Azmiyle kanseri yendi
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Nisan 28, 2009 11:06
Vatani görevini yaptığı dönemde patlayan merminin vücudunda kalması sonucu önce cilt, ardından da lenf kanserine yakalanan Turizmci Murat Ceylan, 3 yıllık mücadelenin ardından kanseri yenmeyi başardı. Genç turizmci, yaptığı etkinliklerle kanserin ölümcül olmadığını ve erken farkındalığın önemine dikkati çekmek için Edirne'den Artvin'e pedal çeviriyor.
“Hayata Tutunmak” adlı kanserle mücadele hareketinin koordinatörü ve eski bir kanser hastası Murat Ceylan, yaptığı açıklamada, vatani görevini yaptığı sırada patlayan mermi parçasının cilt altında kalmasıyla, önce cilt kanserine, ardından da lenf kanserine yakalandığını söyledi.
Doktorların kendisine kanser olduğunu söylemesinden sonra şok yaşadığını anlatan Ceylan, “Ancak, şoku kısa sürede atlattım. Kendimi hastalığı yenmeye adadım ve mücadeleye başladım” dedi.
Hayatta dik durmanın ve zorluklar karşısında eğilmemenin sayesinde kanserle mücadelesini kazandığını anlatan Ceylan, şöyle devam etti:
“Güneydoğu'daki askerliğim sırasında minik bir mermi parçasının cilt altında kalmasıyla cildimde lezyonlar oluştu. Daha sonra doktorlar tarafından kanser tanısı bana söylendiğinde önce şoka girdim, sonra o şoktan çabucak çıktım. Çünkü ben kanserin başına bela olacaktım. Onu nasıl yendiğimi herkes görecek ve herkese umut olacaktım. Hayatımı dramatize etmedim, modern tıbbın dışına çıkmadım. Hayatımın her devresinde hep dik durdum. 8 ameliyat geçirdim ve sonunda kanseri yendim.”
KANSER STRESLİ, DÜŞÜNCELİ BÜNYEYİ SEVER
Kanser hastalığının morali yüksek insanlarda etkili olamadığını belirten Ceylan, şunları kaydetti:
“Kanser moralle yenilecek, insan enerjisiyle yenilecek bir hastalıktır. Çok zorlu günlerdi, hayatı yeni tanıyan bir gençtim. Hayallerim vardı, yüzümde yüzlerce dikiş iziyle yaşamak zordu. Kentin baskısını hissettim, ağır geldi. Kendimi doğa sporlarına verdim, dağ bisikleti eğitmenliği, doğa fotoğrafçılığı, mağara rehberliği yaptım ve yüzümü Anadolu'ya döndüm. İnsanın şansını ve kaderini kendisi yarattığına inandığım için kendi tarzımı yarattım. Yenmek için yola çıkmıştım kanseri yenmeyi başardım.
Kanser, stresli düşünceli bünyeyi sever. Dünya nimetleri için kendilerini kimse fazlaca yormasın. Ev alınır, araba alınır, kariyer yapılır ama bunları bir an önce yapmak adına bir hırs bir stres varsa, belkide ömür boyu yapılmayacak bir engelle karşılaşırlar o zaman. Dedim ya kanser stresli, çok düşünceli insanları çok seviyor. Gelin hayallerinizi biraz geciktirin ama hayallerinize kavuştuğunuzda sağlıklı ve mutlu yaşayın.”
KANSERLE MÜCADELEYE DEVAM
Kanser hastalığını 3 yıllık bir mücadelenin ardından yendiğini ifade eden Ceylan, kanserle mücadelesini anlatmak ve kanserli hastalara umut olmak amacıyla mücadeleden hiç vazgeçmediğini belirtti.
Kanseri yendikten sonra, bunu başkalarının da görmesi için kanser hastalarıyla irtibatını kesmediğini anlatan Ceylan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kanserle ilk tanıştığım günden bu yana bu hastalık konusunda tedavi gören insanlarımızla ve hasta yakılarıyla uzun zamanlar geçirdim. Kendi tedavi gördüğüm Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve Çapa Tıp Fakültesi hastanelerinde onlarca hastaya gönüllü refakatçilik yaptım. Hastalıkla olan deneyimlerimi hasta yakınlarıyla ve tedavi görenlerle paylaştım. Bunların dışında bir çok amatör hikâye kaleme aldım… Tüm hikayelerimde mücadele ve inançlı olabilmeleri mesajını verebilmeye çalıştım. Gezdiğim köylerde ve yaylalarda tanıştığım, tedaviye ihtiyaç duyan kimseler ve üniversite hastaneleri arasında iletişimler başlattım.
Bir çoğundan olumlu sonuçlar aldığımız bu tedavi süreçlerinin sürekli takipçisi oldum. Kanser, diğer hastalıklara benzemez... Bu hastalıkla mücadele eden birinin önce kendisine inanması lazım. Onlara bu inancı aşılamak için büyük mesailer verdiğim ve imkanlarım dahilinde vermeye devam ediyorum. “
Kanserle mücadelesini daha geniş kitlelere duyurmak için “Hayata Tutunmak” hareketini başlattığını bildiren Ceylan, “Hayata Tutunmak grubu, hepsi gönüllülerden oluşan bir grup. İlk kanserle mücadele hareketimiz, Edirne'den Artvin'e bisikletle giderek, farkındalık yaratmak amacını taşıyor. Herhangi bir siyasi hareketi barındırmıyoruz. Tamamen gönüllü ve finansını kendimizin sağladığı bir hareket. Yol boyunca tedavi olamayacak insanlarımızın bilgilerini kaydedip, İstanbul'a dönüşümüzde onların tedavisi için çaba harcayacağız” diye konuştu.
