Güncelleme Tarihi:
“Mükemmel Çift”, Arjantin’de izlenme rekorları kıran “The Successfull Mr. And Mrs. Pells” dizisinden uyarlandı. Bu durum, “Mükemmel Çift”e evet demenizde etkili oldu mu?
Zafer Algöz: Ben dizinin orijinalini seyretmiş ve çok başarılı bulmuştum. Ancak sitcom’larda hikaye güzel olsa bile çok iyi bir kadronun oluşturulması lazım.
Benim bu dizide rol almayı kabul etmemde de öykünün yanı sıra kadro etkili oldu. Dizinin kastı çok başarılıydı, bütün roller cuk oturmuştu. Tabii kararımı etkileyen bir başka faktör de yönetmenin Jale Atabey Özberk olmasıydı...
Ülkü Duru: Arjantin’de rekorlar kıran dizi bizim televizyon kanallarında gösterilmedi ama ben de izledim ve beğendim. Zaten kaliteli bir komedide rol almak istiyordum, “Mükemmel Çift”ten teklif gelince de kabul ettim. Sanıyorum kastı oluştururken, Zafer’le birlikte oynadığımız “Vahşet Tanrısı” oyununu izlediler ve kararlarını öyle verdiler.
Dizide Haluk ve Vahide sürekli çekişme halinde. Ne oluyor da birbirlerine ters düşüyorlar?
Ülkü Duru: Vahide, Haluk’un eski karısı. Haluk, babasının ölümünden sonra bir şekilde hem kanalı almış hem de kanala yeni gelen koordinatörle aşk yaşamaya başlamış. Vahide ile Haluk hâlâ ilginç bir şekilde birbirlerinden vazgeçemiyorlar.
Zafer Algöz: Haluk katakulli yaparak televizyon kanalının üzerine yatmış. Vahide de ona kafayı takmış. Birbirlerini gıcık etmeye bayılıyorlar.
İlk bölümlerin ardından gelen tepkiler nasıldı?
Zafer Algöz: Çok iyi. Reytinglerimiz de çok iyi gidiyor. Sonuçtan çok memnunuz.
BİZİM SETİMİZDE EGOLAR ÇARPIŞMIYOR
Tanışıklığınız ne zamana dayanıyor?
Zafer Algöz: Çok eskiye, 1989 yılına dayanıyor. Ülkü’yle ilk kez “West Side Story” oyununda birlikte rol almıştık. Ben Tony’yi, Ülkü de Anita’yı oynuyordu. Aslında Ülkü’nün kocası İşdar (Gökseven), benim çok daha eski arkadaşım. Ülkü de benim eşim Lale’nin eski arkadaşı. Hem ailece görüşüyoruz, hem de iş hayatımızda sürekli birlikteyiz. Sadece aynı oyunda ve dizide oynamıyoruz, aynı zamanda spor salonunda da beraberiz!
Ülkü Duru: İş dışında ailece görüştüğümüzden çok sık bir araya geliyoruz.
Sette iletişiminiz nasıl?
Zafer Algöz: Ekip olarak çok iyiyiz. Bütün taşlar doğru yerde. Egoların havada çarpıştığı, herkesin küs olduğu bir sette çalışmıyoruz. Tiyatro kökenli oyuncular ağırlıkta, bu da ayrı bir güzellik katıyor işe.
GEREKSİZ SIKINTI YARATILMIYOR
Bir dizi setinde tiyatrocuların ağırlıkta olmasının ne gibi avantajları var?
Ülkü Duru: Tiyatrocu, tiyatrocunun dilinden daha çabuk anlıyor. Dizide sesli çekim yapıyoruz, oyuncuya “Bir ezber alalım” dendiğinde nerede nasıl ezber alınacağını biliyor. Bir de karşındaki oyuncuya “Sen böyle tonlarsan, ben de böyle yanıt veririm” diyebilmek büyük rahatlık. Böylece sette ortak bir dil oluşuyor. Ama bu demek değil ki tiyatrocu olmayan arkadaşlarımızla çalışamayız. Bu iş tamamen yetenekle alakalı...
Haftada kaç gün çalışıyorsunuz?
Ülkü Duru: Haftada iki ya da üç gün. Bazen çekimlerin yoğunluğuna göre dört gün çalıştığımız da oluyor. Setimizde kötü elektrik yok, keyifle çalışıyoruz.
Zafer Algöz: İnsanlar birbirini kırmıyorsa, gereksiz sıkıntılar yaratmıyorlarsa ve sete severek geliyorlarsa, neşeyle bir şeyler üretiyorlar. Bu hem sinema, hem tiyatro hem de dizi için geçerli. Bizim dizimizde de böyle bir ortam var.
İZLEYİCİ TİYATROYA YÖNELDİ
İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun sahnelediği “Vahşet Tanrısı” yeni sezonda da devam edecek mi?
Zafer Algöz: Edecek. “Vahşet Tanrısı”na sezon boyunca her kesimden insan geldi. Oyun, çocukları kavga eden iki aile arasında geçenleri anlatıyor. Herkesi ilgilendiren bir konusu olduğu için de büyük ilgi görüyor. Bugüne dek tiyatrodan içeri adım atmayan insanlar bile bizi izlemeye geliyor.
Ülkü Duru: Bunda insanların artık dizilerden sıkılmış olmasının da payı var. İzleyici artık tiyatroya ve sinemaya yöneldi. Tabii bir de televizyonda tanıyıp sevdikleri kişileri canlı izlemek istiyorlar...