Güncelleme Tarihi:
Özpetek yeni filminde, insanların hayatla hesaplaşma vakti geldiği andaki ruh hallerini ele alıyor. Çiftlerin ayrılmazlığı, hiç bitmeyen birliktelikler ve birbirini hiç bırakamayan çiftleri anlatan film, önümüzdeki Mart ayında vizyona giriyor.
La Stampa’nın sorularını yanıtlayan Özpetek “Ülkeniz Türkiye’nin AB’ne olası katılımından sıkça söz ediliyor. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir?” sorusuna, “ Avrupa, Türkiye’yi istiyor ama asla nezaket icabı değil! Bu Avrupa’nın gereksinimi; gerisi sadece boş laf. Birleşme ekonomik sebeplerden olacak,” dedi.
Ünlü yönetmen Ferzan Özpetek’in, La Stampa’da yayımlanan röportajında sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
SORU: Sayın Özpetek İstanbul doğumlu, ünlü bir yönetmensiniz. Ama bu defa da siyasetten konuşalım dedim: Ülkeniz Türkiye’nin AB’ne olası katılımından sıkça bahsediliyor. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir?
ÖZPETEK: Avrupa Türkiye’yi istiyor ama asla nezaket icabı değil! Bu Avrupa’nın gereksinimi; gerisi sadece boş laf... Birleşme ekonomik sebeplerden ötürü olacak. Bu bağlamda sadece İtalya ile Türkiye arasındaki yoğun ilişkileri düşünmemiz yeter de artar bile. Nitekim ben Avrupa’nın bir “kavram” olduğu; coğrafi bir oluşum olmadığı düşüncesindeyim. “Türkiye AB’ne girebilecek mi, acaba” dendiğinde ise sadece gülüyorum.
SORU: Orhan Pamuk Nobel Edebiyat Ödülünü aldı. Bu haber sizi de memnun etmiştir sanırım.
ÖZPETEK: Hem de fazlasıyla... Kendisini şahsen tanırım. Ama ben Türk, Fransız ya da İtalyan olarak nitelendirmezdim. Nobel çok iyi bir yazara verildi ve de ülkesinin bir önemi yok. Ancak şunu da söylemeyelim ki bir Türk’ün de ilk defa Nobel almış olması, niye yalan söyleyeyim, beni gururlandırdı.
SORU: Diğer bir güncel konu, Papa’nın Türkiye ziyareti...
ÖZPETEK: Çok güzel bir şey. Tehlike diyorsanız, o zaten her yerde, herkes için mevcut. Papa için Türkiye’de özel hiç bir tehlike söz konusu değil.
SORU: Siz Müslümansınız. Bu tartışmalara ne şekilde tepki veriyorsunuz?
ÖZPETEK: Çok özel bir soru bu! Bundan on yıl önce, hiç kimse bu tip problemleri ortaya atmıyordu; oysa ki günümüzde her yerde insanlardan inançları konusunda şahadet etmesi talep ediliyor. Benim bu konudaki tavrım fazlasıyla laik ama başkalarının inançlarına da doğal olarak saygı besliyorum ve de birinin bir başkasına kendi inancından bahsetmesini anlayamıyorum. Benim evimde birbirine karışmış dört ayrı din bir arada yaşıyor ve ben de bundan gurur duyuyorum. Artık günümüzde dinlerden süpermarketlerde satılan bir malmış gibi söz ediliyor ki, bu da bana garip geliyor.
SORU: İşinize yani film konusuna gelelim...
ÖZPETEK: İşte en fazla sevdiğim şey ve yaşamıma güzellik katıyor. Sabah erkenden film setine gittiğimde büyük bir heyecan duyuyorum. O gün harika geçiyor; akşam eve döndüğümde ise gün bittiği için üzülüyorum. Kendimi yaptığı işten başka bir şey düşünmeyen bir ressam gibi hissediyorum. Sadece film üzerine konsantre oluyorum.
SORU: Yeni filminiz ismi ne?
ÖZPETEK: Satürn Ters Gidince... (Saturno Contro) Bir çok oyuncu rol alıyor: Pierfrancesco Favino, Margherita Buy, Stefano Accorsi, Isabella Ferrari, Luca Argentero, Ambra Angiolini, Ennio Fantastichini, Serra Yılmaz, Milena Yukotovic, Lunetta Savino, Luigi Diberti, Michelangelo Tomasso...
SORU: Hayat felsefeniz nedir?
ÖZPETEK: Başımıza gelen her şeyi anlamı içerisinde yaşamak. Dünya üzerinde bu kadar mutsuz bir dönem olmadı: Hayattan biraz da tat almak lazım. Hayatı gözleri açık bir şekilde yaşamak lazım. İnsanoğlu artık her şeyin gelip geçici olduğunu anladı. İşte sırf bu yüzden, hayatı yoğun yaşamak lazım.
SORU: Film de bu konudan mı bahsediyor?
ÖZPETEK: Doğrudan olmasa da, evet bu fikirlerin yansımaları var. Benim tüm filmlerimde kendi hayatımdan bir kesit vardır; yani gerçekten olmuş olaylar ama tabii yorumlanmış ve değiştirilmiş bir şekilde...