Avrupa’nın en yüksek rezidansı Sapphire’e tırmanmak istiyorum

Güncelleme Tarihi:

Avrupa’nın en yüksek rezidansı Sapphire’e tırmanmak istiyorum
Oluşturulma Tarihi: Ocak 16, 2011 00:00

Lakabı Örümcek Adam ama o bir çizgi roman karakteri değil. Fransız Alain Robert, şimdiye kadar New York’taki Empire State binası ve Tayvan’daki dünyanın ikinci en yüksek binası Taipei 101 dahil olmak üzere 100’ü aşkın gökdelene, ünlü anıta tırmandı. Üstelik bunları yaparken herhangi bir güvenlik ağından faydalanmadı. Meydan okumayı seven Robert Türkiye’ye de gelip Avrupa’nın en yüksek rezidansı İstanbul Sapphire’e tırmanmak istiyor

Alain Robert, henüz çok küçük yaşlardayken tırmanmaya ilgi duyuyordu. İzlediği bir film onun miladı oldu. Filmde uçak kazasından kurtulanları aramak için Avrupa’nın en yüksek dağlarından birine tırmanan iki dağcı anlatılıyordu. Robert büyüyünce ne yapmak istediğine daha o anda karar vermişti. Fakat ailesi bu isteğini onaylamadığı için tırmanışın esaslarını gizlice öğrendi. İlk tırmanışını 12 yaşında gerçekleştirdi.
“Bir gün okuldan eve geldiğimde anahtarımı evde unuttuğumu fark ettim. Ailemin eve dönüşünü beklemek yerine sekiz katlı binanın yedi katını tırmanıp dairemizin camından içeri girdim” diyor.
Ailesi pes edince Robert, dağcılık kariyerine başladı. Üst seviyede bir tırmanışçı oldu. Fakat 1982 yılında çok ciddi bir kaza geçirdi. İple iniş yaparken bir düğümün çözülmesiyle, 15 metreden kafa üstü düştü. Beş gün süreyle komada kaldı. Doktorlar bir daha tırmanış yapamayacağını söylediler. Fakat o bir yıl içinde, kazanın izlerini hala taşısa da, yeniden tırmanmaya başladı. Bu kez daha da tutkuyla sarıldı işine. 1991 yılında Sportif Başarı Ödülü, 1993’te Uluslararası Olimpiyat Komitesi Ödülü’nü aldı. 1993 yılında Verdon Boğazı’nda solo tırmanış dalında dünya zorluk rekorunu kırdı.
1994 senesinde bambaşka bir işe imza attı. Chicago’daki ilk kule tırmanışını gerçekleştirdi. Tırmanışlarını sürdürdükçe dünya basınının ilgisini çekti. Ona ‘Örümcek Adam’ lakabını taktılar. Bu arada izinsiz tırmanışları yüzünden defalarca tutuklandı. Yine de yılmadı. Birçok tırmanışını insani amaçlarla yaptı. Örneğin Malezya’da bulunan Petronas Kuleleri’ne yaptığı izinsiz tırmanıştan sonra Borneo’da bulunan Sabah Vakfı, kendisine gökdelenlerine tırmanma teklifinde bulundu. Gerekli izinler alındı. 15 bin kişi etkinliği seyretmeye geldi. Etkinlikten 150 bin Euro toplandı. Robert, “Özellikle küresel ısınma ve yeşil kampanyalara dikkat çekmek istiyorum. Biliyorsunuz, iklim değişiyor, dünyanın her yerinde birçok doğal felaket meydana geliyor” diyor.
Abu Dhabi Ulusal Bankası’na yaptığı tırmanışı, Robert’ın en önemli başarısı olarak biliniyor. Onu kulenin altından 100 bini aşkın kişi seyretti. Geçen Kasım ayında Singapur’da 44 katlı bina yüksekliğindeki dünyanın en yüksek dönme dolabına tırmandı. Ona nasıl bir deneyim olduğunu sorduğumuzda “Zordu, aynı zamanda olağandışı ve ilginçti. Tırmanmaya başlamadan önce yağmur yağıyordu. Daha sonra yağmur durdu, ben dönme dolabın yarısına gelmiştim. Yağmur yapıyı kayganlaştırdığı için tırmanışı tamamlamak güçleşti” diyor. Tırmanırken neler hissettiğini sorduğumuzdaysa: “Hedefe odaklanıyorum. Etrafımdaki hiçbir şey beni rahatsız etmiyor. Tamamen huzurlu oluyorum. Tırmanış zorlu değilse yüksekliğin tadına varıyorum” diyor. Peki hiç “Ya tamamlayamazsam” diye kaygılandığı oldu mu? “Hayır. Çünkü hep iyi hazırlanıyorum. Bir yerde tıkanıp kalmayacağımı biliyorum” diyor.

