Güncelleme Tarihi:
Fikir yazısı
‘‘Ahlaksızlık’’tan söz ediyorduk değil mi?
Ayıptır, sorması kimin ‘‘ahlaksızlığından’’?
Sizin mi?
Bülent Ersoy'un mu?
*
Ahlak'ı ve ahlakçı tavrınızı bir kenara bıraksak ve önce ‘‘çifte standart’’ denilen şeyden söz etsek?
Çünkü standartımız tekse o zaman ahlaktan söz edebiliriz, öyle değil mi?
Ama değilse...
Ne haddimize!
Gülünç duruma düşeriz.
Birine öyle, birine böyle olmaz.
Dansöz gibi kıvırtılmaz...
*
Siz en kutsal kavram olan aile kurumunu zedelemekten söz ediyorsanız, o zaman, eğri oturup doğru konuşalım: Orhan Gencebay ve Sevim Emre gibi senelerini nikahsız birada yaşayan çiftlerden de söz etmemiz gerekir.
Değil mi ama?
Onlar ya da başkaları aile geleneklerimizi sarsmıyor muydu?
Çocuklarımıza, kötü örnek olmuyordu?
Sakın yanlış anlaşılmasın, ben böyle bir şeye karşı değilim, herkes nasıl istiyorsa öyle yaşasın. Zaten sorun, ben ve benim gibiler değil, siz ve sizin gibi ahlakçı geçinenler...
Ben ‘‘çifte standart’’ınıza karşıyım. Ben, beni bu yazıyı yazma haline getirenlere, kendimi ‘‘taraf’’ gibi hissettirenlere karşıyım.
Aynı çifte standart cinayetten mahkemelerde ifade veren İbrahim Tatlıses için geçerli değil miydi, sorarım size?
Yani o Türk gençlerine iyi mi örnek oluyordu?
Hayır.
O zaman hangi ‘‘görüşten’’ söz ediyoruz?
Yani ben bir Türk genci olarak sizin hangi standartınıza inanacağım, güveneceğim? Bu cümleyi iyi anlamanız için tekrar yazıyorum: Yani ben bir Türk genci olarak sizin hangi standartınıza inanacağım, güveneceğim!
Hiç mi kendi kendime şöyle demeyeceğim: Birinci stardarta göre Orhan Gencebay da pekala aile kurumunu zedeliyor olabilir ama ikinci standarta göre onun kasetlerinin dağıtımını Sabah yapıyor!
O zaman standartlar da kafalar da karışıyor değil mi?
Belki sizinki net de, benimki karışıyor.
Birinci standarta göre İbrahim Tatlıses değer yargılarımıza uymayan şeylere bulaşıyor ama ikinci standartta göre ATV'ye talk şov yapıyor...
Bu yazı fikir yazısı ya, şu cümleyi izninizle tekrar yazacağım: Söyler misiniz ben bir Türk genci olarak sizin hangi standartınıza güveneceğim?
*
Bir de tabii şu var...
Savaş Ay'ın kendisi değil midir Türk basınında travesti kılığına girip ilk ve en çok haberleri yapan.
Kendisidir.
Çünkü ilgiyle okunur, merak uyandırır bu tür haberler.
Ben böyle bir yönteme karşı mıyım?
Olmadığım söylenebilir, herkes yoğurdu farklı yer, kimin yoğurdunu nasıl yiyeceğine karışmak bana düşmez, ben de Müsli katarak yemeyi severim.
Ama aynı Savaş Ay'dır, beni de erkek kılığına sokup genelevde haber yaptıran...
Demek istiyorum ki, o zaman bütün bunlar da topluma kötü örnek mi olmaktı? Belki de yapmamak lazımdı. Ama yaptık. Daha fazla okunalım, ilgi çekelim diye...
Çıktı mı yine karşımıza çifte standartımız...
Biz kendi çifte standartımız içinde boğulacağız!
‘‘Evlenmiş ne olmuş yani? Bize ne?’’ demek yerine, nüfus cüzdanı pembe miydi, mavi miydi, pipisini kestirmiş miydi, değil miydi, kestirse de o bir erkek, erkek erkekle evlenir mi diye, bir de gerekçe olarak ‘‘Bu ülkede sıradışı şeyler sıradan olarak algılanmaya başladı, bunun önüne geçmek için attık bu manşeti’’ diyerek Türkiye'yi böylesine sersemce bir ahlak tartışmasının içine sokmak doğru mu?
Ya da sonra kıvırtıp, TC sınırları içinde nasıl olurda bir belediye başkanı ‘‘Böyle garip bir nikahı’’ kıyar, ‘‘Hem de gecenin ikisinde!’’ demek.
Bu ülkede ne oluyorsa zaten o saatlerde oluyor.
Ve hepimiz biliyoruz ki, bu sadece Bülent Ersoy'a özgü bir şey değil.
Bu ayrıcalık bin bir türlü insana tanınıyor.
*
Yok ki bu çifte standartınızın sonu...
Gelmiyor ki!
Benim kendimi, bir Türk genci olarak nasıl hissetmem gerekiyor söyler misiniz sizin 12 Eylül'ün muhatabı olarak aldığınız, tank sesiyle uyandığınızı söylediğiniz ve ‘‘Daha 12 Eylül'ün hesabını veremedi’’ dediğiniz Kenan Evren'in bu konuya dair görüşlerini yazmanızı...
O mu bana örnek olacak...
Onun görüşleri mi yol gösterecek...
Önce siz Evren Paşa için ne düşündüğünüz konusunda fikir birliğine varın ondan sonra ne yapacaksanız yapın. Yani 12 Eylül 1980'de ahlaksızdı, 7 Nisan 1990'da Bülent Ersoy'a dair fikir beyan ederken birilerini ahlaksızlıkla suçlayan ahlaklı biri oldu öyle mi?
Değil.
Yemezler.
*
Sonra hangi dinamizimden söz ediyorsunuz...
Bu sizin değerlerinizle ileriye mi gidilir?
Değer dediğiniz şeyi anlamak da zaten mümkün değil.
Bülent Ersoy'u Bülent Ersoy yapan kim?
Bu son konuyu da gündeme getiren kim? Bu adam, kadınlık ameliyatı olduğu zaman kesilmiş parçasının peşine düşen kim, kavanozun içinde işte buradadır diyen kim, basın değil mi?
Doğal sonucu budur.
Siz pis bir numara yaptınız.
Türk halkının ahlak değerleriyle oynadınız.
Nitekim bende bile durduk yerde onu savunma ihtiyacı doğurttunuz.
Sayenizde fikir yazısı bile yazdım.
Ben ne diyeyim size artık!