Ayrı kalınca birbirini özlüyorlar ama didişmeden de duramıyorlar

Güncelleme Tarihi:

Ayrı kalınca birbirini özlüyorlar ama didişmeden de duramıyorlar
Oluşturulma Tarihi: Ocak 24, 2009 00:00

Biri sayısız ödül sahibi rallici. Diğeri bildiğiniz, tanıdığınız ne kadar ünlü bar, restoran varsa tasarımcısı. 30 yıl önce ortak bir arkadaşlarının evinde tanıştılar. O gün bu gündür ayrılmıyorlar. İkisi de seyahat meraklısı.

Haberin Devamı

Kamboçya’dan ABD’ye, Rusya’dan Güney Afrika’ya kadar gitmedikleri yer kalmadı. Ama en keyif aldıkları zamanlar, eşleriyle birlikte evde toplanıp, yiyip içtikleri ve kağıt oynadıkları zamanlar. Birbirlerini kızdırmaktan öyle hoşlanıyorlar ki, gören nefret ediyorlar zanneder. Atışmalarını izleyen gülmekten yerlere kapaklanıyor. Ama 30 yıllık arkadaşlıklarında bir tek dakika bile kırgın kalmadılar. Sevdikleri yemekten hayatta vazgeçemeyeceklerine, hatta birinin diğeri için ne diyeceğine kadar birbirlerini çok iyi tanıyorlar. Paylaşma, dayanışma, dostluk, arkadaşlık mı dediniz? İşte size yüz üzerinden yüz puanlık bir dostluk. Ünlülerin mimarı Mustafa Toner’le (51), ralli şampiyonu reklamcı İskender Atakan’ın (55) dostluğu.

İSKENDER BİR KERESİNDE....

Haberin Devamı

İskender’in belindeki rahatsızlık nedeniyle ağırlık taşımaması lazım. Mesela seyahate gideriz. Alışmış işleri hep birilerine yaptırmaya, havaalanında bavulları alacağız, bu yok. Gider 150 metre ilerde ya bir vitrine, ya bir ekrana takılır. Eşi bağırır bağırır duyuramaz sesini, en sonunda kendisi alır bavulları. Ama istisnasız her seferinde bu böyle! Sonra karşı karşıya gelirler, karısı saydırıyor tabii. Bunun bir “havalanında bavul” bakışı var ki, görmelisiniz. Kafa eğik, alt dudak üst dudağının üstünde, gözler keskin... Şimdi çok şey söylerdim ammaaaa söylemiyorum, büyüklüğümü anla, bakışı. Aslında söyleyecek hiçbir şeyi yok. En son Kamboçya’dayız. Yine bavullar alınacak. Nereden bulmuşsa bulmuş, bir ekranda maç izliyor. Üstelik Fenerbahçe’nin taa 1992’deki bir maçı.
Sorunca da, “Ee Kamboçya’da Fener size hiç mi ilginç gelmedi” diyor.

Atışmalarını seyredenin ne tasası kalıyor, ne derdi

İSKENDER ATAKAN Hayatı boyunca beni taklit ettiği için benim her özelliğimi beğendiğini düşünüyorum. Oyun oynuyoruz mesela, hayatında hiçbir kere kazanamamıştır. Çünkü elinde hangi kartların olduğu dudak ve burun deliklerinden anlaşılır. Ne yaparsa yapsın bana şansı tutmuyor işte. Üstüne de hıngırdar!
MUSTAFA TONER Şimdi, arkadaş rallici olduğu için, geçmişinden gelen bir çamur background’u var. Hemen çamura yatar. Poker, kanasta, Amerikano falan oynuyoruz. Hem hile yapıyor, hem de şanslı. Temiz kalbi sayesinde olduğunu söyler ama emin olun ki ya kağıt çalıyor, ya parayı az atıyor!
İSKENDER ATAKAN Oyun oynarken çok ciddi tartışırız. Ben kazanıyorum, kalbim temiz diye, kıskanıyor beni.
MUSTAFA TONER Neyine imreneceğim ki? Uyurken bile horluyor! Aramızdaki en önemli fark ben iş yönetimini beceremem, İskender bu konuda çok iyi. Bir de ben çok iyi araba sürerim, o süremez.
İSKENDER ATAKAN Benim her şeyim onu sinirlendiriyor. Avrupa’da yarışlar kazandım, dünya dereceleri aldım, 183 kupam var. Benim ralli kariyerim hakkında ne diyor biliyor musunuz? Havada helikopter var, yolu da co-pilot söylüyor, polisler trafiği açmış, İskender de en güçlü arabanın gazına basmış, yarış kazanıyor, diyor. Ben size daha ne anlatayım? Balık tutma yarışmasında bile, balıkçılardan balık satın aldı diye hakkımda söylenti çıkardı. Bu adamla Michelin yıldızlı, en prestijli restorana git, rezil eder seni. Ortaya birşeyler söylüyor, oraya bile kebapçı muamelesi yapıyor. Bir gün teknedeyiz, tabağında köfte kalmış. Tek bir köfte. Aldım ağzıma attım. N’aaptı biliyor musun? Cart diye çatalı göbeğime sapladı. Böyle 4 delikten kan geliyor! Siz anlayın, böyle bir insanın nesine imreneyim. 
MUSTAFA TONER Valla herkese ders olsun. Kimsenin son lokması yenmez.
İSKENDER ATAKAN Her yere geç gelir. Ben 4 dakikada giyinir çıkarım, arkadaş kadından daha beter. 4 günlük seyahate 40 günlük eşya alır. Bir tek yalan söyleme huyu yoktu, en son ona da başladı. Bu durur durur lokanta açacağım derdi. Yahu senin lokantacılıkla ne işin var, diye kızardım ben de. Sofa Otel’in içinde o Tuus’u yapmış benden gizli gizli. Açılışa 5 gün kala haber verdi.
Meğer herkesi örgütlemiş öğrenmeyeyim diye.

