Aynaya soruyorum neden yaptın diye

Güncelleme Tarihi:

Aynaya soruyorum neden yaptın diye
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 11, 2005 00:00

Hem cezaevinde olmak, hem de hiç kimseye derdini anlatamamak, dünyanın en zor ÅŸeyi olmalı. 28 yaşındaki üç çocuk annesi Hacer, aynalarla konuÅŸuyor bu sıkıntısı yüzünden: ‘Yatağıma çekildiÄŸim zaman, yatakta aynayı koyuyorum karşıma. Hem soruyorum, hem cevaplıyorum kendi gözlerime baka baka. AÄŸlıyorum ve öyle yatıyorum.’ Kocaeli Cezaevi kadınlar koÄŸuÅŸunda oÄŸlu kanser tedavisi gören Aydan bırakıyor, sözü 28 yaşındaki Hacer alıyor. un sakinlerinin her birinin hikayesi ayrı. Hacer Kocaeli Cezaevi’nde hükümlü. Dosyası ÅŸu an Yargıtay’da. Üç çocuk annesi... Tutuklandığından beri çocuklarını sadece bir kez görebilmiÅŸ. - Hacer Hanım ne kadar süredir cezaevindesiniz? 10 aydır. - Kadın olarak cezaevinde olmanın en zor yanı ne? Burası ile dışarısı çok farklı. Ben ev kadınıydım. Evde yapabildiklerimi burada yapamıyorum. Yemek yapmıyorum. Çocuklarım ile ilgilenemiyorum. Öyle kozmetik ürünlerinden filan bir ÅŸikayetim yok zaten dışarıda da kullanmıyordum. En çok çocuklarımı merak ediyorum. Yazılı olmuÅŸlar mıdır? Dersleri ne durumdadır? Karnelerini göremedim. Kendimle ilgili hiçbir sorunum yok. - Burada insan kendini önemsemez bir hale mi geliyor? Ben önemsemiyorum. - Niye? Yalnızca dikkat edebildiÄŸim ölçüde saÄŸlığıma dikkat ediyorum. Dışarıya çıktığımda çocuklarımla beraber olabileyim diye. SaÄŸlığımdan baÅŸka hiçbir ÅŸeyi önemsemiyorum. Hele duygularımı hiç önemsemiyorum! - Gelecekten hiçbir beklentiniz yok mu yani? Yok!- Yorucu deÄŸil mi böyle yaÅŸamak? Yoruluyorum, evet! Mesela ben hiç kimseye derdimi anlatıp konuÅŸmuyorum. Yatağıma çekildiÄŸim zaman, yatakta aynayı koyuyorum karşıma, hem soruyorum, hem cevaplıyorum kendi gözlerime baka baka. AÄŸlıyorum ve yatıyorum. - Ne soruyorsunuz kendinize? Ben ne yaptım? Niye böyle oldu? Kendinin deÄŸil çocuklarının hayatını mahvettin. Her ÅŸeyi burada anladın! Ve sabır dileyip, dua ediyorum. Cezaevi kurallarına uyuyorum. Hiç kimseyle sorun çıkarmamaya özen gösteriyorum. Zaten insanlarla da fazla bir diyalog içinde deÄŸilim. Kimseyle oturup konuÅŸmam doÄŸru dürüst. GerçeÄŸimi hiçbir zaman anlatmam! - İçe kapanık bir yapınız var, ama benimle röportaj yapmayı kabul ettiniz? Anlatmak istedim! Çünkü içerideki arkadaÅŸlara güvenemiyorum. Ne zaman bir ÅŸey anlatsam iki gün söylemeden duruyorlar. Sonra size kızdıkları anda, senin ona söylediÄŸin ÅŸeyi kullanıyorlar size karşı! Bunu öğrendiÄŸim için onlara anlatmıyorum. - Kaç çocuÄŸunuz var? Üç tane, 12, 9 ve 5 yaÅŸlarındalar. - En çok onlara karşı mı suçluluk hissediyorsunuz? Evet. Bir de annemle babama karşı. Çünkü hiçbir zaman beni hor görmediler. - Geliyorlar mı ziyaretinize? Evet. Beni yalnız bırakmıyorlar. Ben de onlar için ayakta durmaya çalışıyorum. EÄŸer beni yalnız bıraksalardı, ben de çok farklı ÅŸeyler yapabilirdim! Onlar arkamda olduÄŸu sürece onları üzmemek için, onlara söz verdiÄŸim için ayakta duruyorum. Çıkınca çocuklarımla beraber olacağım için ayakta durmam lazım. BÄ°R KEZ GELDÄ°LER SARILIP AYRILMAK Ä°STEMEDÄ°LER - Çocuklar nerede ÅŸimdi? Kayınvalidem bakıyor! Bir defa ziyaretime getirdiler. Ondan sonra hiç gelmediler. Kayınvalidem gelmelerine izin vermiyor. ‘Çıktığı zaman görüşecekler, çocukları cezaevine gönderemeyiz’ diyorlar. - Ya mektup geliyor mu size? O da yok! Sadece ailemle görüşüyorum. Telefon hakkımız var haftada bir kere, o zaman telefon ediyorum. Ayda bir de açık görüşe geliyorlar. Öyle anlaÅŸtık. Gerek yok öyle, her hafta her hafta gelmelerine! - Bu kadar güçlü müsünüz? Yoksa hepiniz güçlü numarası mı yapıyorsunuz? Ben böyleyim yani! Ne yapabilirim ki? Yapacak bir ÅŸeyim yok ki, kabullendim. - Ne kadar ceza aldınız? 