sebeple mi oldu bilmiyorum. Ama hiç kendi üstüme almıyorum böyle şeyleri.
TEK SIKINTIMIZ BÖLÜM YETİŞTİRMEK
Bunca farklı senaryo arasında, sizin gençlik dizinizin şansı nedir?
- Azra: Bugün aynı şeyi düşünüyordum ben de... Bir dizinin başarısı ya da başarısızlığı tek sebebe bağlı değil bence. Ben çok inanıyorum bu işe. Umarım yolu açık olur ve devam ederiz.
- Haluk: Bizim aldığımız keyfin seyirciye geçeceğini biliyorum. Tek sıkıntımız, bölümleri yetiştirebilmek olacak. Bu dizide çok dans edilecek, çok şarkı
söylenecek... Bunların hep ön hazırlıkları var. O yüzden meşakkatli bir iş.
- Azra: Aslında hepimiz sette bir şekilde yoğruluyoruz. Ben bir özelliğimi bilmiyordum. Ekibe güvenerek bir adım attım ve türkü söyledim.
- Haluk: Evet ben dinledim. Hiçbir sıkıntı yok, tam tersi mest ediyor.
- Azra: Canlandırdığım karakter inandırıcı olsun istedim yoksa türkü söylemek gibi bir iddiam yok.
- Haluk: benim yaptığım tangodan daha iyi olduğu kesin!
- Azra: Senin tangon gayet iyiydi tamam mı! Boks yapman çok işe yaradı. Çünkü Haluk’un refleksleri çok iyi ve çok çabuk kavrıyor. Ben bu projenin uğurlu olduğuna inanıyorum. Karakterim Elif’i de çok sevdim. Elif şöhret yerine akademik kariyeri seçmiş bir şan hocası. Ama tabii Haluk’un canlandırdığı Ozan’ın gelmesiyle hayatı alt üst olacak!
ABD’DE OYUNCU OLMAK O KADAR KOLAY DEĞİL
Boksa devam ediyor musunuz?
- Haluk: Antrenmanlar devam ediyor. Ekmek parası, mecburuz! Fit kalmam lazım. Hollywood’da da oyuncuların hemen hemen hepsi boks dersine girer.
Amerika’daki oyunculuk çalışmalarınız ne durumda?
- Haluk: Ben orada yönetmenlik ve senaryo okudum. ıki senaryo sattım büyük şirketlere, bir de filmde oynadım. Herkes bu işi kolay zannediyor ama gerçekçi olmak lazım. Bir kere 180-200 bin işsiz oyuncuları var. Oyunculuk ajanslarına girebilmeniz çok çok zor. Leonardo Di Caprio 6 yaşında oyunculuğa başlamış, yıllarını vermiş. Bugün 30’larında ve ancak süperstar oldu. Brad Pitt de, Natalie Portman da öyle. Bunları unutuyor insanlar. O kadar da kolay değil.
İLKOKULDA ORYANTAL DERSİ VERMİŞTİM
“MUCK”u izleyen bazı öğretmenler belki yöntemlerini değiştirir, daha sevgi üzerine bir yol izleyebilirler...
- Azra: Kesinlikle. Benim annem ilkokul öğretmeni. Hatta 17 yaşındayken onun sınıfına oryantal ders vermiştim. Öğretmenlik mesleğinin benim için değeri büyük. Çocukların hayal güçlerinin, yeteneklerinin gelişmesine izin vermek gerek. Ben bu konuda bazı eksiklikler görüyorum. “Sen bunu yapabilirsin” yerine; “Senden adam olmaz” deniyor gençlere. Bundan vazgeçmek lazım.
- Haluk: Bir sevgi sistemi şart! Müzik de, dans da, oyunculuk da bir terapi aslında. Bütün şarkılar, şiirler sevgi üstüne. Demek ki bununla ilgili bir derdimiz var.
“Seni seviyorum” cümlesini çok az kullanıyoruz.