Haberin Devamı

MUSTAFA BİR KERESİNDE...

Bir gün onu Türkiye’nin sayılı holding sahiplerinden biriyle önemli bir iş yemeğine götürdüm. Hayatının en büyük işini alacak. Sohbet sırasında annesinin işi soruldu. Ne dese beğenirsiniz? “Kumarbazdır, efendim!” Kadıncağız altı üstü arkadaşlarıyla konken oynuyor. Şaka yapıyorsunuz herhalde diyorlar; bizimki: “Hayır hayır çok çok ciddiyim, annem kumarbazdır efendim!” Ampul bile değiştiremez benim arkadaşım. Bir gün Karayipler’deyiz. Bir araba kiraladık, geri geri park etmem lazım. Zaten küçücük bir otomobil. Sanki ben araba kullanmayı bilmiyorum ya, bu açtı kapıyı, çıkardı kafayı, bana gel-gel yapıyor. Sonra herhalde yerleştiğimize karar verdi ki, kapıyı kapattı. Fakat kafasını
çekmeden kapattığı için kafası sıkıştı. 15 senedir hâlâ alay ediyorum.

ARKADAŞ-METRE

Haberin Devamı

100 üzerinden 100’lük bir dostluk

1. Arkadaşınızın en sevdiği mekan?
M. T. Kandilli’de Balıkçı Suna Abla. (20 puan)
İ. A. Park Şamdan, Kıyı, Eftelya, Papermoon. (20 puan)
2. Arkadaşınızın en sevdiği tatil yöresi?
M. T. Göcek. (20 puan)
İ. A. Göcek. (20 Puan)
3. Arkadaşınızın en sevdiği yemek?
M. T. Şimdi biliyorum o benim için ne bok bulsa yer, diyecek. Ama en çok şarküteri, kaz ciğeri, peynir severim. İskender ise Saray Mu-hallebicisi’nde tavuk suyuna çorba. (20 puan)
İ. A. Terminatör gibi. Çöp dahil, her şeyi yer. Devamlı da diyet doktorlarına gider, sanki me-raklıymışım gibi beni de yazdırıyor. Ben yemek olarak en çok Saray’dan tavuk suyuna çorba severim. O ise şarküteri ve kaz ciğeri. (20 puan)
4. Arkadaşınızın vazgeçemeyeceği üç şey?
M. T. İşi, teknesi, Blackberry’de tuğla kırmak. (20 puan)
İ. A. Ailesi, kıyafetleri (neredeyse ailesiyle eşit düzeyde) ve işi. (20 puan)
5. Arkadaşınızın hayatta en önem verdiği kişi?
M. T. Eşi ve çocukları. (20 puan)
İ. A. Kızı. (20 puan)

Haberin Devamı

GİTMEDİĞİMİZ YER KALMADI

En sık evde görüşürüz. Buluşur yemek yeriz, oyun oynarız. Bir de çok sık seyahate çıkarız. Çoğunlukla sıcak yerlere gitmekten hoşlanıyoruz. Güney Afrika, Kazakistan, Kamboçya, Vietnam, Türkmenistan, Kara-
yipler, Rusya, Kıbrıs, Yunan Adaları, Bangkok, Paris, New York, Cannes, Nice, Paris... Buraları hep gezdik. Gitmediğimiz yer kalmadı gibi.

ERKEK ARKADAŞIN YERİNİ KADIN DOLDURAMAZ

Kadınlarla erkekler arasında lisan farkı var. Onlar Bükçe (bükerek) konuşuyor. Yani her şeyi dolaylı anlatıyorlar. Kadınlarla az konuşmakta ve sık sık evet demekte fayda var. Oysa biz direkt konuşuyoruz. Birbirimize birşey anlatırken yorulmuyoruz. O yüzden bir erkek arkadaşın yerini asla bir kadın dolduramaz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!