Atatürk’ü en iyi Spielberg çeker, Brad Pitt de oynar

Güncelleme Tarihi:

Atatürk’ü en iyi Spielberg çeker, Brad Pitt de oynar
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 05, 2004 00:00

Bu sevimli, kibar, güler yüzlü, tatlı dilli, nur yüzlü, eski Ä°stanbul beyefendisi tonton delikanlının adı Metin Erksan... Türk sinemasının uluslararası ödüllerle tescilli efsane yönetmeni, senaryo yazarı, düşün adamı...Çanakkale Çimenlik Kalesi Kumandanı ve Ä°ttihat Terakki Partisi Çanakkale Mebusu Konyalı Ahmet Kazım’ın 1 Ocak 1929 doÄŸumlu, 7 evladından en küçüğü... Türkiye’deki sinema eÄŸitimini baÅŸlatan MSÜ’nin en etkin üyesi... Türkiye Sinema İşçileri Sendikası, Türk Sinema Sanatçıları DerneÄŸi, Türk Film Rejisörleri BirliÄŸi’nin kurucusu... ‘Susuz Yaz’la 1964 Berlin Film Festivali’nin büyük ödülü Altın Ayı’yı kazanarak Türkiye’ye ilk uluslararası film ödülünü kazandıran usta... 1977-80 arasında yaÅŸadığı Amerika’da Wisconsin Ãœniversitesi ve ABD Çalışma Bakanlığı’nın ortaklaÅŸa yaptırdığı çelik iÅŸ kazalarını konu alan ‘Incident’ adlı belgeseliyle dünya çapında ödüllere imza atan bir evrensel usta... Sansür heyetleriyle boÄŸuÅŸmaktan yorulan, ama asla yılgın olmayan bir çilekeÅŸ büyük usta... Sevgili Sezen’e ilham kaynağı olan ‘AÅŸk için ölmeli, aÅŸk o zaman aÅŸk’ sözcüklerinin sahibi... Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ‘Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü geçen nisan ayında CumhurbaÅŸkanı Sezer’den alan bir sanat insanı... Burası Sultanahmet’teki dünya çapında ünlü Four Seasons Oteli. GeçmiÅŸte nice ünlü yazarlara, çizerlere mekan olmuÅŸ ünlü Sultanahmet Hapishanesi. Bir zamanlar Metin Erksan’ın dava arkadaÅŸlarını her hafta ziyaret ettiÄŸi ünlü ceza ve tevkif evi. Metin Usta’nın ilk kez anlatacağı o kadar çok ÅŸey var ki, sorular için ayrılan satırları da kendisine bırakalım. - Yener’ciÄŸim, ‘Yılanların Öcü’nün sansürde başına bir ÅŸey geleceÄŸini biliyordum. Onun için sansür heyetinin toplandığı günün gecesi karar açıklanmadan filmi Çankaya’da Cemal Gürsel’e göstermeyi kafama koymuÅŸtum. BeYa Film’in Ankara temsilcisi, çevresi olan bir emekli albaydı, benim de yaverler arasında tanıdıklarım vardı. Sonunda her ÅŸey halloldu, Gürsel PaÅŸa için özel gösteriyi ayarladım. Gittim, salona perde kurulmuÅŸ, en öndeki bir masada Cemal Gürsel tek başına oturuyor. Rakısını yudumluyor, masanın üstünde kavun ve beyaz peynir var. Onun arkasındaki sırada Genelkurmay BaÅŸkanı, kuvvet komutanları, MÄ°T baÅŸkanı gibi erkan eÅŸleriyle birlikte oturuyor. Onların arkasındaki sırada ise ben, Fakir Baykurt ve film ÅŸirketin sahibi Nusret Ä°kbal var. Gösteri saat 21 civarında baÅŸladı, hepimiz merak ve heyecanla sonucu bekliyoruz; derken film bitti, salonda çıt yok. Cemal PaÅŸa, hepimizin elini tek tek sıktıktan sonra bana dönüp ‘Bu filmi yapmakla vatana hizmet ettkiniz’ dedi. PaÅŸanın sansürden çıkan gösterimi men kararından haberi yok. Öteki sivil ve askeri erkanın da bizi tebrik etmesinden sonra Gürsel beni yanına oturttu; saat tam gece yarısı, çaylar içiliyor; bana dönüp dedi ki ‘Metin Erksan senin filmlerini çok seviyorum, sana gerçekçi rejisör diyorlar ama, o kadar da gerçekçi deÄŸilsin’ dedi. O anda Fakir’le göz göze geldik, ikimiz de ÅŸaşırmıştık. ‘Yahu filmin içindeki bütün adamların ense kulakları yerinde, halbuki bizim köylümüz çelimsizdir, zayıftır. Bunda sonraki filmlerinde buna dikkat et’ dedi. KonuÅŸmasını bitirdikten sonra söz isteyip ‘PaÅŸa