Güncelleme Tarihi:
Hermes’in kurucusu Thierry Hermes’in altıncı kuşak torunu Pascale Mussard, 33 yıldır aile şirketlerinde çalışıyor. Markanın sanat direktörlerinden biri. Çocukluğu, Paris’teki atölyelerinde Hermes malzemeleri, ürün ve sanatçıları arasında geçti. ‘Bunlardan, başka ne yapılabilir’ diye düşünerek atık deri parçalarını, tokaları ve timsah derileri toplayan Mussard, çocukken aklına gelen fikri, ‘petit h’ projesi olarak bir yıl önce hayata geçirdi.
AMAÇ GERİ DÖNÜŞÜM DEĞİL
Mussard’ın, “petit h, Hermes’in genç kızkardeşi” diye tanımladığı projenin fikri şu: Hermes’teki her şey en iyi kalitede elle yapıldığı için kimi zaman küçük üretim hataları oluyor. Defolu ürünler ve üretim sırasında arta kalan malzemelere sanatçı ve tasarımcıların eli değiyor. Çöp olabilecek Hermes parçaları bambaşka aksesuvar veya sanat eserlerine dönüştürülüyor. Mussard, petit h’ın amacının masrafları kısmak veya çevreye saygılı olmak olmadığını belirtiyor: “En başta, müşterilerimizin benim geri dönüşüm yaptığımı zannetmelerinden endişelendim. Oysa, yapmak istediğimiz Hermes’e, Hermes malzemelerine, bizim için çalışan insanlara ve anılarımıza saygı duymak.”
100 BİN DOLARLIK PANDA
Yeniden yapılan ürünler, seri üretim olmadığından tek bir koleksiyon adı altında toplanamıyor. Onun yerine Hermes’in dünyadaki değişik dükkanlarında geçici süre için satışa çıkıyor. İkinci kez hayat bulan ilk Hermes grubu geçen kasımda Paris’te satışa çıktı. Paris’i Tokyo ve New York takip etti. New York’ta, yaklaşık 2 bin 200 ürün vitrine kondu. Ürünler arasında 40 dolarlık Kelly çanta şeklinde küçük deri süsler de var; siyah, beyaz ve yeşil deriden yapılan 100 bin dolarlık dev bir deri panda da... 23 Nisan - 12 Mayıs arasında Berlin’de satılan petit h ürünlerinin bir sonraki satış noktası Hong Kong olacak.
Teknede trend Trawler
İtalyanların güven ve konforu ön plana çıkaran Trawler tipi yatlarda Avrupa’nın en büyük üreticisi İtalyan Cantieri Estensi, Türkiye’ye distribütörlük verdi. Ünlü yatları Türkiye’ye getiren şirketin ortaklarından Ercüment Gündem, özellikle Trawler türü teknelere ciddi bir talep olduğunu söylüyor; “Denizin keyfi her türlü teknede yapılır ama artık Trawler tipi motor yatlar tercih ediliyor. Çünkü Trawler tipi teknelerde güven ve konfor ön planda. Bunun yanında sadelik, teknelerin kullanım ve manevra kolaylıkları da ön plana çıkıyor.”
Ünlü teknelerin iki modeli ülkemizde satılıyor. Maine 640 model Trawler 19.80 metre boyunda. Ağırlığı 34 ton. Maksimum sürati 27 mil. Ekonomik sürat 17 mil. 17 mille giderken saatte 160 litre mazot yakıyor. Tekne 6 mil süratle gittiği zaman 3 bin mil menzile ulaşıyor. Bu süratte yaktığı mazot bir saatte sadece 10 litre; yani okyanus geçişi için de uygun. Yılın her mevsimi her havada uzun ve konforlu seyir yapabilecek özelliklere sahip. Teknede bir master, bir VIP misafir, iki de ikişer kişilik olmak üzere dört kamaranın yanı sıra mürettebat için iki kişilik ayrı bir kamara bulunuyor. Ayrıca duş ve tuvaletler, geniş bir salon, mutfak, çok geniş bir salon, kaptan köşkü ve flybridge var. Maine 530’daysa iç mekânda kış aylarında seyrin tadını çıkarabileceğiniz geniş bir alan mevcut. Sadece sessizliği ve düşük yakıt tüketimi değil, 25 knot’a ulaşabilmesi de övgüye değer. Teknede üç kamaranın yanı sıra mürettebat için de iki kişilik bir kamara bulunuyor. Teknenin tam boyu 16.40 metre; eni 4.80 metre, ağırlığı 18.80 ton, yakıt kapasitesi 2 bin 800 litre; motoru 2X400 HP veya
2X450 HP gücünde.
Bir numaralı pilot İstanbul’da
1930 yılında pilotlar için üretilen daha sonra dayanıklı ve güvenilir saat tutkunların gözdesi olan IWC, geçtiğimiz aylarda Cenevre’deki saat fuarında ilk kez tanıttığı Pilot’s Watch koleksiyonu Türkiye’ye getirdi.
IWC Türkiye Ülke Müdürü Aylin Aydın pilot saatleri koleksiyonun açıklanmasının ardından Türkiye’de beklenilen üzerinde ilgi gördüklerini söyledi. Aydın, “IWC Pilot saatlerinin, markanın 144 yıllık tarihinde çok önemli bir yeri var. 1930’ların başında gerçek pilotlar için üretilen bu saatler, yıllar içinde markanın en ikonik saatleri oldu. Markanın yeni modeli olan Top Gun Miramar modeli için geçen ocak ayında Cenevre’de lansmanı yapılır yapılmaz, IWC’nin Nişantaşı butiğinde bekleme listesi oluştu. Saatleri geldiği gün de sahiplerine verdik. Koleksiyonda Top Gun Miramar Chronograph 11 bin 100 Euro, Pilot’s Watch Spitfire Chronograph ise 9 bin 300 Euro etiketliydi. Şair ve yazar Antoine de Saint-Exupéry adını taşyan ve yalnızca 500 adet limitli üretilen pilot saatinin üretim numarası 1 olan IWC Pilot’s Watch Saint Exupery ise 29 bin 300 Euro’ya İstanbul’da satıldı.