Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2004 00:00
Sevgili Ablacığım, 25 yaşında bir gencim. Özel bir şirkette çalışıyorum. Benim sorunum annemle. Beni durmadan evlendirmeye çalışıyor ama hiç kimseyi de beğenmiyor.Kendisi emekli öğretmen, durmadan bana kız buluyor. Her hafta sonu evde bir kavgadır kopuyor. Saplantılar içinde, beni zorla kız görmeye götürüyor. Zaten çalıştığım yerde işim çok yoğun, sürekli seyahat ediyorum. Her hafta bir başka şehirdeyim. Bu durumda evlenmek benim için çok zor. Bu şartları hangi kız kabul eder?Üstelik evleneceğim kızı kendim seçmek isterim. Ama annem bunu anlamak istemiyor. Bana sürekli baskı yapıyor. Bir kız arkadaşım da var, ancak henüz evliliği düşünmüyoruz. Anneme ondan söz etmeye kalkışsam, hemen telaşlanıyor. Daha kızı görmeden onun hakkında ileri geri konuşuyor. Buna karşılık durmadan bana kız buluyor. Görmem için ısrar ediyor. Birini laf olsun diye beğenecek olsam, bu defa kız birden kötü oluyor. ‘Anne bu kızı beğenen, isteyen sen değil miydin?’ desem, hemen ‘Yanılmışım, sana uygun değilmiş’ diyor.Ben tek çocuğum, babam 10 yıl kadar önce öldü. Annem o zamandan beri yalnız; benden başka kimsesi yok. Ona hak veriyorum, ama bana uyguladığı bu baskıyı anlamakta zorlanıyor, bunalıyorum. Kısacası ablacığım, ben de şu televizyonlarda boy gösteren Semra Hanım’ın, Ata’sından pek farklı değilim. Lütfen bana bir öneride bulunur musun?RUMUZ: ATA GİBİGüzel oğlum, dul bir anne, çocuğunun üzerine pek fazla düşmeye başlar. Onu yönetimi altına almak ister. Hayattaki tek amacı, tek yaşam nedeni çocuğudur. Özellikle bu durumdaki erkek anneleri, evlatlarını bir başkasıyla paylaşmaya katlanamazlar. Kaybettikleri eşle, oğullarını özdeşleştirmişlerdir çünkü.Annen, mantıken senin bir an önce evlenip yuva kurmanı isteyebilir. Ama, bilinçaltında, sana olan tutkusu ve bağlılığı nedeniyle hiçbir kızı sana uygun görmez. Bu sağlıklı bir ana- oğul ilişkisi değil tabii. Tıpkı Ata’yla Semra Hanım’ın olmadığı gibi. Ama sanırım sen kişiliği oturmuş, sağlam karakterli, ona karşı gelebilecek bir insansın. Sakın kendini kapıp koyverme. Kendi kararlarından dönme. Annene acımaya başlarsan, hükmü altına giriverirsin. Aman oğlum, ayağını sıkı bas.Elektrikli epilasyonla bacaklarımı yaktılarBen yoğun iş hayatı olan genç bir kadınım. Bu nedenle iğneli elektrik akımı ile uygulanan epilasyon yaptırmaya karar vermiştim. Pangaltı’daki bir Güzellik Merkezi’ne gittim. Bacaklarıma üç seans epilasyon yaptırdım.İki hafta içinde iyileşeceği söylenmişti ama bir ay sonra kabukları döküldü. Ve şu an bacaklarım kevgir gibi görünüyor. Tek kelimeyle delik deşik. Cildiye uzmanına gittim; aşırı elektrik akımı vererek, derimi yaktıklarını söyledi.Avukatla konuştum ve dava açmayı düşünüyorum. Ama ya bacağımdaki izler; onları hiçbir şey geçiremeyecek. Bana yapılanı bir başkasına da yapmalarını engellemek istiyorum. İşi bilmeyen böylesi insanlar işyeri açarak müşterilerin sağlığını tehlikeye atabiliyorlar. Kontrol eden yok mu? Türkiye’de hak aramak pahalı olduğu için birçok insan hukuki yola başvurmuyor; onlar da nasılsa yaptıklarının yanlarına kalacağını biliyor, aldırmıyorlar.RUMUZ: SERPİL E.Mahkeme açacağınıza göre, enstitünün adını vermek doğru olmazdı. Benim köşem de tüketici köşesi değil. Ama size hak vermemek de elde değil. Böyle gösterişli enstitüler açıyor, yetersiz insanlara ciddi sorumluluklar verebiliyorlar. Oysa bu tür uygulamalar uzman kişilerce yapılmalı. Okurlarımı uyardığınız için teşekkürler. Çocuğuna hasret bir babanın feryadıGüzin Abla, yıllardır yazılarınız hiç kaçırmadan okurdum. Bazen üzülür, kendi derdimmiş gibi acı çekerim. 7 yıllık bir evlilikten, biri 2.5 yaşında öteki 9 yaşında iki erkek evlat ve parçalanan bir aile bıraktık ardımızda. Biz erkekler daima yıkıcı oluyoruz. Pişmanlık duyduğumuzda ise giden geri gelmiyor. Eşimi çok seviyorum, şu anda küçük oğlum onunla. Büyük oğlum başka bir şehirde, annemin yanında, ben de başka bir yerdeyim. Tam iki yıldır eşimden ve çocuklarımdan ayrıyım. Hatalar karşılıklıydı ama suçun büyüğü bende. Resmi olarak boşanmadığımız için bana 20 aydır küçük oğlumu göstermiyorlar. Kapılarında bekledim, araya insanlar soktum ama, nafile.Oğlumu altı aylıkken mahkemede hakim aracılığıyla eşime teslim ettim. Büyük oğlumu ne zaman istese, yanına gönderdim. Fakat küçük oğlum şu an konuşuyor ve sokakta görse beni tanımayacak. Babasını tanımaması ne acı!İntiharı denedim başarılı olamadım. İnsanca çocuğumu göstersin diye, ‘Kadının Sesi’ programına çıktım. Sonuç alamadım. Sizden isteğim, boşanmadığımız halde çocuğumu görmek için nasıl bir yasal yol izlemeliyim? Tutunacak tek dalım siz kaldınız. RUMUZ: BERKANTSevgili oğlum, danıştığım avukatım Mustafa İnanç Bey bana boşanma gerçekleşmemiş bile olsa, aynı mahkemeye başvurup, çocuğunu yasal olarak görme hakkı elde edebileceğini söyledi. Madem güzellikle laftan anlamıyorlar, bu insanlarla yasal yollardan mücadele edebilirsin ancak.Bu nasıl iş? Eşler arasında anlaşmazlık da olsa, bir babaya yavrusunu görme hakkı nasıl tanınmaz? Üstelik bu kadar pişman olmuşsa.
button