OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 08, 2003 00:00
Beyaz Türk sergi alanı, ıslak seks piyasası, manken yatağı, muhabbet ortamı, entel-dantel dergáhı, bir tatlı huzur mekanı... Bebek Kahve için bugüne kadar bunların hepsi ve daha nicesi söylendi. İstanbul Bebek'te, Bebek Camii ile Bebek İskelesi'nin yanındaki denize nazır bu küçük mekan, Türkiye'nin en popüler kahvelerinden biri. Her gün 500'den fazla kişi girip çıkıyor buraya. Tahta iskemlelerin üzerinde, ada çayı ve ıhlamur eşliğinde saatlerce oturuyor. Mekanın iki temel demirbaşı var. Biri Affan diğeri Selahattin (Kahve ahalisi ona Selo diyor). Onlar Bebek Kahve'nin sahipleri. Her gün oradalar. Vardiyalı çalışıyorlar. Sabah Affan açıyor, akşam Selo kapatıyor. Bu kahve, kardeş çocukları olan Affan ve Selahattin'e babalarından emanet. İki kuzen yedi yaşından beri çay taşıyor.Bebek Kahve'nin tarihi ne kadar eski? -Affan: 1923'den daha eski. Eskiden burası bir balıkçı barınağıymış. Deniz bu kapıdan içeri kadar girermiş. -Selahattin: 1950 senesinde babalarımız bu dükkana kiracı olarak gelmiş. 1960'da bir Rum'dan 50 bin liraya satın almışlar. Yine kahveymiş. Ama o zamanlar karşı kıyı bostanmış ve oradan toplanan meyveler tekneyle buraya taşınır, bizim kahvede sergilenirmiş. Kadınlar ne zaman gelmeye başlamış? -Affan: 1974'den sonra Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri gelmeye başladı. Biz de 1976'da dükkanda çalışmaya başladık. Daha 7 yaşındaydık.SİYASİ GÜNLERİN TARAFSIZ BÖLGESİÖğrenci olaylarının o en ateşli yıllarında Bebek Kahve hangi taraftaydı? -Selahattin: Bebek Kahve hiçbir zaman taraf tutmadı. Terörün en yoğun olduğu zamanda bile burada bir kere olay çıktığını hatırlamıyorum.Babalarınız ne zaman dükkanı size bıraktı? -Affan: Babam 1985'de vefat etti. Amcam da 1997'de emekli oldu. Babalarınızdan işe dair öğrendiğiniz en önemli şey neydi? -Affan: Amcam yani Selo'nun babası bizim pirimizdir. En büyük yükü o çekti. Bebek Kahve'yi Bebek Kahve yapan da o zaten. İsmi Abdullah. Bize müşteriyle diyaloğu o öğretti. -Selahattin: Bir çok ünlünün derdini biliriz biz. Barlardaki barmenler gibiyiz. Kim sevgilisinden ayrıldı, kimin borcu var, kimin annesi hasta biliriz. Çok iyi sır saklarız. Nasıl oldu da Bebek Kahve popüler kültürün bir parçası haline geldi?-Affan: Çünkü biz onlara hiçbir yerde kolay kolay bulamayacakları şeyler veriyoruz. Sıcaklık, saygı, huzur, paylaşma hepsi var burada...Peki içinize insan alırken nelere dikkat ediyorsunuz? -Selehattin: Seviyesiz insanı aramıza sokmayız. Bu dükkanda kimse kimseye bağıramaz. -Affan: Çünkü bu dükkandaki herkes papatya, o bir gül. Sivriliyor hemen. Ne yapması lazım? Yapraklarını döküp papatya olması lazım, ya da buradan kalkıp gitmesi. İlk ünlü müdavimler kimler?-Affan: İlk Oya-Bora'dır. Sonra Bedri Baykam, Levent Yüksel, Sertap Erener. -Selahattin: Eskiden Sezen Aksu da çok gelirdi. Oğlu Mithat Can buralarda büyüdü. Politikacı müşterilerimiz de vardı. Mesela Erdal İnönü ve Deniz Baykal... Sizce ünlüler burada ne buluyor? -Affan: Burada hiçbir ünlünün önünde yalakalık yapılmıyor. Sezen Aksu geldiğinde üzerine atlamıyoruz. Herkes gibi o da...-Selahattin: Biz böyle davrandığımız için müşterimiz de böyle davranır. Bir sanatçıya ne kadar hayran olursa olsun, gördüğünde rahatsız etmez.Paparazzilerle aranız nasıl? -Affan: Kapıdan içeri giremiyorlar. Ama mankenleri siz de biliyorsunuz. Abla geliyor oturuyor bir abiyle. Paparazzi geliyor uzaktan çekiyor. Ben gidiyorum ‘‘Niye çekiyorsun’’ diyorum. ‘‘Beni o manken çağırdı’’ diyor. Bebek Kahve 'Beyaz Türk Sergi alanı mı'? -Affan: O daha çok yazın oluyor. Sertap Erener geliyor mesela, onu görmek için bir sürü insan geliyor. -Selahattin: Burada insanlar sürekli ‘‘Bak gördün mü?’’ diye birbirlerini dirsekliyor. ASILMAK YASAK, KOVARIZBedri Baykam ‘‘Kemik’’ romanının 59. sayfasında Bebek Kahve için ‘‘Islak Seks Piyasası’’ diyor... -Affan: O tabir romanın akışı gereğiydi. Çünkü benim kahvemde kimse kimseye yan gözle bakamaz. Siz şurada oturun, eğer benim elli yıllık müşterim sizi bakışlarıyla rahatsız ederse onu kovarım. Biz çok kişi kovduk buradan. Meşhurlardan da kovduk. Burada insanlar tanışamıyor mu? -Affan: Tanışıyor, ama usulünce. Burada tanışıp evlenenler bile var.Veresiye var mı?