Atatürk Türkiye'si için üç çocuk doÄŸuracağım

Güncelleme Tarihi:

Atatürk Türkiyesi için üç çocuk doğuracağım
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 26, 2008 00:00

Manken Sinem Güven de meslektaşı Sema Şimşek'in izinden giriyor.

Haberin Devamı

Sinem Güven fotoğrafları için tıklayın...

İki yıl önce Murat Ersönmez’le evlenen eski Türkiye güzeli manken Sinem Güven, bir ay sonra anne olacak. Kendi gibi sekiz aylık hamile olan meslektaşı Sema Şimşek’in "Aydınlık bir gelecek için bizim gibiler çoğalmalı" fikrini savunduğunu belirten Güven, "Atatürk Türkiye’si için üç çocuk doğuracağım" diyor.

Hamilelik sizi daha da güzelleştirmiş...

- Çok teÅŸekkür ederim. Herkes aynı ÅŸeyi söylüyor. Yolda yürürken herkes önümü kesip, "Çok güzelsiniz, ne kadar hoÅŸsunuz" diyor. Kızım Defne, her anlamda bana güzellik kattı. Ben Türkiye güzeli seçilmiÅŸ, hep bakımlı dolaÅŸan biri olduÄŸum halde, hamileliÄŸimde aldığım iltifatları hayatım boyunca almadım.Â

Atatürk Türkiyesi için üç çocuk doğuracağım
Kaç kilo aldınız?

- 9 kilo... Hamileliğimin sekizinci ayındayım, herhalde doğuma kadar 12 kilo almış olurum. Bu da çok normal bir kilo...

Haberin Devamı

Bir kız annesi adayı olarak, siz nasıl bir kız çocuğuydunuz?

- Erkek gibi... Kızım bana benzerse yandık zaten. Öyle erkeksiydim ki, annem beni zarafet kurslarına göndermek zorunda kalmıştı. Bu konuda çok endişeliydi. Çünkü acayip vukuatlarım vardı...

Ne gibi?

- Futbol oynardım, ağaçtan düşer bir yerlerimi yaralardım, motosiklete binip bir yerlerimi parçalardım, araba kaçırırdım... Böyle fırlama bir şeydim.

Araba mı çalardınız!

- Evet... Kuzenimle birlikte Çeşme’de düz kontak yapıp, araba kaçırırdık. Sabaha kadar dolaşır, sonra arabayı aldığımız yere bırakırdık. Ağabeyim hiç böyle şeyler yapmazdı. Dediğim gibi ben çok kuduruktum. O yüzden annem benim kız çocuğu gibi olmamı çok istiyordu. Çok üzdüm onu. Umarım kızım bu açıdan bana benzemez. Kısacası hem çocukluğumda hem de sonrasında çok kazalı büyüdüm. İstanbul’a geldim, atv ile takla attım, aylarca bütün vücudum mosmor dolaştım. Böyle heyecanlı şeyleri seviyorum. Biliyorsunuz 2000 yılında ralli şampiyonasına katıldım, bayanlar şampiyonu oldum. Maceracı bir tipim yani...

Haberin Devamı

Eşiniz Murat Ersönmez’le nasıl tanıştınız?

- 1997’de tanıştık. Bir vitamin ilacı Türkiye pazarına giriyordu ve onun basın tanıtımını ben yapmıştım. O vasıtayla tanıştık. Hatta ben işim bitince "Çekimi alayım" deyip, hemen çıkıp gitmişim. Murat, o zaman beni kafasına takmış. Tabii ben hiçbir şeyin farkında değilim. Sonra kendisiyle birkaç kez daha karşılaştık. Ama asla aramızda selamlaşmanın ötesinde bir şey geçmedi. Çünkü benim o dönem bir ilişkim vardı. Aradan yıllar geçti ve biz yeniden karşılaştık. Arabamla ilgili bir takım problemlerim vardı, Murat bununla yakından ilgilendi. Ama tavlamak amaçlı değil, tamamen iyi niyetinden... Derken birkaç ay içerisinde bizim ilişkimiz başladı. Kayınvalidem tanıştığımız zaman bana, "Murat, beş yıldır seninle birlikte olmayı o kadar çok istiyordu ki" dedi. Çok şaşırmıştım...

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55eb1b3ff018fbb8f8ab79e7
Çok istemiş ve olmuş...

- EÅŸim çok hırslıdır. Hani kafasına koyduÄŸunu yapanlardan... Ben de tam tersi, her ÅŸeyi evrene bırakırım. Hiçbir ÅŸeyin peÅŸinden koÅŸmam. Çünkü olması gerekenin olacağına inanırım. Fazla kaderciyimdir yani. Bunun da hiç zararını görmedim. Nedir zararı, daha fazla para kazanabilirdim, daha meÅŸhur olabilirdim. Ben bunların peÅŸinde de olmadım. O yüzden de kaderime razı oldum...Â

O halde sizinkisi ilk görüşte aşk değil...

