Sibel ARNA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 2008 00:00
Manken, sunucu, moda editörü ve vintage kraliçesi Ece Sükan uzun süredir hobi olarak yaptığı fotoğrafçılığı yarı profesyonel bir işe dönüştürdü. Davidoff markasından esinlenerek çektiği fotoğraflardan oluşan "Ateşiniz Var mı?" adlı ilk sergisini pazartesi akşamı It’s a Joke’da açıyor. Proje için Çağla Şikel, Tan Sağtürk, Hande Subaşı, Mirkelam, Ahu Yağtu, İlhem, Özge Ulusoy, Tolgahan Sayışman gibi isimler birbirinden tutkulu pozlar verdi.
Fotoğraf makinesini ilk eline aldığında üç bilemedin dört yaşındaydı. Dedesi yurtdışından getirmişti. Ortaokul ve ilkokul yıllarında evlerindeki fotoğraf makinesi sayısı normal ailelerden oldukça fazlaydı. Abisi Arslan Sükan bir fotoğraf aşığıydı. Evin sağı solu, önü arkası makine doluydu. Kardeşlerden biri bir hobiyi sahiplenirse diğeri refleks olarak geri planda durur ya, Ece de öyle yaptı. Kendine ait ilk fotoğraf makinesini yıllar yıllar sonra New York’a yerleşince aldı: "Şehirdeki ikinci günümde oranın meşhur teknoloji mağazası B&H girdim ve kendime ilk makinemi aldım."
O gün bugündür fotoğraf çekmek Ece Sükan için ayrı bir zevk. Öğretmeni, abisi. Sekiz senedir moda editörlüğü yaptığı, bir o kadar yıldır Türkiye’nin bütün moda fotoğrafçılarına poz verdiği için fotoğrafçılığa daha da yakınlaştı.
Ateşiniz Var mı sergisi Davidoff’tan esinlendiği için Sükan markanın değerlerinden yararlanmış. Davidoff markası gibi karizmatik, baştan çıkarıcı, dinamik, tutkulu, enerjik, kısacası ateşli fotoğraflar çekmeyi hedeflemiş. Ateşiniz var mı sorusu bu noktada ortaya çıkışmış. Sükan, sergi için poz veren 13 insanın bu özellikleri taşıdığını söylüyor. Proje fotografik bir iddiadan çok bir styling şov gibi. Saç, makyaj ve styling tamamen Ece Sükan’ın elinden çıktı. "Her fotoğraf çok çekici ve samimi oldu bence, çünkü katılan herkeste çok ateşli bir enerji vardı. Eğlendik, güldük, saatlerce Jerry’nin makyajının bitmesini bekledik, yorulduk." Sükan fotoğraf sergisi açtı diye fotoğrafçı oldum demiyor. Tam tersine bu projeyi eğlenmek için yaptığının altını çiziyor. Üzerinde çok düşünmemiş. Gözünü karartmış ve deklanşöre basmış. "Günün birinde her şeyi bırakıp gece gündüz bu işle uğraşırsam fotoğrafçı olurum" diyor. Şu anda böyle bir planı yok. Ama, "Objektifin arkasındayken ne isteğini bilen, kimliğinden ve cinsiyetinden sıyrılmış biri oluyorum" diyor.
Melez güzeli
Çağla bir melez güzeli olmasına rağmen bugüne kadar kimse onu olduğu gibi görüntülemedi. Biz de kaşlarını koyulaştırdık ve melezliğini ön plana çıkarttık. Bence harika oldu.
Lamba cini
Tan Sağtürk ile çalışırken onun fiziksel avantajlarından yararlandım. Onu, seçmelere katılacak heyecanlı bir karakter olarak görüntüledim. Biraz Billy Eliot, biraz 70’ler... Ve sahneyi ona bıraktım. Müthiş oyunculuk ve harika kareler çıkarttırdı... Hangi kareyi seçeceğimizi şaşırdık. En sonunda ’Alaaddin’in Sihirli Lambası’ ndan çıkmış pozunu koymak istedik..
Marakeşli Clark Gable
Tolgahan’ın dizi için bıraktığı bıyıklarını görünce Marakeşli Clark Gable deyiverdim.