Atina İzmir gibiydi

Güncelleme Tarihi:

Atina İzmir gibiydi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 15, 2005 01:11

‘Nazlı ve Niko’ ya da Nehir Erdoğan ve Özgür Çevik... İki genç oyuncu, ‘Yabancı Damat’ dizi çekimi için gittikleri Atina’da gördükleri ilgiyi, Türk-Yunan aşkına bakışlarını ve kendi aşk anlayışlarını Kelebek’le paylaştı.

Sunuculuk, dizi ve sinema oyunculuğu derken, son yıllarda Nehir Erdoğan’ı her yerde görmeye alıştık. Geçtiğimiz yıl Amerika’da ünlülerin hocası Eric Morris’ten oyunculuk dersleri alan Erdoğan, bu yıl da Los Angeles’ta dans dersleri almaya karar vermiş.

- Yabancı Damat’ta Nazlı karakterine kendinden çok şey katmadığını söylüyorsun.

Katmamaya çalışıyorum. Zaten giderek sadece karakteri değil, karakterin ailesini, yaşam koşullarını da çok iyi tanıyorsun. Ve artık bir süre sonra Nazlı karakteri otomatiğe bağlanıyor. Nazlı ne tepki verir? Ne yapar? diyorum.

- Nazlı aşkından vazgeçmiyor...

Evet, kolay değil aşkından vazgeçmek. Galiba vazgeçmeyecek de! Bu işin sonu ne olur, aileler iyice birbine mi girer, yoksa ülkeler mi birbirine girer bilmiyorum ama aşkın kendi varlığı yetiyor.

TÜRK-YUNAN AŞKLARINA ÖRNEK OLDUK

- Yunanistan’da da tanınmaya başladınız bakıyorum da!

Orada da yayınlanmaya başlayacak dizimiz. Benim adıma bir site açılmış, ben de yeni gördüm! Yurt dışından çok fazla ilgi var bu diziye. Bunun sebebi biraz da Niko ve Nazlı’nın yaşadığı sorunlar. Gelen tepkiler çok olumlu, özellikle geçen gün bir kız geldi, ‘Sizin yaşadığınızın aynısını yaşıyoruz. Nişanlım Yunan, ben Türküm ve 12 yıldır neler neler atlattık. Ama bu dizinin de ailemiz üzerinde olumlu etkisi oldu. Biz bu yaz evleniyoruz’ dedi.

- Atina’da neler yaşadınız?

Atina’da hiç yurt dışına çıkmış gibi hissetmedim kendimi. İzmir’e gitmiş gibi hissettim.

- Dizi ardından yaz için planların var mı?

Geçen yıl, Amerika’da Eric Morris’ten ders almıştım. Bu yıl da üç ay gideceğim. Belki Los Angeles’a gidersem Eric Morris’i bulacağım. New York ya da Londra’ya da gidebilirim, tam karar vermedim. Dans okuluna gitmek istiyorum bu sefer. İngilizcemi ilerletmem lazım.

- Sana yazılan şiirlere gelelim... Bir Serdar Ortaç, bir de Ceyhun Yılmaz’dan şiir geldi senin için...

Valla şiir bu, yazılır, okunur. Ben okumayı severim, kimisi yazmayı tercih ediyor.

- Onore etmiyor mu seni bunlar?

Hiç öyle bakmıyorum açıkçası, niyete bağlı. Ceyhun benim arkadaşım. Çok da sevdiğim bir insan. Ben zaten hiç konuşmadım, basından takip ettim sadece. Neyi niyetlediklerini bilmiyorum. Diğer arkadaşı ise tanımıyorum. Tabii ki kötü niyetli değildir, aldık kabul ettik sonuçta.

ŞİİRE BAKIN DEYİP GÜLMÜŞTÜK ÖNCE

- Ticari ve reklam amaçlı olabilir mi?

