Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2007 00:00
Müzikseverler onu Ali Poyrazoğlu’nun Yeşil Kabare dönemlerinden, gitarı ve söylediği Fransız chanson’larıyla hatırlar. Attila Demircioğlu, yıllar sonra ilk albümünü geçtiğimiz hafta yayınladı.
Yeşil Kabare’den bu yana canlı performanslarını çeşitli mekanlarda ara vermeden sürdüren Demircioğlu, ilk albümünde çok sevdiği, örnek aldığı Fransız besteci ve müzisyen Georges Moustaki’nin şarkılarını seslendiriyor. "Bu albümü hem kendim, hem de onun şarkılarıyla, hayat felsefesiyle birlikte büyüdüğümüz, olgunlaştığımız arkadaşlarım adına bir gönül borcu olarak hazırladım." diyor. Moustaki’l Şarkılar, Triolila Müzik etiketiyle yayınlandı.
Attila Demircioğlu’nun Georges Moustaki şarkılarını keşfetmesi ilkokul yıllarına dayanıyor. "İlk kez radyoda duymuştum onun şarkılarından birini. Fransızca bile bilmiyordum o zamanlar."
Galatasaray Lisesi’ne girmesinde bile Moustaki’nin etkileri olduğunu söylüyor. Yıllarca sahnede onun şarkılarını yorumlayan Demircioğlu, Moustaki’yle 1989 yılında Çeşme’de tanışmayı başarmış: "Çeşme’de bir barda canlı müzik yapıyordum. Moustaki de İzmir’e bir konser vermek için gelmişti. Hatta o gece barda programım olduğu için konsere gidememiş, çok üzülmüştüm. Tam onun şarkılarından birini söylediğim bir anda, kafamı kaldırdığımda karşımda onu gördüm. Konserin organizatörü Ahmet San, Moustaki’ye benden bahsetmiş ve onu konser sonrası program yaptığım bara getirmiş. Çok heyecanlanmıştım. O gece beni dinledi, sohbet ettik. Dostluğumuz o geceden bugüne sürüyor. İstanbul’a gelince mutlaka arar beni, buluşuruz, ben de Paris’e gidince onu ararım."
Demircioğlu’nun tamamı Moustaki şarkılarından oluşan bir albüm yapmaya karar vermesi, 1998 yılında Fransa’da Moustaki için yapılan özel bir konserle oluyor: "O konserde dünyanın dört bir yanından onun şarkılarını kendi dillerine çevirip söylemiş müzisyenler bir aradaydı ve Moustaki şarkıları söylüyordu. Türkiye’de de Moustaki için böyle bir şey yapılacaksa bunu ben yapmalıyım dedim. Moustaki’yi sahnede yıllardır söylüyorum. O konserde onun şarkılarını Türkçe’ye çevirip böyle bir albüm yapmaya karar verdim."
Demircioğlu’nun bu albümü yapmasının önemli nedenlerinden biri de Moustaki’yle büyümüş, ondan etkilenmiş bir müzisyen olarak onu yeni kuşaklara aktarmak: "Bu şarkılar George Moustaki’nin şarkılarının sözel olarak birebir Türkçe’ye çevirisi. Çünkü George Moustaki müzisyenliğinin yanı sıra çok da iyi bir söz yazarıdır. Müzisyenliği kadar şarkılarda söyledikleri, fikirleri, hayat felsefesi de beni çok etkilemiştir. O yüzden şarkıların sözlerini Fransızca’dan birebir Türkçe’ye çevirdim. Müziklerinin yanı sıra onun hayat felsefesini de insanlara tanıtmayı amaçladım albümde."
Demircioğlu bu albümden sonra kendi söz ve bestelerinden oluşacak bir albüm yapmayı planlıyor. Bir yandan Galatasaray Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde öğretim üyeliğini sürdüren sanatçı, albümlerinin bugüne kalmasında akademik kariyerini düşünmesinin payı olduğunu söylüyor: "İki işi birden yürütmekte ilk yıllarda biraz zorlandım. Hem okul hem müzik önce beni zorladı. Ama bir süre sonra bu yoğunluğa alıştım. İkisinin de hayatımda yeri çok ayrı ve önemli. Bakıldığında ikisi farklı dallarmış gibi geliyor ama birbirine benzeyen yönleri çok. İki meslekte de ilgiyi üzerinizde tutmak için çaba sarf ediyorsunuz."
MÜZİKTEN PARA KAZANMAYA ALİ POYRAZOĞLU SAYESİNDE BAŞLADIMBabam çeşitli müzik aletleri çalardı. Beni müziğe sevdalandıran adam ise ilkokuldaki müzik öğretmenim Nezir Şener’dir. Galatasaray Lisesi’nde gitarla tanıştım. Okul gruplarında çaldım, söyledim. Doğan Canku’dan dersler aldım. Müzik yarışmalarında ödüller aldım. Müzikten para kazandığım yer ise Yeşil Kabare’dir. Ali Poyrazoğlu’nun Fransızca oyunlarını tercüme ederdim. Müzisyen tarafımı biliyordu. 1986’da Yeşil Kabare’yi açınca bana performans yapmamı teklif etti. Yeşil Kabare İstanbul için çok önemli bir mekan oldu. Pek çok şey ilk kez orada başladı. Ben de Fransızca chanson söyleyen adam olarak kısa sürede tanındım orada.
Albümde yer alan şarkılar:
Ma Solitude (Yalnızlığım), Le Meteque, Il faut voyager (Yolculuk Gerek), Chaque instant est toute une vie (Her Anımız Koskoca Bir Yaşam), Ma Liberte (Özgürlüğüm), J’sais pas danser (Ben Dans Bilmem), Il est trop tard (Çok Geç Artık), Chante ta nostalgie (Şarkını Söyle), Tout reste a dire (Her Şey Söylendi Daha Bitmedi), La Philosophie (Felsefe)
BİR ŞARKIDA MOUSTAKİ’YE YAZDIĞIM ŞİİR DE VARLe Meteque şarkısını özellikle Türkçe’ye çevirmedim. Çünkü o şarkıyı Türkçe’ye çevrilebilecek en iyi şekilde Tanju Okan ’Hasretim’ adıyla çevirdi ve söyledi. Her ne kadar o sözler orijinalinin çevirisi olmasa da insanların kafasında o sözlerle yer etti. Şimdi o büyüyü bozmak istemedim. Onun yerine o şarkının üzerine Moustaki’ye yazdığım Fransızca şiiri söyledim. Ona hayatımıza kattıkları ve bu şarkılar için teşekkür ediyorum şiirde.
Attila Demircioğlu’nu her cuma Moda Deniz Kulübü’nde, her cumartesi Gayrettepe Sardunya’da canlı performansıyla dinleyebilirsiniz.Suat KAVUKLUOĞLUskavukluoglu@hurriyet.com.tr