Güncelleme Tarihi:
Geçtiğimiz hafta vizyona giren "Avanak Kuzenler" filminin başrol oyuncuları Alp Kırşan, Yağmur Atacan, Paşhan Yılmazel ve Fatma Toptaş, Kelebek için lunaparkta buluştu.
Çekim arasında hem yeni filmlerini anlatan hem de gönüllerince eğlenen ekibin en dertlisi Fatma Toptaş çıktı. "Recep İvedik" filmiyle ünlenen Toptaş, "Bermuda Şeytan Üçlüsü" dediği rol arkadaşlarının kendisiyle çok uğraşmalarından yakındı ve ekledi: "Ama benim de elim armut toplamıyor. Her an tırnaklarımı çıkarabilirim!"
Geçtiğimiz hafta vizyona giren "Avanak Kuzenler" filminin başrol oyuncuları Alp Kırşan, Yağmur Atacan, Paşhan Yılmazel ve Fatma Toptaş, Kelebek için bir araya geldi. Bir lunaparkta objektifimizin karşısına geçen dört genç, hem filmi anlattı hem de çocuklar gibi eğlendi. Filmin dört kahramanından en dertlisi Fatma Toptaş, "Bermuda Şeytan Üçlüsü" dediği üç erkeğin kendisiyle çok uğraştığını söyledi ve ekledi: "Benim de elim armut toplamıyor. Her an tırnaklarımı çıkarabilirim."
Alp Kırşan: Şimdilik tepkiler çok güzel. Durumdan memnunuz.
 Peki, kuzenleri bir de sizden dinleyelim.
A.K: Biz, üç teyze çocuğuyuz. Ben bu kuzenlerden Serkan karakterini canlandırıyorum. Mucitim. Türlü icatlarla hayatımızı kurtarmaya çalışıyorum. Ama elimizde hiçbir şey kalmıyor. Ta ki, bana bir benzin istasyonu miras kalana kadar. Bu mirasla hayatımızın değişeceğini düşünürken, başımıza olmadık işler geliyor.
Yağmur Atacan: Ben de Tankut’um. Tankut jön olmak istiyor. Daha doğrusu Türkiye’de bir jön eksiği olduğunu ve bu eksiği de kendisinin dolduracağını düşünüyor. Oscar alacağına inandığı için de Brad Pitt’in yarattığı modayı takip ediyor. Bu modaya uygun ne varsa Tahtakale’den gidip buluyor ve öyle giyiniyor. Bu üçlünün tek düşüneni de Tankut.
Paşhan Yılmazel: Ben de Neco’yum. Neco, aslında çok sakin bir çocuk. Hayatında eline hiç kız eli değmemiş birisi. Ama sürekli erotik dergileri, siteleri takip eden bir tip. Onun için ailenin sapığı diyebiliriz.
Fatma Toptaş: Ben Melike. Üniversite okumak için İstanbul’a gelen köylü bir kızı canlandırıyorum. Melike, kuzenlerle tesadüfen tanışıyor ve sürekli onların hayatını kurtarıyor ve Serkan’la aşk yaşamaya başlıyor.
Alp, filmin hikáyesi sana ait değil mi?
A.K: Evet, "Avanak Kuzenler"in hikáyesi benim, daha doğrusu ağabeyim ve arkadaşlarının hikáyesidir.
Yani gerçek bir hikáye?
A.K: Evet, gerçek bir hikáye. Ağabeyim Serkan ve arkadaşları Neco ile Sinan’ın hikáyesidir. Daha doğrusu karınca ezmez bir üçlünün hikáyesidir bu film. Bu filmdeki dört karakter, aslında gerçek hayatta da çok denk geldiğimiz, hayatın içinde ’ezik’ diye tabir ettiğimiz insanlar. Ağabeylerimin hikáyelerini kime anlatsam, herkes çok beğeniyor ve çok gülüyordu. Ben de bundan cesaret alıp, hikáyeyi yazdım ve Faruk Aksoy’la paylaştım. O da çekmeye karar verdi.
Ağabeyin ve arkadaşlarının hikáyelerinden bir örnek verir misin? Bu adamlar gerçek hayatta neler yapıyordu?
A.K: Benim çocukluğum, gençliğim hep onların içinde geçti. Onların hikáyeleri inanın onlarca filme sığmaz. Mesela bir ara soya fasulyesini Çin’e pazarlamaya kalkmışlardı. Çok ciddiyim! Bu kadar saftılar. Tabii işin içinde biraz sarsaklık da vardı. Bir şekilde zengin olmak istiyorlardı. Denemedikleri şey kalmamıştı. Ama şimdi, hepsi kendi işlerinde çok başarılılar.
FATMA KARAVANIMIZAÂ Â Â Â BÄ°LE GELMEDÄ°!
 Peki Alp, yapımcıyla para konusunda nasıl bir anlaşma yaptın?