İşin o kısmı beni ilgilendirmiyor. Herkes kendi hayatından mesuldür. Ama işin komik tarafı bu haberler çıkmadan bir hafta kadar önce ben bir kitabevine girdim. Serdar Ortaç’ın yeni bir kitabı çıkmış, onu gördüm. Kitabı elime aldım, ilk açtığım sayfada Nehir Gözlüm şiiri karşıma çıktı. Arkadaşlarıma ‘Aaaa baksanıza şiire’ dedim, güldük. Haber çıktığında da, ‘Yok artık daha neler!’ diye şoke oldum. Ama tabii iş magazin basını tarafından farklı ele alınıp uzadıkça ve ben sustukça, en sonunda da artık bambaşka bir hikaye ortaya çıktı. Bir kısım medyaya ‘Artık ayıp!’ diye yazı gönderdim. Çünkü kendisinin de çok mutlu olacağını zannetmiyorum. Yalan haber iyi bir şey değil. Yani yalan hayatlar yaşıyoruz, hiçbirimizin ruh halini de çok sağlıklı etkilemiyor...

- Son olarak, birlikteliğin devam ediyor mu Ömer Durak’la?

Birlikteliğim mi vardı! Öyle bir şey mi söyledim size!

- Bu haberler de mi yalan diye sorayım o zaman?

Çıkabilir, yani bu konularda çok konuşmam. Yeri zamanı geldiğinde konuşuruz. n Dilek DALLIAĞ

Niko’nun değil Özgür’ün albümü

‘Akademi Türkiye’ isimli şarkı yarışmasında dikkatleri çekti. Ardından albüm çıkarması beklenirken, ‘Yabancı Damat’ dizisiyle oyunculuğa soyundu. 24 yaşındaki felsefe öğrencisi Özgür Çevik’le ‘Kesinlikle Özgür Çevik albümü bu, Niko’nun değil’ dediği yeni albümü üzerine konuştuk.

Selanik göçmenisin öyle mi? Evet, Selanik göçmeniyim.

- Rumca öğrendin mi? Simi’de kağıtlara yazılmış diyalogları okuyarak oynuyordun ilk zamanlarda.

Aslında ilk zamanlara göre daha iyiyim tabii. Artık mesela kağıtlara yazılmıyor söyleyeceğim diyaloglar, ezber yapıyorum. Daha fazla dilim dönüyor. Ben hem Yunancaya ısınmam açısından ilerledim, hem de oyunculukta.

- Atina’daki çekimlerinizde arkandan ‘Niko’ diye bağırıyorlarmış kızlar... Orada da hayranların olmaya başlamış...

Evet, hem de Atina’ya gider gitmez oldu bu sevgi seli. Atina çok güzel bir yer ve İzmir’e, Kuşadası’na benziyor.

ALBÜMDE TEK DİL OLMALI

- Yunan erkeği ile Türk erkeği arasındaki farklılık ve benzerlikler nedir?

Birçok konuda yapı olarak çok benziyorlar aslında. Yunan erkeğinde ne kadar Avrupalılık varsa da erkekliğin getirdiği bir kabalık var. Yunanlı erkekler de birbirleriyle çok sert konuşmalar yapabiliyorlar. Aşkta bizim gibi sahipleniyorlar. Duygularını belli etmek istemiyorlar. Ben de öyleyim. Çünkü öyle bir ortamda yetiştik.

- Albümünü çıkartacak mısın?

Evet, inşallah yaz başı. İçinde Yunan ezgileri olabilir. İleride zamanı gelince Rumca parça da koyarım ama şimdi bazı şeyleri dejenere etmek istemiyorum. Ben albümde tek dil olmalı diye düşünüyorum. Benim takıldığım tek nokta bu albümün Özgür Çevik’in albümü olarak bilinmesi. Bu albüm Niko’nun değil, Özgür’ün albümü olacak...

- Sezen Aksu’nun senin tavrını ve sözlerini beğendiği durumu var bir de...

Evet, ben yarışmadayken gazetede çıkmıştı bu düşünceleri. Çok onur duydum.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!