hazretleri, bugün sansür kurulu bu filmi seyretti ve filmin Türkiye içinde ve dışında gösterilmesini yasak etti’ dedim. Bir gürledi, ‘Ne münasebet, kim bu serseriler’ diyerek ayaÄŸa kalktı. CumhurbaÅŸkanlığı Genel Sekreterine ‘Yarın sabah erkenden bu adamlara telefon et, bu filme izin versinler’ dedi. Genel Sekreter ‘PaÅŸam ben de filmi seyretmedim’ demesin mi? Allah’tan o sırada CHP Ankara Senatörü Ä°brahim Saffet Omay ve CHP Ankara Milletvekili Sabit KocabeyoÄŸlu ortak bir takrir verdi. ‘Bu filmi Senato ve Meclis’in bir ortak toplantısında oynatıp kararı biz verelim’ diye. Dünyada ilk kez olacak bir ÅŸeydi, sevinçten öldüm. Hemen Ä°stanbul’a dönüp çok büyük bir organizasyon hazırladım. Tünel’den Taksim’e kadar muazzam bir yürüyüş yapacaktık. İçiÅŸleri Bakanı Ahmet TopaloÄŸlu bunu duyunca filmin yurt içinde gösterilmesine izin verdi.Kötü oyuncu yoktur kötü yönetmen vardırBugüne kadar hiç kimseye oyunculuk teklif etmedim, hep bana yapılan tekliflerini deÄŸerlendirdim. Bana müracaat eden kızlara ilk söylediÄŸim ‘Evinde tencere kaynıyorsa devam et evladım, kaynamıyorsa bu iÅŸ muhataralı’olurdu.EÄŸer bir oyuncu oynayamıyorsa bunun kabahati kesinlikle rejisördedir. Kötü oyuncu yoktur, kötü yönetmen vardır.Bugüne kadar hiçbir partiye oy vermedim Atatürk’ün en güzel filmini bence Steven Spielberg çeker, kendisine çok ayrıntılı kronoloji verilecek. senaryoyu o yazacak. Atatürk’ü en güzel Brad Pitt’in çok iyi oynayacağına inanıyorum. Atatürk gibi çok yakışıklı, sarışın, hoÅŸ bir adam.Türk sineması denince ilk akla gelen Muhterem Nur olmalı. Son derece yetenekli bir kadın, onu deÄŸerlendiremedik, yazık oldu. Müslüm’le beraberliÄŸi beni çok bahtiyar ediyor, birbirlerine karşı olan aÅŸkları, samimiyetleri ne güzel.Bugüne kadar hiçbir seçimde herhangi bir siyasi partiye oy vermedim. Sandığa attığım kağıtlarda Kuran’daki ÅŸu ayet yazılıydı; ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu.’Aramızda çok büyük dostluk ve arkadaÅŸlık olmasına raÄŸmen Kemal Tahir’in hiçbir romanını çekmek kısmet olmadı.Bütün yönetmenleri tereddütsüz baÅŸarılı buluyorum ama, son dönemde Osman Sınav gözüme çok batar oldu.Hülya AvÅŸar son derece yetenekli, Türk sinemasına gelmiÅŸ belki en yetenekli kadın, müthiÅŸ. Hülya’nın sinema oyuncusu olarak dünya çapında yeteneÄŸi var.Troya filmini beÄŸenmedim, neyse ki yapımcıları namuslu davranıp ‘Homeros’un Ä°lyada’sından sadece ilham aldık’ demiÅŸ. Truva’daki asıl mesele, Paris ile Helen’in arasındaki büyük aÅŸktır. O aÅŸk ki, dünyanın çehresini deÄŸiÅŸtirmiÅŸ, büyük savaÅŸlara neden olmuÅŸ. Bu filmde bu yok, AÅŸil’in Truvalı bir kızla aÅŸkı var, AÅŸil’in böyle bir aÅŸkı yok ki. Benim en son ÅŸirketimin adı Troya Film’di, 1965’te ‘Truvalı Halime’ diye bir film çekecektim, geri planda Truva Savaşı olacaktı.YAPTIÄžIM Hiçbir filmi beÄŸenmiyorum- Ben hiçbir filmimi sevmiyorum ve beÄŸenmiyorum. Maalesef asistanlık yapmadan kendi isteÄŸimle doÄŸrudan yönetmen oldum. Çıraklık yapsaydım daha iyi rejisör olurdum, büyük hata etmiÅŸim. O zamanlar beÄŸenmiyordum kimseleri, keÅŸke Muharrem Gürses’in asistanı olsaydım. Öyle olsaydı filmlerin trajik ve dramatik boyutlarını çok çabuk algılardım, bunun öğrenmek çok yıllarımı aldı. Yazar kalemiyle yazıyor, kamerayı kalem gibi kullandığın an sinema yapıyorsun. Kamerayı ben ancak ÅŸimdi kalem gibi kullanmayı öğrendim, eskiden bilmiyordum. YARIN: Milliyetçiyim hatta tutucuyumÂ
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!