Ayakkabısını çorabına uyduran aranjör

Güncelleme Tarihi:

Ayakkabısını çorabına uyduran aranjör
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 12, 2005 00:00

‘Bir sazın bir saza nasıl yakışacağını hayal eden adam, bir koltuÄŸa hangi halının yakışacağını da hayal edebilmeli’ ÅŸeklindeki sözler, onyıllardır sazları sazlara yakıştırmakla iÅŸtigál eden, memleketin en yetkin aranjörlerinden olan Aykut Gürel’e ait.10’lu yaÅŸlarının başında eline aldığı gitarı hiç bırakmadı. Åžu sıralar plak ÅŸirketi Ä°rem Records’da ‘kendisine seksi gelen’ albümler yayınlamakla meÅŸgul.Erzurumlu Şükriye Hanım, ölen babasının ikinci eÅŸi ve iki üvey kardeÅŸi ile birlikte yollara düştüğünde henüz 20’lerindedir. Babasının ölümüyle bütün ailesine bakmak sorunda kalan bu genç ve güzel kadın, Malatya’ya görev için geldiÄŸinde idareci öğretmen Fehmi Bey ile tanıştırılır. Fehmi Bey’in ilk eÅŸi kanserden ölmüş, dört çocuÄŸuyla 40’lı yaÅŸlarında dul kalmıştır. Yakınlarının aracı olmasıyla evlenirler.EvliliÄŸin birinci yılında ilk oÄŸulları Ä°mre, bir sene sonra kızları Ä°nci doÄŸar. Aile, 1950’lerde Ä°stanbul’a gelir. Zorunlu görev dönemi bitmiÅŸtir. Önce Fatih’te bir okula tayinleri çıkar. Sonra Cihangir, KurtuluÅŸ ve Gültepe okulları gezilir. 1963’te 29 Nisan’da, tekne kazıntısı UÄŸur Aykut Gürel, ÅžiÅŸli’de oturdukları evde dünyaya gözlerini açar. AÄŸabeyi Ä°mre, Avusturya Lisesi’ne, ablası Ä°nci ise Alman Lisesi’ne devam etmektedir.Anne ve baba, sert ve otoriterdir. Hayatları boyunca hiç anlaÅŸamazlar. Ä°ki kez ayrılıp boÅŸanacak, Fehmi Bey 1990’da vefat ettiÄŸinde hikáyelerini yine nikáhlı bir çift olarak tamamlayacaklardır.Dört yaşına geldiÄŸinde, aile Aykut Gürel’de tuhaf bir durumun farkına varır. Annesi ile okula gide gele, kulak dolgunluÄŸuyla, okuyup yazma ve matematik iÅŸlemleri yapma iÅŸini hálletmiÅŸtir. BeÅŸ yaşında bir zeka testi ile karşı karşıya bırakılır. Test sonucunda 15 yaÅŸ zekasına sahip olduÄŸu anlaşılan bu kara-kuru çocuk, özel bir sınavla ikinci sınıftan okula baÅŸlatılır. Ãœniversiteye girdiÄŸinde 16 yaşındadır. GÄ°TARLA TANIÅžMA1972’de anne baba emekli olur. Aykut dokuz yaşındadır. AÄŸabeyi bir grupta gitar çalmakta, evde de provalar yapılmaktadır. Ne zaman ve nasıl çalmaya baÅŸladığını hatırlamaz ama daha 10’lu yaÅŸlarının başında, bir anda kendini düğün salonlarında ve gece kulüplerinde gitar çalarken bulur.Mis Sokak’taki Müzisyenler Kahvesi’ne takılmaya baÅŸlamıştır artık. Düğün salonlarında ve pavyonda iÅŸ bulması bu sayede olur. 1979’da anne ve babası ayrılır. O sene evleri yalnız Aykut ve annesinin kalmasıyla ikili bir yalnızlığa bürünür.Önce ablası ‘Evleniyorum’ diyerek gider, sonra da aÄŸabeyi eÄŸitimine Amerika’da devam etmek üzere evden ayrılır. Kötü bir ayrılık olur anne ve babasının ayrılığı. Babasına çok kızar ve iki yıl onunla görüşmez. Ortaokul bitmiÅŸ, KabataÅŸ Erkek Lisesi dönemi baÅŸlamıştır. Ä°kinci sınıfta Etap Marmara Oteli’nde çalan Topkapı Orkestrası’ndan bir teklif alır. Ahmet Balkır ÅŸefliÄŸindeki bu orkestrada gitar çalmaya baÅŸlar.Kısa bir süre sonra bu iÅŸin kendi deyiÅŸiyle ‘peÅŸmerge stili’ yapılamayacağını anlar ve Timur Selçuk’un