Avrupa kentlerinin ışıltısı söndü İstanbul ise şaşırtıcı ve en son trend

Güncelleme Tarihi:

Avrupa kentlerinin ışıltısı söndü İstanbul ise şaşırtıcı ve en son trend
Oluşturulma Tarihi: Şubat 10, 2007 00:00

Dünyanın en çok satan, üç dilde yayın yapan, ayda 60 bin kişiye ulaşan gay dergisi GUS, İstanbul’u eşcinseller için yılın şehri seçti. Bu gece Beyoğlu’nda yapılacak parti için İstanbul’a gelen derginin genel yayın yönetmeni Frederick Boutry sorularımızı cevapladı.

Frederick Boutry kimdir? Kaç yıldır GUS’un yayın yönetmenisiniz? Daha önce ne yapıyordunuz?

- Fransız’ım. Paris Üniversitesi’nde iktisat ve pazarlama okudum. Mezun olduğumda Avrupa Birliği’nde yoksulluğa karşı savaşan bir şirkette çalıştım. Daha sonra büyük bir insan kaynakları şirketine transfer oldum. 1995’in sonunda Bask restoranı açmak için Brüksel’e taşındım. Restoranım kısa zamanda çok popüler oldu. Restoranımı üç yıl önce kız kardeşime devrettim.

Devretme nedeninizin adı GUS muydu?

- Evet. 1998 yılının sonunda bedava dağıtılan bir gay dergisinde yazı yazmaya başladım. İki yıl sonra kendi dergimi çıkarmaya karar verdim, GUS’u çıkardım.

Aileniz bir gay dergisinin yayın yönetmeni olduğunuzu biliyor mu?

- Benim ailem Katolik’tir ve Katolikler bu konuda pek de yumuşak değil.

Bir gay dergisinin yayın yönetmeni olmanın normal bir derginin yayın yönetmeni olmaktan farkı nedir?

-
Muhabirlerin ve derginin idaresi gibi açılardan hiç fark yok ama eşcinselleri ve yaşam tarzlarını nasıl temsil edeceğinizi çok iyi bilmelisiniz. Belçika gibi bir ülkede kanunlar gay ve heteroseksüeller arasında ayrım yapmayı yasaklıyor. Bir gay dergisinin başındaysanız öncelikle kendi eşcinselliğinizle barışık olmalısınız ki, politikacılarla ve başka önemli insanlarla daha rahat uğraşabilesiniz.

GUS’un yayın yönetmeni ya da çalışanı olmak için gay olmak şart mı?

- Hiç de değil. GUS ekibinde heteroseksüeller, eşcinsel erkekler ve kadınlar var. Ben kamplaşmaya inanmıyorum. Açık fikirli ve tutkulu insanları seviyorum. Yaşamdan zevk alan ve kim olduklarından onur duyan insanlardan hoşlanıyorum.

GUS nasıl bir dergi?

- GUS gay’ler ve gay dostları için bir yaşam tarzı dergisi. Dünyanın tümüne gay bakış açısıyla yaklaşıyoruz, sadece gay dünyayı ele alıp, orada sıkışıp kalmıyoruz. GUS’u GUS yapan da işte bu özellik. GUS’da porno yer almaz, sadece duyarlılığın ve lüksün estetiğini görürsünüz. Şiddet içerikli fotoğrafları yayınlamıyoruz.

Travesti ve transseksüellere hitap ediyor musunuz?

- Hayır, hayır, hayır.

Bu gece Beyoğlu Olimpia Nights’da neler olacak? Eğlence garantili mi?

- Tabii ki! Her zamanki DJ’imiz Steven Redant ile geliyoruz. Hem iş arkadaşı hem de hayat arkadaşıydık. Artık hayatına başka bir yön veriyor ve DJ’lik kariyerine odaklandı. Onun sıkı takipçileri var. Video şovları, dansçılar ve daha fazlası olacak.

KÖPÜK BANYOSU BİZİM İÇİN BİLE FAZLA GAY!

Sizin partilerinizde heteroseksüeller de eğleniyor mu? Yoksa bir köşede kalıp izliyorlar mı?

- Kitlemizin çoğunluğu gay ama açık fikirli, modayı takip eden insanlara da kapımız açık.