Doktorların kendisine kanser olduğunu söylemesinden sonra şok yaşadığını anlatan Ceylan, “Ancak, şoku kısa sürede atlattım. Kendimi hastalığı yenmeye adadım ve mücadeleye başladım” dedi.
Hayatta dik durmanın ve zorluklar karşısında eğilmemenin sayesinde kanserle mücadelesini kazandığını anlatan Ceylan, şöyle devam etti:
“Güneydoğu'daki askerliğim sırasında minik bir mermi parçasının cilt altında kalmasıyla cildimde lezyonlar oluştu. Daha sonra doktorlar tarafından kanser tanısı bana söylendiğinde önce şoka girdim, sonra o şoktan çabucak çıktım. Çünkü ben kanserin başına bela olacaktım. Onu nasıl yendiğimi herkes görecek ve herkese umut olacaktım. Hayatımı dramatize etmedim, modern tıbbın dışına çıkmadım. Hayatımın her devresinde hep dik durdum. 8 ameliyat geçirdim ve sonunda kanseri yendim.”
KANSER STRESLİ, DÜŞÜNCELİ BÜNYEYİ SEVER
Kanser hastalığının morali yüksek insanlarda etkili olamadığını belirten Ceylan, şunları kaydetti:
“Kanser moralle yenilecek, insan enerjisiyle yenilecek bir hastalıktır. Çok zorlu günlerdi, hayatı yeni tanıyan bir gençtim. Hayallerim vardı, yüzümde yüzlerce dikiş iziyle yaşamak zordu. Kentin baskısını hissettim, ağır geldi. Kendimi doğa sporlarına verdim, dağ bisikleti eğitmenliği, doğa fotoğrafçılığı, mağara rehberliği yaptım ve yüzümü Anadolu'ya döndüm. İnsanın şansını ve kaderini kendisi yarattığına inandığım için kendi tarzımı yarattım. Yenmek için yola çıkmıştım kanseri yenmeyi başardım.
Kanser, stresli düşünceli bünyeyi sever. Dünya nimetleri için kendilerini kimse fazlaca yormasın. Ev alınır, araba alınır, kariyer yapılır ama bunları bir an önce yapmak adına bir hırs bir stres varsa, belkide ömür boyu yapılmayacak bir engelle karşılaşırlar o zaman. Dedim ya kanser stresli, çok düşünceli insanları çok seviyor. Gelin hayallerinizi biraz geciktirin ama hayallerinize kavuştuğunuzda sağlıklı ve mutlu yaşayın.”
KANSERLE MÜCADELEYE DEVAM
Kanser hastalığını 3 yıllık bir mücadelenin ardından yendiğini ifade eden Ceylan, kanserle mücadelesini anlatmak ve kanserli hastalara umut olmak amacıyla mücadeleden hiç vazgeçmediğini belirtti.
Kanseri yendikten sonra, bunu başkalarının da görmesi için kanser hastalarıyla irtibatını kesmediğini anlatan Ceylan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kanserle ilk tanıştığım günden bu yana bu hastalık konusunda tedavi gören insanlarımızla ve hasta yakılarıyla uzun zamanlar geçirdim. Kendi tedavi gördüğüm Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve Çapa Tıp Fakültesi hastanelerinde onlarca hastaya gönüllü refakatçilik yaptım. Hastalıkla olan deneyimlerimi hasta yakınlarıyla ve tedavi görenlerle paylaştım. Bunların dışında bir çok amatör hikâye kaleme aldım… Tüm hikayelerimde mücadele ve inançlı olabilmeleri mesajını verebilmeye çalıştım. Gezdiğim köylerde ve yaylalarda tanıştığım, tedaviye ihtiyaç duyan kimseler ve üniversite hastaneleri arasında iletişimler başlattım.
Bir çoğundan olumlu sonuçlar aldığımız bu tedavi süreçlerinin sürekli takipçisi oldum. Kanser, diğer hastalıklara benzemez... Bu hastalıkla mücadele eden birinin önce kendisine inanması lazım. Onlara bu inancı aşılamak için büyük mesailer verdiğim ve imkanlarım dahilinde vermeye devam ediyorum. “
Kanserle mücadelesini daha geniş kitlelere duyurmak için “Hayata Tutunmak” hareketini başlattığını bildiren Ceylan, “Hayata Tutunmak grubu, hepsi gönüllülerden oluşan bir grup. İlk kanserle mücadele hareketimiz, Edirne'den Artvin'e bisikletle giderek, farkındalık yaratmak amacını taşıyor. Herhangi bir siyasi hareketi barındırmıyoruz. Tamamen gönüllü ve finansını kendimizin sağladığı bir hareket. Yol boyunca tedavi olamayacak insanlarımızın bilgilerini kaydedip, İstanbul'a dönüşümüzde onların tedavisi için çaba harcayacağız” diye konuştu.