okuluna gidip orada NeÅŸet Ruacan’dan müzik teorisi dersleri almaya baÅŸlar. Konservatuvar sınavından, ona sorulacak olursa, baÅŸkalarına torpil geçilmesi sebebi ile çakar. Topkapı Orkestrası’ndan da yine ona göre sebepsizce kovulur.Bunun üzerine bir sene hiçbir yerde çalmaz, eve kapanır. O dönem bas çalmaya merak salar. Onno Tunç, en büyük idolü olur.FENA HALDE SOLCUTakvimler 80’leri gösterirken üniversitededir artık. Yıldız Ãœniversitesi Makine MühendisliÄŸi yazan öğrenci kartını, karışık bir dönem olduÄŸu için bir yıl kullanamaz. Okullarında her gün birileri ölmektedir. Bu aralar ‘fena halde solcu’ olduÄŸu zamanlardır. Tek eÄŸlencesi CerrahpaÅŸa Tıp Fakültesi’nin karşısında liseden arkadaÅŸlarıyla bir kahvede briç oynamak ve BoÄŸaziçi Ãœniversitesi’nin müzik kulübünde kurduÄŸu Mass adlı grupla müzik yapmaktır. Mass ile birlikte bas, ona daha cazip gelmeye baÅŸlar. Türkiye’de ilk defa slap çalan basçı olur. Bütün müzik dünyasının gözü ona çevrilir. Hatta gitarcıyken kovulduÄŸu Topkapı Orkestrası’ndan bu kez bas çalması için yeni bir teklif alır. BeÅŸ-altı ay yeniden çalışır onlarla. Bu orkestrayı, gazinoda ÅŸu anda Kenan DoÄŸulu’nun orkestrası olan Turanlar’ın orkestrası izler. Her gün üç saat gazinoda, beÅŸ saat gece kulübünde çalmaya baÅŸladığı günlerdir. Hele gazino gecelerini unutamaz. O ekiple bir ses kaydı yapmak isterler. Ä°stanbul Ses Kayıt Stüdyosu’nun görevlilerinden Ä°hsan Apçı, Aykut’un çok iyi bas çaldığını fark eder ve onu stüdyo müzisyenliÄŸine yönlendirir.SEDEN’E VURULUÅžAykut Gürel’in en büyük hayallerinden biri budur ve teklifi kabul eder. ÇeÅŸitli albümlere çalmaya baÅŸlar. Bütün bu yoÄŸunluÄŸunun arasına Ermeni-Rum camiasının çıkardığı bir gazeteye müzik muhabiri olmayı da ekler. Bu sayede basın kartı olur ve Milliyet Liselerarası Müzik Yarışması’nı rahatlıkla izler. O yarışmaların birinde Kadıköy Anadolu Lisesi adına yarışmaya katılan turunculu bir kız dikkatini çeker. Adı Seden olan bu kıza elindeki üç-dört film makarasını harcar. BoÄŸaziçi’nde Mass ile müzik yaptıkları dönemde bir soliste ihtiyaç duyduklarında aklına hemen bu turunculu kız gelir. Seden Kutlubay’a onlarla ÅŸarkı söylemesi için hemen haber uçurulur. Yıl 1983’tür. Seden Kutlubay bir cumartesi günü BoÄŸaziçi’ne gelir. Seden’e fena halde kafayı takar. Ama Seden’e grup arkadaÅŸları da kafayı takmıştır.O yıllar, Melih Kibar’ın da asistanlığını yapmaya baÅŸlayan Gürel, grubun solistliÄŸinin yanı sıra jingle söylemek üzere Seden’i Melih’in ekibine alır. Bu arada okulu da; ‘Üzerinize afiyet çoktan sakız olmuÅŸtur.’ Ama keyifler yerindedir çünkü hem müzik yapılmakta hem de bundan çok iyi para kazanılmaktadır. Bir de Seden’le birlikte olabilse her ÅŸey daha güzel olacaktır. Ama Seden, Mass grubundan baÅŸka bir çocukla çıkmaya baÅŸlamış ve Aykut’un tepesini attırmıştır. Aykut, bir bahane bularak Seden’le kavga eder ve küser.O esnada hayatına baÅŸka bir kadın girer ve bu evlilikten kızı Ä°rem dünyaya gelir. Ama bu, kurgusu yanlış bir evliliktir ve bir yılın sonunda da biter. Seden’le ise Melih Kibar’ın stüdyosunda beraber çalışsa da hálá barışmamıştır. ‘Elinden gelen uyuzluÄŸu ardına koymaz’ Gürel.Sonunda bir gün stüdyoda Seden’le barıştırılır. Ama birbirlerinin çok umurunda deÄŸildirler. Ta ki Aykut Gürel, Nilüfer’in yeni orkestrasında çalmak üzere bir teklif alana ve vokalist kadrosu için Seden’e teklif götürülünceye kadar. ‘Geceler’ albümünün yaz konserleri yapılmaktadır. Aykut ile Seden bu turnede birbirleriyle yakınlaşır ve hatta bundan dolayı orkestradan kovulurlar. 