Partilerinizde giyim tarzına çok önem veriyorsunuz. Kapıda bir moda polisi olacak mı yine?

- Kapıda bir moda polisiyle çalışma fikrinin açık fikirlilik olmadığı konusunda eleştirilebiliriz ama herkes şık giyinirse parti çok daha hoş ve seksi bir hale gelir. Biz de buna bayılıyoruz.

ÊPartiye geleceklere kapıdan geri çevrilmemeleri için nasıl giyinmelerini önerirsiniz?

- Yalın, trendy, tarz sahibi, biraz mükemmellik ve ufak bir gay dokunuşu...

Parti sırasında taşkınlık serbest mi? Sıcak basanlar gömleğini, tişörtünü çıkarabiliyor mu mesela? Ya da köpük banyosu falan var mı?

- Eğer hoş bir vücuda sahiplerse tabii ki! Eğer değillerse bu işi dansçılarımıza bıraksınlar. Köpük banyosu mu? Asla! Böyle şeyler üç yıl öncesinin eğlencesi. Ayrıca bizim için bile fazla gay.

İçeride öpüşmek, sevişmek yasak mı?

- Bu bir seks partisi değil. Heteroseksüellerin gittiği barlarda ne kadar öpüşme ve dokunma oluyorsa, bizim partimizde de o kadarının olacağından emin olabilirsiniz.

PROBLEMLER AVRUPA’DA DA YAŞANDI

İstanbul’u neden yılın gay şehri seçtiniz? Bu şehrin neyi sizi bu kadar çok etkiledi? Buranın Müslüman bir ülke olması sizi korkutmadı mı?

- İstanbul’da gay yaşamla ilgili çok şaşırtıcı bir hareketlilik var. GUS yeni trendler konusunda bayrağı en önde taşımayı sever, İstanbul en son trend. Avrupa’nın öteki kentlerinin ışıltısı söndü, biraz eskidi. Ama burada yaşamsal bir şeyler var, yepyeni bir sınır burası. Müslüman ülkelerin problemlerinin benzerlerini Avrupalılar da yaşadı: İspanya’da ETA var, Fransa’da Korsikalı ayrılıkçılar, Britanya’da IRA, Amerika’da sağcı milisler... Bu ülkelerin hiçbirinde yaşam durmadı. Çünkü bunlar iç problemler ve Türkiyede bunları er geç çözecek.


Gay’lerin özgürleşmesi için heteroseksüellerin eğitiminin tamamlanması lazım

Türkiye’deki gay’ler hakkında kişisel olarak ne düşünüyorsunuz? Birçoğu gay olduğunu kimseye itiraf edemiyor.

- Bu sorunun yanıtı "görünebilirlik". Ne kadar çok eşcinsel ortaya çıkar, toplum ne kadar farklı eşcinsel görürse fikirler değişecektir. Ben sizin toplumunuzda eşcinsellerin çok iyi bilinmediklerini gördüm. Hala gayliği travestilik sananlar, bir eşcinsel erkeğin illa ki kadınsı olması gerektiğini düşünenler var. En eğitimli insanlardan bile böyle şeyler duyduk Türkiye’de. Sanırım heteroseksüeller kendilerini yeterince eğittiklerinde Türkiye’deki gay’ler özgürlüklerine tam olarak kavuşurlar.

İstanbul gay turizminde başarılı olabilecek bir şehir mi? İstanbul’u dünya sıralamasında kaç numaraya koyarsınız?

- Potansiyel açısından İstanbul bir numara. Ama şu anda kurulmuş düzenleriyle Barcelona ve Miami çok daha fazla gay turisti çekiyor.

İstanbul’da turistlerin uğramadığı en "cool" ve orijinal mekanları keşfedeceğinizi duydum. Doğru mu?


- Kesinlikle evet. İstanbul, Avrupa’da en sevdiğim kentlerden biri. Avrupa ve Asya arasındaki New York gibi. O kadar harika yerler var ki. Atmosfer ve insanlar inanılmaz. Restoran olarak Wanna ve Changa’yı, gece kulübü olarak da Crystal’ı ve Be Club biliyorum ve yeni yerler keşfetme konusunda çok heyecanlıyım.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!