Ayağımızda 9 kat çorapla çekim yaptık

Şafak Bey geçmiş olsun, hastaneden geliyormuşsunuz...        �

Şafak Sezer: Filmin çekimlerini ciddi bir soğukta yaptık. Hastalanıp doktora gittim, ilaç ve antibiyotik verdi ama 1,5 aydır iyileşemedim. Testler için gittim bugün de. Karaciğerde yağlanma varmış. Doktoruma göre mucize eseri yaşıyorum. 1999 yılında da hastaneye yatmıştım bu yüzden. Rahatsızlığımın Hepatit C’ye çevirme ihtimali vardı. 1,5 yıl boyunca tavuk, kayısı hoşafı ve lapa pilav yemiştim. Sonra da kayısı hoşafından şeker hastası oldum.

“Kolpaçino Bomba”da yine olaydan olaya koşuyorsunuz. Özgür’ün hikâyesi bu kez nereden başlıyor?

- Özgür zengin bir ailenin oğlu. Babası, zamanında tüm parasını mülke ve inşaata yatırmış. Onu da kendi ayarında bir ailenin kızıyla evlendirmiş. Babası yüzünden sürdürüyor evliliğini. Sonra eski sevgilisi Şale yeniden hayatına giriyor. Şale, barlarda sahne alıyor ve klip çekmek istiyor. Özgür’e de “Bana sponsor ol” diyor. Özgür “Yaparız, ederiz” derken işi halletmiyor, Şale de elindeki gizli kayıtlarla ona şantaj yapıyor. Bir anda işler büyüyor, banka soygunu ve bombalar derken gittikçe içinden çıkılmaz bir hâl alıyor.

Filmde yine küfür var. Bir kez daha eleştirilere hazır mısınız?

- Sinemada küfür bu kadar eleştirilmeli bence. “Küfür insanın doğasında var” deyip sıyrılmak istemem işin içinden ama hakikaten küfrün komediye getirdiği güzel özellikler var. Bir de bazılarına küfür etmek yakışıyor. Aydemir Akbaş mesela, küfür ettiğinde göze batmıyor. Özgür, alkol alan, Amsterdam’dan gelen kekleri merak eden biri. Bu adam küfür eder. Ama bir gün okul hocası oynatırız, o etmez. Zaten biz çoğunlukla senaryoda küfür yazmıyoruz, bazen sahne bitiminde edilmiş bir küfür oluyor, “Yakıştı” deyip ekliyoruz filme.

EŞİM SETİ BASMADI KIZI BIRAKMAYA GELDİ

Şale’yi oynayan Arzu Yanardağ’la “dünyanın en komik sevişme sahnesini” çektiğinizi söylemiştiniz. O sahneler filmden çıkarıldı mı?

- Öyle bir şey olmadı... Eşim Esra’nın seti bastığı, o sırada çektiğimiz sevişme sahnelerini beğenmeyip çöpe attığım da yazıldı. Ama öyle bir durum da yaşanmadı. Esra o gün sete kızı bırakmaya gelmişti, görüntülenince “Seti bastı” gibi algılandı. O haberleri okurken çok güldük.

“Kolpaçino Bomba”nın aksiyon ağırlıklı olması, çekimlerde işinizi zorlaştırdı mı?

- Evet, zorlaştırdı. Çekimi yaptık ama Allah belamızı da verdi! Yalova’daki çekimler sırasında ayağımızda dokuz kat çorap vardı. Bir yandan oyuncularla uğraşıyorum, diğer yandan soğukla. Ayaklarımın üstüne basamayacak hale gelmiştim. Bu iş beni çok yordu. Çekimlerden sonra filmin montajıyla, sesiyle uğraşmak da yorucuydu.

Aydemir Akbaş, sizin yönetmenliğe tövbe ettiğinizi söyledi...

- Yönetmenlik konusunda bir sevdam yok ama benim anlatacağım bir hikâyeyi de başkasının eline vermek istemem. Başkası benim rüyamı göremez.

SUDEM, “SANA HOCAM MI DİYECEĞİM?” DİYE SORDU

Bir sonraki filminizin “Yaz Getir” olacağı yazıldı, doğru mu?

- Evet. “Yaz Getir”, tam bir komedi filmi. İstanbul’da yaşam savaşı veren yazarların hikâyesi. Ben, 1998’de İstanbul’a gelip türkücü dizilerine senaryo yazarak zengin olan, 2010 yılında ise yeniden fakir olan bir adamı canlandıracağım. Filmde kızım Sudem de oynayacak. Şu anda 68 sayfalık senaryoyu ezberliyor. Kadroda ayrıca Aydemir Akbaş olacak. Ali Çatalbaş ya da Kadir Kant da oynayacak. Ya mayıs ayının son haftasında ya da haziranın başında çekimlere başlamayı planlıyoruz. Sonrasında da “Kız Babası”nı çekeceğiz.