12 sene 4 ay. Ama yeni TCK’ya göre 8 seneymiÅŸ cezam. Ä°nfazıyla beraber 3 sene 8 ay yatacağım iÅŸte. ‘Hüküm özlüyüm.’ (Hüküm özlü, mahkeme tarafından cezası verilmiÅŸ, ama dosyası Yargıtay’da bulunan, henüz cezası kesinleÅŸmemiÅŸ mahkum) Dosyam Yargıtay’da. Anlayacağınız daha 2,5 sene buradayım. O da yeni TCK uygulanırsa. EÄŸer uygulanmazsa 6 sene buradayım. - Elinizdeki anahtarlar neyin anahtarları? Dolapların... Bunlar bir simge benim için. Ä°stediÄŸim zaman dolapları açıp yemek yiyebiliyorum. Ben her ÅŸeyi tek yapıyorum cezaevinde. Yemek arkadaşı olsanız sorun çıkıyor hep. O yüzden yemeklerde de tekim. Zaten amaç yemek yemek deÄŸil, karnımı doyurmak! Bazı ÅŸeyleri çok özlüyorum ama. Hamur iÅŸlerini mesela! - BaÅŸka? Çocuklarıma yemek yedirmeyi özlüyorum! Ama imkanlar bu kadar iÅŸte. Bunların dışına çıkamıyoruz. Ailemi de zorlayamıyorum ‘Çocuklarımı getirin’ diye.(AÄŸlamaya baÅŸlıyor...) Ya da savcılığa baÅŸvurup, çocuklarımı getirtebilirim buraya. Ama bunu da yapmak istemiyorum. - KarşılaÅŸmaktan mı korkuyorsunuz çocuklarınızla? Bir kez geldiler, sarılıp ayrılmak istemediler. Tekrar aynı ÅŸey olacak, onlara da zor gelecek diye istemiyorum! - Görüşmek hepinizi daha mı çok yaralayacak? Evet! Burada resimleri var dolabımda, ama ben o resimlerine bile bakmıyorum. Bazıları dolaplara çocuklarının resimlerini asıyor, ben asmıyorum, çünkü bakamam. Ben üç sene daha yemek yemeden yaÅŸayabilirim. Ama çocuklarımı görmeden nasıl yaÅŸayacağım bilmiyorum! Ãœstelik buradan çıktığımda onların bana kötü davranabileceÄŸini düşünmek, beni daha çok korkutuyor. - Bunlar çok ağır yükler ya! (Tabii ki ben de aÄŸlayarak!) Evet çok ağır. TaÅŸlar dayanmamış. Ama insan dayanıyormuÅŸ iÅŸte! Eminim dualarla dayanıyorum. BaÅŸka türlü dayanamam. Sabır dileyerek, tespih çekerek dayanıyorum. - En umutsuzluÄŸa kapıldığınız an ne zaman? Geceleri, yataÄŸa yatınca bu saatlerde çocuklarımla ÅŸunları yapardım diyorum. Ama yok! Yoksa benim tabağım da kayıp olsa, çay kaşığım da kayıp olsa hiçbir zaman sorun çıkarmam bu yüzden. Kayıp olsun ne olacak ki? ArkadaÅŸlar yemeklerden ÅŸikayet ediyor. Benim hiçbir ÅŸikayetim yok. Olsa da olur olmasa da olur. Fark etmez! Acaba babaannesi kızımın saçını tarıyor mudur- Geceleri ne korkutuyor sizi en çok? (Bu satırları çözmek benim için çok zor oldu. Hacer’in hıçkırmasından, neredeyse teyp kayıtlarından hiçbir ÅŸey anlaşılmıyor. Bir de konuÅŸurken aÄŸlaması gözlerimin önüne gelince her ÅŸey benim için daha da zorlaÅŸtı...) Acaba nerede yatıyorlar çocuklar, diye düşünüyorum. Babaanneleri zaten doÄŸru dürüst ilgilenmiyordu. Åžimdi de ilgilenmiyordur, diye düşünüyorum. Acaba babaannesi kızımın saçını tarıyor mudur diye düşünüyorum. Acaba önlüğünün kuÅŸağını baÄŸlayabiliyor mu? Acaba okula nasıl gidiyorlar? Kirli mi? Düzgün mü? Babam bir kez geldiÄŸi zaman bana demiÅŸti ki, ‘Ben okulun yanındaki pastahane ile anlaÅŸtım. Onlar oradan her sabah poÄŸaça alacaklar.’ - Geriye sarsak hayatı, hangi kısmını çıkartırdınız? KeÅŸke evliliÄŸimden iki üç sene sonra aileme her ÅŸeyi anlatsaymışım. BoÅŸanırdım, o zaman her ÅŸey biterdi. Ama anlatmadım. EÅŸimin içki içtiÄŸini bile bu olaylardan sonra öğrendiler. Evdeki eÅŸyalarımızın satılmasının sebebini bu olaylardan sonra öğrendiler. Annemle babam üzülmesin istedim. - Siz aÄŸlarken arkadaÅŸlarınız hiç sormuyor mu, neden aÄŸlıyorsun diye? Battaniyeyi kafama çekip aÄŸlarım. Kimse dokunmaz bana o zaman! AÄŸlayana kimse dokunmaz burada. - Kaç yaşında evlendiniz? 16. Severek evlendim ama eÅŸim olmasaydı ben burada olmazdım! Ama ben ilk deÄŸilim yani! Paramız olsaydı da ben burada olmazdım! Maddiyat çok önemli. Zaten burada ki herkes iki sebepten burada, erkek ve para! - Hiç cezaevinde olduÄŸunuzu unuttuÄŸunuz bir an oluyor mu? Nasıl unutulur ki? Biliyorum, buradayım! Ben aksine dışarıyı unuttum! Benim aÄŸaca, yola, denize bir özlemim yok ki! Tek özlemim çocuklarıma. Zaten benim hayatımda deniz yoktu ki! Zaten arabam yoktu, zaten telefonum yoktu, burada da yok zaten. Ne farkı var ki? Ama çocuklarım vardı!- Bu röportaj yayınlandığında çocuklarınız resimlerinizi görecek ve söylediklerinizi okuyacak. Bundan ürküyor musunuz?Yo, okusunlar... - Peki bu röportaj yayınlandıktan sonra gelirler diye umuyor musunuz? Buradan bir ÅŸey söyleyin onlara... Gelin, gelin, gelin... Gelsinler! - Burada insan annelik duyguları hariç, diÄŸer bütün kadınsı duygularını kaybediyor mu? Köreliyor mu? Bilmem. Hiç düşünmedim! Zaten dışarıda da kadınlığımla ilgili ne vardı ki? Kim sevgi sunuyordu ya da kim sevgi ile okÅŸuyordu ki beni? Burada da olmayacağını biliyorum zaten. Kim bana bir erkek gibi, sevgiyle dokunabilir ki burada! Çocuklarımı bana göndersinler- Cezaevinde en zor ÅŸey ne? Burada her ÅŸey hep aynı. Sabah aynı, öğlen aynı, akÅŸam aynı! Burada hep bekliyoruz. O saatlerin gelmesini bekliyoruz. Bir de toplu yaÅŸamak zor. Çünkü herkes birbirinden farklı, anlaÅŸmak zor. Ben sorun çıkmasın diye çok büyük özen gösteriyorum. Ama bazıları da biraz daha kavga çıksın da o kavgalarla zaman geçirelim diye düşünüyorlar. - Ä°lk tutuklandığınızda ne hissettiniz? 1,5 ay kendime gelemedim. Hep aÄŸladım. Annemle babam gelene kadar toparlanamadım. - 1,5 ay sonra mı geldiler? Bir ay sonra geldiler. Çünkü kabul edemediler önce. Ä°lk tutuklandığımda ailem gelmiyor, para yok. Çok umutsuzluÄŸa kapılıp, bileklerimi kestim! Ailem bana destek olduktan sonra bir daha da yapmadım zaten. Artık bunun çözüm olmadığını biliyorum. Hep bir umut var burada ArmaÄŸan Bey. Pazartesi görüş günü, Salı çarÅŸamba mektup gelir umudu, PerÅŸembe telefon günü, Cuma duruÅŸma günü, her ayın son haftası açık görüş günü, bir tek hafta sonları hiçbir ÅŸey olmaz burada! - En son ne söylemek istersiniz? Göndersinler çocuklarımı. (Evet lütfen, gönderin çocukları)Taklitleri hepimizi güldürdü Orta yaÅŸlarda bir tutuklu, ‘Sen mi gelecektin? Zaten televizyonda da sinir olurdum sana’ dedi. Sonra koÄŸuÅŸa geri döndü. Bu kez içerden başı örtülü hamile bir kadın çıktı. Herkes gülmeye baÅŸladı. MeÄŸerse aynı kadınmış! Herkes ‘Şunu da yap, bunu da yap’ dedi, kahkahalar attık hep beraber.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!