- Evet, değil. Ben hayatımda ilk defa birisine sonradan aşık oldum. Beni kendisine aşık etti. Onunla tanıştığımda bir ilişkiden yeni çıkmıştım. Murat’la yeni bir ilişkiye başlamak istemediğim bir dönemde karşılaştım. Dolayısıyla arkadaşlığımız süresince resmen beni kendine aşık etti. Çok istemiş benimle birlikte olmayı. İyi ki de istemiş. Dünyanın en iyi, en merhametli eşine sahibim. Allah mutluluğumuzu bozmasın. Onunla yaşlanmak tek arzum.

Haberin Devamı

Peki... Burada mı doğum yapacaksınız yoksa Amerika’da mı?

-  Benim yurdum burası. Ben Atatürk çocuğu olarak, Atatürk’ün Türkiye’sinde doğum yapacağım. Ben dünyanın her yerini vizeyle dolaştım. O da dolaşsın, hiç sorun değil! Ben Atatürk ilke ve inkılaplarıyla büyüdüm, benim çocuğum da öyle büyüyecek. Ve bizim çok çocuk yapmamız gerekiyor.

Siz de Sema ÅžimÅŸek gibi konuÅŸtunuz...

Atatürk Türkiyesi için üç çocuk doğuracağım
- Ama Sema çok doğru bir noktaya değinmiş. Çok doğru söylemiş. Bizim, çok çocuk doğurup, o çocukları Atatürk Türkiye’sine layık bir şekilde yetiştirmemiz gerek. Bu ülkede son zamanlarda yaşananlar çok kanıma dokunuyor. (Ağlıyor) Yaşananlar beni çok etkiliyor. Atatürk, bu ülkenin, bırakın ülkeyi dünyanın başına gelmiş en iyi liderdir. Herhalde şu an, ülkede yaşanan olaylar karşısında kemikleri sızlıyordur. Bizler çok tembeliz. Bu ülkeye bir şey olmaz diye oturuyoruz. Oturmamak gerek, harekete geçmeliyiz. Bu yüzden üç çocuk doğuracağım. Niyetim öyle...

Haberin Devamı

Loğusa avcıları değil aldatan erkek suçludur

Seda Sayan’ın "Loğusa avcıları" sözünü hatırlıyor musunuz? Hiç böyle endişeleriniz var mı?

-  Karısı hamileyken eÅŸini aldatan adam, hiç durmasın gitsin zaten! Tabii ki kafa kurcalayan, erkeklerin zaaflarından faydalanan kadınlar var. Ama o kadınlar da acınası kadınlardır. Belli bir yaÅŸa gelmiÅŸ, evlenememiÅŸ, saygın bir yer edinememiÅŸ, bir sürü iliÅŸki yaÅŸamış, ama mutlu olamamış kadınlardır onlar. Ve o kadınlar, kendi mutsuzluklarından dolayı, baÅŸkalarının mutsuz olmasını ister ve bunun için ne gerekiyorsa yaparlar. Fakat ben yine de böyle durumlarda üçüncü ÅŸahısları suçlamıyorum. O kadın istediÄŸi kadar ÅŸansını denesin, erkek saÄŸlam duruyorsa duruyordur. Burada önemli olan gidiÅŸin de ahlaklı bir ÅŸekilde olması. AÅŸk biter, sevgi biter, kimse kimseyi zorla tutamaz. O zaman da konuÅŸursun ve gidersin. Öbür türlüsü ise bana çok ahlaksızca geliyor. Ä°nsanların da ilaçlar gibi, yiyecekler gibi son kullanma tarihleri var bence. Bir ÅŸey bitecekse, biter. Hayatınızdaki kiÅŸi misyonunu tamamlamış demektir.    Â

Normal doÄŸum yapmaktan korkmuyorum

Normal doğum mu yapacaksınız?

- Evet... Ben ne sancı çekmekten ne de normal doğum yapmaktan korkuyorum. Tek korkum, sezaryen... Ayrıca kızım beni hamileliğim boyunca o kadar rahat ettirdi ki, varsın onun için birkaç saat sancı çekeyim, hiç önemli

/images/100/0x0/55eb1b3ff018fbb8f8ab79eb
değil. Ben zaten öyle korkak, narin, sulu gözlü bir tip hiç olmadım. Dolayısıyla rahat bir normal doğum geçireceğime inanıyorum.

Evet, sizin çok soğukkanlı bir yapınız var. Hatırlıyorum da Türkiye Güzellik Yarışması’nda birinci seçilip de ağlamayan tek kraliçe sizdiniz...

- Doğru! 14 yıl geçti aradan, ama unutmamışsınız... Evet, hiç ağlamıştım. Ne domuz muşum? (Gülüşmeler) Aslında kendime güvenmekten ve olayı umursamamaktan dolayı ağlamamıştım. Ayrıca ben o yarışmaya tamamen hediye verilen arabayı almak için girmiştim. Girdim ve birinci oldum...

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!