Baba-kız filme hazırlanırken ilginç diyaloglar da yaşanıyordur aranızda...

- Geçen çalışırken “Baba sana sette ‘baba’ mı diyeceğim yoksa hocam mı?” diye sordu. “Hocam diyeceksin” dedim.

“Yaz Getir” geçen sene çekilecekti, neden olmadı?

- Birtakım aksilikler yaşandı. “Türk Malı” başladı, Vodafone reklamlarında oynadım, Sudem hastalandı, evi değiştirdik, derken “Kolpaçino Bomba”yı çektik. Sudem de oynayacağı için filmin çekimlerini kışın yapmak istemedik. Havalar biraz ısınınca başlayacağız. Hayatta en çok istediğim şey “Yaz Getir”i çekmek, çünkü bu filmde benim hayatım var.

Esra Ceyhan, kendi programından esinlenilerek çekilen, sizin de oynadığınız reklam filmine dava açmıştı. Nedir son durum?

- O konuyla benim hiçbir bağlantım yok. Bu, reklam evini ve firmayı ilgilendiren bir durum. Ama böyle bir dava açılması ilginç, çünkü biz yapılan bir şeyin mizahını yapıyoruz.

ARZU YANARDAĞ:  Müzik kliplerinde daha fazla cinsellik var

“Kolpaçino Bomba”nın fettan kadını Şale’yi canlandırıyorsunuz. Neyin peşinde Şale?

Arzu Yanardağ: Kendi klibinin parasını Özgür’den almanın peşinde. Aslında filmde ağırlığı olan bir rol değil ama olayların başlamasına o neden oluyor. Seksi bir kadını canlandırmak çok tercih ettiğim bir şey değildi. Ancak artık insanlara “Bakın ben buradayım” demenin zamanı geldi. Bu projenin zamanlaması, benim açımdan çok iyi oldu.

Şale karakterine hazırlık sürecinde neler yaptınız?

- Şafak, Şale’yi nasıl canlandırmam gerektiği konusunda bana güzel bilgiler verdi ve birkaç tane de isim söyledi. Role hazırlanırken onları inceledim.

Kim bu isimler?

- Adlarını veremem.

Şale şarkıcı, sizin bu konuda bir yeteneğiniz var mı?

- Hayır, benim o taraklarda bezim yok. Şarkıcılık yapmayı hiç düşünmedim, bu saatten sonra da düşünmem. 10 senedir oyunculuk yapıyorum, benim işim bu.

DAHA ÖNCE HİÇBİR FİLMİMDE BU KADAR HEYECANLANMADIM

Heyecan durumu nasıl?

- İlk filmimden bu yana hiçbir filmimde bu kadar büyük heyecan yaşamamıştım. “Kolpaçino Bomba” benim çok içime sindi.

Şafak Sezer ile yatağa girmişsiniz ama sahnede hiç cinsellik yok...

- Böyle algılanmasına sevindim, çünkü çekime başladığımız zamandan bu yana yatak sahnesi konuşuluyor. Açıkçası müzik kanallarında gösterilen kliplerde bile bizim yatak sahnemizden çok daha fazla cinsellik var. Filmde Şale, Özgür’ü baştan çıkarmaya çalışıyor, bu iki karakterin yatağa gireceği aşikar. Ama her şeyi göstermek de gerekmiyor. Önemli olan o iki kişinin sevişeceklerini ya da seviştiklerini vurgulamak. Biz de filmde bunu yaptık.

Yeni sezonda sizi daha fazla projede görebilecek miyiz?

- Oyunculuğumu gösterebileceğim işler oldukça beni daha fazla göreceksiniz. Bu sene tiyatro oyunum da olacak.

GÖZLÜK TAKIP METROBÜSE BİNİYORUM

Oldukça fit görünüyorsunuz, spor mu yapıyorsunuz?

- Şu an hamilelik öncesi kilomdayım. Spor yapıyorum. Yürümeyi de seviyorum. Bir yere taksiyle gidiyorsam, erken inip yürüyorum mesela. Araba da kullanmıyorum, onun yerine metrobüsü tercih ediyorum. Bir tek gözlük takıyorum, böylece tanınmak sorun olmuyor. İnsanların muhabbetlerini dinlemeyi seviyorum. Metrobüs bu konuda bayağı doyurucu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyorum.

Son olarak kalbiniz dolu mu diye sormak istiyorum...

- Kalbim, kızım ve annemle dolu. Anneme aşığım, bu ara onu görmeden bir gün bile geçirmiyorum.