-Affan: Var tabii... Ben para diye kimsenin gırtlağına basmıyorum ki! Adam gelir bir ay içer parasını bir ay sonra verir. Bebek Kahve'de ödenen rekor hesap ne kadar?-Affan: Sekiz kişilik aileler gelir. Börek yer, çay içer, oyun oynar, 50 milyon öderler. Cumartesi Pazar sabah 9'da gelip akşam 7'de çıkan gruplarım var. Bu kahvede en çok nelere kızıyorsunuz? -Affan: Sandalyelerin üzerine ayak uzatılmasına çok kızıyoruz. Çünkü çocuklar oraya ellerini sürüyor. Kedilerimize ve köpeklerimize kötü davranılmasına, dışarıdan içecek getirilmesine kızıyoruz. -Selahattin: Para konuşulmasına kılız. ‘‘Parasıyla değil mi?’’ diyen kendini kapının önünde bulur. Özellikle yazın burada bir sandalye karaborsası oluyor. Çok hatırlı müşteri geldiğinde ne yapıyorsunuz? -Affan: Evimden sandalye getiririm, yine oturturum. Mafyayla başınızın derde girdiği oldu mu? -Affan: Hayır. Ama bir ara Adnancılarla sürtüştük. 89-92 arası... Boğaziçi'ni sardıkları zamanlar. Onları uzaklaştırmak istedik. Çünkü bize zarar veriyorlardı. Anneler polislerle geliyordu, bu dükkanı kapatın burası ırz düşmanı dolu diye...DEKOLTE GİYİNENİ UYARIRIZ Bebek Kahve'nin bir üniforması var mı? -Selahattin: Aileler ya da normal insanlar eşofmanla geliyor. Ama manken ablalar dekolte giyiniyorlar. Teşhire mi geliyorlar? -Affan: Maalesef. 16-17 yaşındaki kızlar özellikle... Biz sürekli uyarıyoruz. ‘‘Belini kapa, göğsünü kapa’’ diyoruz. Çünkü pantolonlarının bellerinden iç çamaşırları gözüküyor. Arkadaki masada da üç ayı oturuyor mesela. Boğazı seyreder gibi orayı seyrediyorlar. Uyardığınız zaman ‘‘Sana ne?’’ demiyorlar mı? -Selahattin: Diyen oluyor. Yanı başınızda cami var. Aranız nasıl? -Affan: Biz camiye çok saygılıyız. Burada kesinlikle içki içilmiyor. Ünlü bir pop sanatçısını bira içtiği için kovdum. -Selahattin: Bir kuralımız vardır. Cenaze geçerken herkes ayağa kalkar. Biz burada kimsesi olmayan çok ölü yıkadık. Doğma büyüme Bebek'lisiniz. Eskiyi özlüyor musunuz? -Affan: Eskiden çok güzeldi. Ama şimdi yeni nesille birlikte Bebek çok bozuldu. Uyuşturucu çok yaygınlaştı. Ben uyuşturucu bağımlısı olan dört genci hayata döndürdüm. Bir ay boyunca her gün konuştuklarım oldu. Bu benim bu dükkandan aldığım en büyük ödül. Cebimin parayla dolup dolmaması hiç önemli değil. KİM NE YER NE İÇER? Oya-Bora: Her sabah kahvaltılarını burada yaparlar. En eski müşterilerim onlardır. Şebnem Dönmez: Sete gitmeden önce gelir, kaşarlı tostunu yer. Hülya Avşar: Hamileyken buradan çıkmazdı. Yemeğine tavla oynarlardı. Mustafa Altıoklar: Akşam üzeri gelir. Onun böreğini ayırırız. Bedri Baykam: Küçük ve demli çay içer. Mutlaka yanında portakal suyunu vereceksin, vitaminini alacaktır, yoksa kızar. Bardağı boşalır boşalmaz yenilenir. Arka arkaya yedi sekiz tane içer.Hilmi Yavuz: İnce belli bardakta normal çay içer. Arif Keskiner (Çiçek Arif): İyi demlenmiş adaçayı sever. Ahmet Utlu: Tostu iyi kızarmazsa çıldırır. Sertap Erener: Mutlaka ıhlamur içer. BEBEK KAHVE SAATLERİ 7:00-9:30: Bankacıların ve şirket sahiplerinin kahvaltı vakti. 12:00-14:00: Borsacıların
yemek sonrası çay kahve seansı. 14:00-16:00: Okulu kıran öğrencilerin saati. 16:00'dan sonra: Patronların iÅŸ sonrası yorgunluk çayı. Hafta sonu: Çoluk çocuk aileler gelir, yazın mankenler, sanatçılar, tiyatrocular dolar.Â
button