A.K: Hem senaryodan hem de oyuncu olarak para alacağım. Film 1 milyonu geçerse, gişeden de belli bir para alacağım. Ben bu filmin 1 milyonu geçeceğine inanıyorum. Çünkü son dönemlerdeki en iddialı komedi filmlerinden biri "Avanak Kuzenler". Rengarenk bir film. Oyunculuklar çok güzel. Herkes döktürdü. Yönetmenimiz bütün oyunculuklara bayıldı. Biz ağır bir aile olduk. Yaşımız itibariyle de gençlere yakın bir yaşta film çeken tek ekip, biziz. O yüzden gençler bizi çok anlayacak ve sevecek.
Y.A: Üçümüz bir arada ilk kez oynadık. Ve üçümüzün enerjisi çok iyi tuttu. "Avanak Kuzenler 2"yi çekmememiz için ortada hiçbir sebep yok.
Alp, sen Fatma’yla çok uğraşıyorsun...
A.K: Ama o çok tatlı.
A.K: Hayır böyle bir şey yok.
F.T: Onların bana takılmasına hiç gocunmuyorum. Tam tersi çok keyif alıyorum. Ne yapayım şimdi, kavga mı çıkarayım? Evet bana laf sokuyor ama dert etmiyorum.
A.K: Sevilmek kaçınılmazsa keyif çıkarmasını bileceksin. Fatma da onu yapıyor. (Gülüyor)
F.T: Benim bu üçlü ile tartışmam, filmi başka bir boyuta taşıyacak. Onlar benimle dalga geçiyor ama beni rencide etmiyor, onurumu kırmıyorlar. İş oraya gelirse, ben de tırnaklarımı çıkarırım tabii ki. Onlar bana şu an tatlı tatlı sataşıyorlar. Yeri geldiği zaman ben de onlara yapacağım. Sonuçta benim elim armut toplamıyor.
Y.A: Çekimlerde karavanımıza bile gelmedi Fatma!
Ne demek bu ÅŸimdi?
A.K: O kızlarla birlikte kendi karavanında kaldı. Biz 12 erkek iki kişilik karavanda kaldık... Hiç kız gelmedi karavanımıza yani, onu demek istedik. (Gülüyor)
F.T: Yalan söylemeyin! (Gülüyor) Kızlar karavanlarınızın önünden ayrılmadı.
A.K: Ama kimse içeri girmedi. Koklayıp gidiyorlardı. (Gülüyor)
Eyvah YaÄŸmur, yandın! EÅŸin duymasın bunları...   Â
F.T: Yağmur Bodrum’a eşinin yanına gidiyor, oradan sete geliyordu. Onu ya yemek yerken görüyordum ya da çekim sırasında. Dışarı çıkıp kızları görecek hali yoktu yani.
Filmde bayağı g-string’li kızlar var...
A.K: Onlar karavanları temizlemeye gelmişti... (Gülüyor)
A.K: Evet, o kızların bulunduğu sahne bir hayal sahnesiydi. Ama o çekimlerde biz yoktuk. Kızları bize göstermediler. Biz Çorlu’da kaldık. Sette 60 erkek, bir de Fatma vardı. O da korkudan geceleri dışarı çıkamadı. Şaka bir yana Fatma ve bütün arkadaşlarım çok keyifli, bol neşeli bir film çektik. Bu filmi şiddetle tavsiye ediyoruz.
F.Y: Seyirci "Recep İvedik"te ne kadar kahkaha attıysa, bu filmde de o kadar gülecek.
A.K: Tabii eleştiriler gelecektir. Bunlara da hazırlıklıyız. Ama bu popcorn bir filmdir. Bu gözle bakılırsa seviniriz.
Recep İvedik’i geçmek
için yola çıkmadık
 "Recep İvedik"i geçecek kadar iddialı mısınız?
Yağmur Atacan: İnşallah. Ama onu geçmek için yola çıkmak yanlış olur. Keşke "Recep İvedik"ten daha çok izlensek de oradan gelen parayla daha güzel filmler yapabilsek. Ama hedefimiz 4 milyon 600 bin seyirciyi geçmek değil. En azından bu düşünceyle yola çıkmadık. Bizim şu an öyle bir lüksümüz yok. Önce başarı hedefimizi geçmemiz gerek.
 Ben biraz Fatma’da 4.5 milyon gişe yapmış bir filmden gelmenin havasını seziyorum...
Fatma Toptaş: Bazı yerlerde ego olur. Çünkü oyuncu dediğin egolarından beslenir. Ama sete gidip de terör estirmedim. 4.5 milyon gişe yapmış bir filmde oynadım diye açıkçası bir taraflarım kalkmadı.
 Bu üçlü sette kim bilir sana neler yapmıştır...
F.T: Vallahi benimle dalga geçmediler.
 Emin misin? Röportaja başladığımız andan itibaren seni sürekli ti’ye alıyorlar?
F.T: Benimle dalaşmıyorlar...
Alp Kırşan: Allah’tan Fatma cazgır değil. Cazgır olsa, bir kere ağzımızın payını verse, biz susarız.
Y.A: O bizimle baş etmeye çalışmıyor. Güzel olan bu.