1989’da Seden Kutlubay, ‘Beni ters getirebilecek tek adam’ dediÄŸi Aykut Gürel’le 26 Haziran’da evlenir. Müzikal hayat ise, Seden Gürel’in Ajda Pekkan ve Nükhet Duru’ya vokal yapmaya baÅŸlaması, Aykut Gürel’in de Ä°lhan Ä°rem orkestrasının ÅŸefi olması ile devam eder.SEZEN AKSU’LU YILLAR1990’da Ajda Pekkan’ın ‘Yaz Yaz Yaz’ albümünün miksleri ona emanet edilir. Aynı yıl Aykut-Seden Gürel çiftinin Emre adlı oÄŸulları dünyaya gelir. Uzay Heparı, Gür Akad ve Aydın Karabulut’tan oluÅŸan bir grupla Ä°rlanda’da verdikleri bir konser dönüşü, havaalanında telefonun diÄŸer ucunda Onno Tunç vardır. Acilen çaÄŸrılır. Onno Tunç’un Levent’teki evinde, Aykut Gürel’e Sezen Aksu’nun basçısı olması teklif edilir. Gürel, birkaç saat içinde kendini Elma Kabare’de, Sezen Aksu/Zeki-Metin Show’da bas çalarken bulur. Sezen Aksu dönemi bu gece ile birlikte baÅŸlamış olur. Aykut Gürel, Gülümse albümünün yapımcı asistanı olur. Gürel, o yılları; ‘Onno ile iki-üç sene geçirdim ve ÅŸu anda kullandığım her ÅŸeyi neredeyse o dönemde öğrendim’ ÅŸeklinde anar. Ãœretim süreci çok zor geçen Gülümse albümü sonunda, Sezen ile Onno ayrılır. Sezen Aksu, Aykut Gürel’e orkestra ÅŸefliÄŸi teklif eder. Onno Tunç, ‘Bu senin için bir fırsat’ der. Uzay Heparı, Fahir AtakoÄŸlu, Sertab Erener ve Levent Yüksel gruba dahil edilir. Birkaç sene tam gaz devam eder konserler. UÄŸur Yücel-Sezen Aksu ÅŸovu sonrası, Gürel’in deyimiyle ‘ego çatışması sebebiyle’ Sezen Aksu ile de yollar ayrılır.Bu arada kariyerine, AÅŸkın Nur Yengi’nin Hesap Ver, Emel’in Faka Bastın, Yonca Evcimik’in Kendine Gel albümlerinin prodüktörlüğü de eklenmiÅŸtir. Bir gün yine Sezen’i bulur telefonun diÄŸer ucunda.PANÄ°K ATAK DÖNEMÄ°Düş Bahçeleri albümü hazırlanmaktadır. ‘Senin bir düzenlemen vardı, bu albümde onu kullanmak istiyorum’ der Aksu. Ä°kinci beraberlik böylece baÅŸlamış olur. Ve ekibe Ozan DoÄŸulu ile Murat Yeter dahil olur. 2000 yılına kadar bu ekiple Gürel, Sezen’le birlikte çalmaya devam eder. Grup olarak ‘BaÅŸka ÅŸeyler de yapalım’ derler ve kısa sürede Panik Atak kurulur. Grubun solisti, Işın Karaca’dır. O Panik Atak’tan ayrılınca grup dağılır. Ä°kinci bir Panik Atak çıkışı, bu kez Pamela Spence ile denenir. Sezen Aksu ile yollar, Gürel’in deyiÅŸi ile ‘karşılıklı hatalar’ yüzünden bir kez daha 2000 yılında ayrılır.Aykut Gürel’in bundan sonraki hamlesi, bir müzik ÅŸirketi kurmak olur. Åžimdi kurduÄŸu Ä°rem Records’dan Can Åžengün, Fuat, Keremcem gibi ‘müziÄŸine güvenen’ kiÅŸilerin albümlerini çıkarmakla uÄŸraşır Gürel: ‘İki yol var: Ya otelin duvarına asılan tabloyu yapacaksın ya da kafana göre takılacaksın. Ä°kisi de yapılmalı. Ama ben otelin isteÄŸi doÄŸrultusunda tablo yapmak istemiyorum artık.’Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!