Avrupa'da Dice Kayek rüzgarı

Modanın kalbi Paris'te yapılan defilede Dice Kayek adı dünya modasına

yazıldı.

Merkezi Paris'te bulunan dünyaca ünlü Türk modaevi Dice Kayek, 5 Ekim’de Paris Carrousel du Louvre'de yaptığı defilede 2000 yılının ilkbahar-yaz kreasyonlarını tanıttı. Defilede krem renkler, şeffaflık ve transparan görüntü ön plandaydı.

Genç stilist Ece ve kardeşi Ayşe Ege ile ortakları Alinur Velidedeoğlu'nun sahibi olduğu Dice Kayek modaevi, bu yıl Avrupa'da ikinci büyük çıkışını yaptı. Diğer Türk modacıların aksine kreasyonlarında Türk motiflerini kullanmayan Dice Kayek, tamamen şeffaf kumaşlardan yararlanarak hazırlanan etek, pantolon ve gömlekleriyle büyük çapta ilgi gördü. Kısa zamanda adını dünyanın en büyük modacılarıyla ve modaevleriyle aynı kategoriye yazdıran başarılı stilist Ece, kreasyonlarını tamamlayan aksesuvarlarında da son derece seçici ve sadelikten yana davrandı. Minimalist bir şekilde, biraz detaycı olarak kullanılan aksesuvarlar, sanki sadece olması gerektiği için vardı. Giysilerin en göze çarpan özelliği ise göğüsleri kısmen gösteriyor olmaları. Yani bariz bir çıplaklık yerine, transparan bir bluzun altından görünüyorlar. Etekler ve pantolonlar gerçekten günlük hayatta kullanılabilecek türden. Hatta birçoğunu şu an bile kadınların üstünde görmek çok mümkün. Basit ama iddialı, aynı zamanda da son derece sade olan bu tarz, Dice Kayek'in gece elbiselerinde de kendini belli ediyor. Örneğin, siyah satenden eteği olan elbisenin üstü komple transparan tülden yapılmış. Tüllerin üzeri de çiçek motifli işlemelerle dolu. Hem de simli ve süslü püslü işlemeler. Ama Dice Kayek bir giysiye aynı anda hem çok klasik, hem de çok modern bir görünüş verebiliyor.

Hem gece hem gündüz

Dice Kayek'in son defilesinde sergilenen kreasyonlar içinde en ilgi çeken taraf kuşkusuz, giysilerin son derece kullanışlı olmaları. Tasarlanan bir gömlek hem gece hem de gündüz için son derece uygun olabilir. Tabii elbiseler de öyle... Uçuşan şifonların ve kıvrık kolların ağırlıklı olduğu kreasyonlarda drape tüller ve kot kumaşı da kullanılmış. Etekler ve pantolonlar genelde düz kesim ve diz altında bitiyor. Özellikle pastel tonlar, pembe, siyah ve turuncunun kullanıldığı giysiler seksiliği ölçülü bir oranda verdiği için de büyük bir beğeni topladı. Fırfırlı yakalar ve karpuz kollar gibi detaylar son derece rüküş gözükse de, bir bütün olarak bakınca, aslında değil. Çünkü altına giyilen sade ve iddiasız bir etek veya pantolonla birleşince ortaya çok trendy bir durum çıkıyor. Tabii ki bu olay bir tarz meselesi ama bir çok insan ‘‘milenyum tarzı’’ diye adlandırılan bu sadelik ve rüküşlük birleşimini kabulleneceğe benziyor.

Makyajda sadelik trendi

Defilenin en önemli özelliği bütün mankenlerin saçlarını sarı-siyah renklerde düz, uzun ve kahküllü peruklarla gizlemiş olmaları. Aynı zamanda yüzlerine yapılan pembe çiller de önümüzdeki sezon çok trendy olacak sadeliğin habercisi gibi. Hiçbir şekilde boya sürülmemiş ve makyaj yapılmamış olan yanaklara sadece pembe boyalarla küçük çiller yapılmış. Tabii bu modayı takip etmek isteyenler, o çilleri yayıp allık olarak da kullanabilirler. Bir de dudakların alt kısmına, son zamanlarda çok fazla görünen bir moda uygulanmış. Neredeyse tüm modacıların mankenlerine yaptığı gibi Dice Kayek de mankenlerin sadece alt dudaklarının orta kısımlarına pembe rujlarla noktalar koymuş. Ama özellik pembe olmalarında... Sonuçta ortaya gerçekten sade ama bir o kadar da çarpıcı bir ‘‘2000 kadını’’ çıkmış.

Avrupa'da Türk imzası

Bu yıl Mart ayında Dice Kayek'in Paris Louvre Müzesi'nde düzenlediği defile de çok büyük yankı yapmıştı. Daha önceki yıllarda Carrousel du Louvre'de sergiledikleri kreasyonlarını tamamlayan bu defileyle de, Türkiye'yi ve adlarını dünya modasına yazdırdılar. Mart ayındaki defileyi izleyenlerden Paris Büyükelçimiz Sönmez Köksal'ın eşi ünlü sinema oyuncusu Filiz Akın Köksal da defileyi ve kreasyonları çok beğendiğini belirterek, Dice Kayek adının tüm Türkleri gururlandırdığını söylemişti. Gerçekten de Dice Kayek son yıllarda Türk modasının öncülerinden oldu ve Avrupa'da yapılan birçok defilede büyük alkış toplayarak adını unutulmazlar arasına yazdırdı. Hatta Versace, Ferre ve Donna Karan gibi tüm dünyanın bildiği ve giydiği markaların arasında yerini aldı. Bunun, özellikle giysilerde yoğun olarak Türk motifleri kullanılmadan ve son derece sade ve günlük tasarımlarla yapılmış olması da, Türk moda sektörünün ne derece gelişmiş ve ileri olduğunun bir göstergesi gibi.