ÖLÜME MEYDAN OKUYOR

Robert, hiçbir güvenlik ağı ve özel efekt kullanmadan tırmanıyor. Yüksek gökdelenlere tırmanırken dağcılardan ilham aldığını söylüyor. “Eski zamanlarda tırmanışçılar tek başlarına tırmanırlardı, güvenlik önlemleri azdı. Şimdi her şey güvenlikle ilgili. Bense güvenlikle o kadar da ilgilenmiyorum. Aynı zamanda meydan okumayı seviyorum. Bu meydan okuma tırmanışın zorluğuyla ilgili değil, hayat ve ölümle ilgili” diyor.
Robert, 15 sene içerisinde dünya genelinde 100’ü aşkın gökdelene ve ünlü anıta tırmandı. Biz bu konuşmayı yaptığımız sırada bile üç gün içinde Dubai’ye gidip, dünyadaki en yüksek bina olan 828 metrelik Burj Khalifa’ya tırmanmak için çalışacağını söyledi.
Peki ya ailesi? Onun için endişelenmiyorlar mı? “Evliyim; 23, 20 ve 16 yaşlarında üç oğlum var. Oğullarım ve karım tırmanışlarımın tehlikeli olduğunu biliyor fakat bu konu hakkında pek konuşmuyoruz. Ben karımla tanışmadan önce ve oğullarım doğmadan önce de tırmanıyordum zaten” diyor.
Alain Robert, şu anda 48 yaşında ama tırmanmayı bırakmaya hiç niyeti yok. “Kendimi sağlıklı hissettiğim sürece tırmanacağım. Herhalde ölene kadar tırmanmaya devam edeceğim” diyor. Robert’ın Türk okuyucularına verdiği mesaj ise şöyle:
“Rüyalarınızın sadece rüya olarak kalmasını mı istiyorsunuz? Eğer gerçekleşmelerini istiyorsanız tutkularınızı takip edin. Elinizden geleni yapın.”

POLİS BENİ 340 METRE YÜKSEKLİKTE TUTUKLADI

Şimdiye kadar yaptığım tırmanışlarımdan en zoru 12 yıl önce Chicago’daki Sears Kulesi’ne gerçekleştirdiğim oldu. Burası Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en yüksek binalardan biri. 443 metre. Tırmanışın hazırlıkları beş yıl sürdü. Chicago’ya birçok kez gidip geldim. Sonunda tırmanışı başarıyla gerçekleştirdim. En gurur duyduğum tırmanışımsa Kuala Lumpur’daki Petronas İkiz Kuleler’e tımanışım. Orası da 451 metre yüksekliğinde. Dünyadaki en yüksek ikiz kuleler. Tırmanmak için üç kez girişimde bulundum. İlk girişimim 20 Mart 1997 tarihinde oldu. Polis bir pencere açarak yerden 340 metre yükseklikteyken beni yakaladı. İkinci denemem 10 yıl sonra oldu. Ama yine yakalandım. Çünkü binanın etrafını tamamen saran bir platform vardı. Bu kez hapse atıldım. En son olarak 1 Eylül 2009’da Ramazan ayında tırmanmayı denedim. Bu kez başardım. Güvenlik tam olarak binayı kontrol etmiyordu. Aynı zamanda hava karanlıktı ve benim tırmanışa başladığımı fark etmediler. Ben belli bir yüksekliğe ulaştığımda artık yapacakları bir şey kalmamıştı. Karşı binalardan, helikopterden insanlar tırmanışımı filme kaydetti. Gerçekten muhteşem bir andı.

BÜTÜN YAPTIĞIM BİR SONRAKİ ADIMA ODAKLANMAK

Bir yere tırmanırken içinde bulunduğum ruh hali bazen yolda yürürken de devam edebiliyor. Bir başka şeye aşırı konsantre olmuşken yolda çok iyi tanıdığım arkadaşlarımla karşılaşıyorum. Ama onları görmüyorum bile. Çünkü aklım tamamen başka bir yerde oluyor. İnsanlar buna çok şaşırıyorlar. Ancak beni iyi tanıyanlar durumu anlayabiliyor. Tırmanışlarımda da konsantre bir şekilde yalnızca bir sonraki adımıma odaklanıyorum ve başka hiçbir şey görmüyorum. Bazen yüksekliği hissetmiyorum bile.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!